Dolar

34,8700

Euro

36,6756

Altın

3.021,04

Bist

10.053,97

Başbakan Erdoğan'ın Arınç olayı ilk değil! Abdullah Gül ve diğer Bakanlar...

'Öğrenci evleri' tartışmasında Erdoğan'ın açıklamaları Arınç'ı 'açığa düşürdü' yorumları yapıldı. Arınç'ın sitem ettiği bu durum daha önce de yaşanmıştı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-10 09:36:52

Başbakan Erdoğan'ın Arınç olayı ilk değil! Abdullah Gül ve diğer Bakanlar...

Radikal'de yer alan habere göre; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın ‘kızlı-erkekli öğrenci evleri’ açıklaması bir yandan ‘özel hayata, yaşam tarzına müdahale’ tartışmalarını alevlendirirken; diğer yandan kamuoyunda ‘tek ses’ gibi görünen AK Parti’deki ‘görüş ayrılıklarını’ bir kez daha ortaya çıkardı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Erdoğan’ın AK Parti’nin basına kapalı yapılan Kızılcahamam kampında öğrenci yurtlarıyla ilgili olarak basına yansıyan sözlerini aynı gün yalanladı.

Arınç’la ilk değildi
Erdoğan bir gün sonra sözlerinin arkasında durduğunu söyledi. Erdoğan böylece hem Arınç’ı hem de “Öğrenci evlerine yönelik hedef saptırmalar da çok yanlıştır. Konu izinsiz apartlardır” diyen danışmanı AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’ı ‘açığa’ düşürdü. Arınç, bu duruma “Ben sadece bakan değilim. Aynı zamanda bir özgül ağırlığım ve bu özgül ağırlığım başkalarından farklıdır” diye isyan etti. Bu, Arınç ile Erdoğan’ın ters düştüğü ilk olay değildi.

Erdoğan, 13 Haziran seçimleri öncesinde önemli bir çıkış yapa-rak, Türkiye’de Kürt sorunu olmadığını, terör sorunu ve terör örgütü PKK sorunu olduğunu söyledi. Diyar-bakır’da seçim çalışmalarına katılan Arınç, “Kürt meselesi Türkiye’de vardır” dedi. Ancak, Arınç ‘Kürt meselesi vardır’ diye yola çıkmanın bir faydası olmadığını da vurguladı.

Arınç, sık sık milletvekili seçilmiş ve mazbatasını almış olmasına rağmen, parlamentoya gelerek ant içme fırsatı bulamayanlar için üzüldüğünü, onların içeride tutuklu kalmasının milli iradeye saygısızlık olduğunu dile getirmesine rağmen, Erdoğan bu düşünceyi paylaşmadığını ifade eden açıklamalar yaptı.

BDP milletvekillerinin PKK’lılar ile kucaklaşma görüntülerinin basına yansımasının ardından Erdoğan, bu vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılacağı yönünde açık mesajlar verirken Arınç daha temkinli konuşarak “Bugün için kaldırılması yanlış olur. Bugün BDP kendisini kapattırmak istiyor. Vekiller dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyorlar. Onlar bu suçları bilerek işliyorlar. Ben kanaatimce dokunulmazlıklarının kaldırılmasından yana değilim” dedi.

Futbolda şike iddiaları ile ilgili soruşturma devam ederken Meclis’e dört partinin imzası ile şike cezalarını azaltan bir yasa teklifi geldi. Cumhurbaşkanı Gül’ün yasayı veto etmesinin ardından Arınç, hiçbir milletvekilinin düzenlemeye sahip çıkmayacağını belirterek, vetolu yasanın Meclis gündemine bir daha gelmeyeceğini söyledi. Başbakan Erdoğan ise aynı düşüncede değildi. Vetolu yasa Meclis’te değiştirilmeden ikinci kez kabul edildi, Arınç da bu durumu “hayatının hatası” olarak niteledi.
Özel Yetkili Mahkemeler (CMK 250) ile ilgili düzenleme yapılıp yapılmayacağının tartışıldığı günlerde Arınç, bu konuda bir çalışmalarının olmadığını söyledi. Ancak, Başbakan’ın talimatı ile CMK 250 ile ilgili düzenleme Meclis’ten geçirildi.
Dershanelerin kapatılması ile ilgili tartışmalar sırasında Arınç, “Dershaneleri kapatmak gibi bir çalışmamız yok” dedi. Ancak Erdoğan, Arınç’ın bu açıklamasıyla ilgili sorulara ”Bu bizim arkadaşlarla kendi aramızda yürüttüğümüz bir çalışma. Liderler istikameti verir, alttakiler de gereken çalışmaları yapar” diyerek yanıt verdi.

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven bu göreve atandığı günlerde “Teröriste ağlamayan insan değildir” dedi. Bu sözleri Arınç, ‘takdirle’ karşıladığını belirtti. Erdoğan ise Güven’i sert sözler ile eleştirerek, “Biz ölen hiçbir terörist için ağlamadık. Siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın, herkes kendi görevini yapsın. Terör saldırısında ölen terörist için ağlamadık, ağlamayız” diye konuştu.

Zirvedeki polemik...

Görev süresi Mart 2014’te bitecek olan ve yeniden aday olup olmayacağı, aday olmayacaksa AK Parti’nin başına geçip geçmeyeceği tartışılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün izlenen politikalarda hükümetten farklı düşündüğü biliniyor. Özellikle Suriye ve Mısır konusunda verdiği mesajlar ile bunu açıkça ortaya koyan Gül’ün, Başbakan Erdoğan ile kamuoyu önünde ters düşmesi ise ‘tutuklu vekil’, ‘Gezi eylemleri’ ve ‘dokunulmazlık’ tartışmalarında yaşandı.

Gül, 1 Ekim 2012’de Meclis’in açılışında “... seçildikleri halde bu yasama yılında da Meclis’te olamayan milletvekillerinin bu tablo içinde bir noksanlık oluşturduğunu belirtmek isterim. Seçimlere katılmış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Aynı gün Erdoğan, “Bizim bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada” diye yanıt verdi.

Gezi eylemleri sırasında, 3 Haziran’da Erdoğan’ın ‘Sandıkta millet cevabını verir’ açıklamasının ardından Gül, “Demokrasi demek sadece seçim demek de değildir” dedi. Aynı gün Erdoğan Fas’tan yanıt verdi: “Demokratik parlamenter sistemlerde parlamentonun yolu seçimden geçer, sandıktan geçer ve sandığın olmadığı bir demokratik sistem zaten söz konusu değildir.”
BDP’lilerin dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili Erdoğan, 26 Ekim 2012’de “Meclis’te değerlendirmesini yapacağız; dokunulmazlık zırhına bürünen bu zevatla ilgili kararımızı dokunulmazlıklarını kaldırmak suretiyle vereceğiz” dedi. Gül ise 29 Kasım 2012’de “Geçmişte denediğimiz kendi siyasi tarihimizden, yakın siyasi tarihimizde de olup bitenlerden örnekler var. Dolayısıyla kendimizi çıkmaz sokaklara itmememiz lazım...” diye konuştu.

Ben aşı olmam

Başbakan’ın açıklaması ile zor durumda bıraktığı isimlerden biri de eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ oldu. Domuz gribi aşısının tartışıldığı günlerde Akdağ aşı konusunda kamuoyuna güven telkin etmek için aşı yaptırdı ve Başbakan’ın da yaptıracağını söyledi. Ancak Erdoğan, partisinin grup toplantısının ardından Akdağ’a dönerek, “Benim adımı vermişsin. Ben aşı olmayı düşünmüyorum” dedi. Bu arada gazetecilerin bu yöndeki sorularını Başbakan ‘Aşı olmayı düşünmüyorum, bu tercih işi” diyerek yanıtladı.

Gaz-fren tartışması

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Erdoğan önce ‘mali kural’ konusunda karşı karşıya geldi. Babacan’ın ısrarla istediği ‘mali kural’ yasa tasarısı olarak Meclis’e gitti. Sonra geri çekildi. Kamuoyu önünde yaşanan ve unutulmayan polemik konusu ise ‘gaz-fren’ tartışmasıydı. Babacan ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasında yaşanan, faizlerin hâlâ yüksek olduğu ve indirilmesi gerektiğine dayanan ‘gaz-fren’ tartışmasında Başbakan Erdoğan 27 Eylül 2012’de katıldığı bir televizyon programında, “Çağlayan’ın gaza basma konusunda dediği doğru. Faiz hâlâ yüksek” dedi.

Ucube dedim ucube

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da Başbakan ile sık sık karşı karşıya gelen isimler arasında yer aldı. Günay, başkanlık sistemi, Muhteşem Yüzyıl dizisi ile başlayan ‘ecdat’ tartışması gibi konularda, Erdoğan ile aynı düşünmediğini ortaya koyan açıklamalar yaptı. Ancak ‘ucube heykel’ unutulmayacaklar arasındaydı. Günay, Kars’ı ziyareti sırasında yapımı tamamlanmayan ‘İnsanlık Anıtı’ için ‘ucube’ diyen Erdoğan’ın sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi ve ‘Başbakan heykele ucube demedi. Heykelin çevresindeki çirkinliği kastetti’ dedi. Erdoğan’dan ise hemen Günay’a yanıt geldi: “Ben heykele ucube dedim.”

Haber Ara