Yeni Şafak yazarından Şafak Pavey'e birkaç soru

Önceki gün, yani 4 vekilin başörtüsüyle Meclis salonuna girdiği gün, Türkiye'nin en önemli günlerinden biriydi. Zira bu, kanaatimce bu ülkenin 1950'den bu yana süren demokrasi mücadelesindeki en büyük kazanımıydı. Hayır dil sürçmesi yok, nasıl ki demokrasinin izini çok partili hayatın başladığı 1950'lere kadar sürebiliyorsak, başörtüsü meselesi de aynı tarihlerde başladı; kamusal alanda görülen ilk başörtülü kadın olan Dr. Hümeyra Ökten mücadelesine 1950'li yıllarda başladı. Gülsen Ataseven 1964 yılında Çapa Tıp Fakültesi'nde başörtüsü sorunuyla karşılaştı. Hatice Babacan Ankara İlahiyat'ta 1968'de ayrımcılığa uğradı. Başörtülülerin sayısı arttıkça, tehdit olarak algılanma katsayısı da katlandı. Uzatmayacağım, 1980'leri ve sonrasında olanları biliyorsunuz.

Öğrenciler nezdinde durum buyken, başörtülü kadınların siyasette (Meclis'te) varolma konusundaki ilk iddiası 1999'da söz konusu olabildi, o tarihten önce cesaret bile edilememiş bir itirazdı bu ve elbette vesayetçiler tarafından 'cumhuriyet'e yönelik bir kalkışma' olarak anlaşıldı. Merve Kavakçı cesaretinin bedelini, modern biçimde 'taşlanarak' ödedi, biz O'na yapılanları kendine yapılmış birer hakaret olarak algılayanlar, olanları sadece izleyebilmenin ağırlığıyla yaşama cezasına hüküm giydik.

En sonunda, nihayet; az önce ifade ettiğim sebeplerle memleketin sadece kadınlarını değil, demokrasisini de çok yakından ilgilendiren o görüntüye nihayet kavuştuk. Hayırlı olsun, kutlu olsun. Türkiye'nin tüm renklerinin, görüşlerinin, inanma ve yaşam biçimlerinin temsil edilmesi yolunda ilk adım olarak değerlendirdiğim bu görüntü; devletin 'makbul vatandaş' yaratan, hikmetinden sual olunmaz, asla itiraz edilemez bir üstün güç değil, vatandaş nezdinde 'makbul' olmaya çalışan bir yapı olması gerektiğinin de, ilk kez olarak resmidir.

Ama ne oldu? O büyük günde kürsüde CHP adına konuşma yapan Şafak Pavey; CHP'den aday olacağı anlaşıldığı zaman CHP'nin artık 'zavalı' sıfatıyla tanımlayabileceğim politikalarının değişebilme ihtimali adına ümitvar olacak denli değer atfedilen Şafak Pavey; kalktı Kılıçdaroğlu'nun bile kurtulmaya çabaladığı o köhne CHP dilini modernize ederek bir kez daha önümüze koydu.

Neresinden başlanır ki; Afganistan'da, Yemen'de, İran'da yıllarca türban kullanmaya mecbur edildiği örneğiyle lafı açması mesela. Bunda yaklaşık 10 yıl önce dindarların ensesinde pişirilen boza olarak görev icra eden 'Türkiye, İran olacak' diskurunun izleri yok mu? Zorla baş örttürülmeye yapılan bu vurguyu; yaklaşık 90 yıl zorla baş açtırılmış bir ülkede, yaklaşık 90 yıl örtülülere seçilme hakkı verilmemiş bir ülkede; ilk kez olarak Meclis'e girmiş örtülü kadınların karşısında yapmak, hangi tür bir argümantasyon ürünüdür, bendeniz çözemedim.

Pavey'in örtülü vekillere yönelttiği 'ülkemin neden kadın hakları konusunda dünyanın 120. olduğunu anlatmalarını bekliyorum' sorusunun muhatabı ilk kez olarak başörtüleriyle o sıralarda oturma hakkı kazanmış kadınlar neden olsun ki? Birisi çıkıp 'kaç yıldır Meclis'tesiniz Şafak Hanım, ne yaptınız kadın hakları için? Fatma Şahin deli gibi çalışıp, kadınlarla ilgili yasa üzerine yasa çıkartmaya çalışırken CHP'li kadınlardan Cumhuriyet vurgusu yapmak dışında niye tek bir cümle duymadık? diye soramaz mı? Şafak Pavey, ülkenin kadın hakları noktasında geri olmasını '57 İslam ülkesi, BM'de bile yer almayan Tayvan'ın gerisinde' örneğiyle açıklarken belli ki tezini, Müslüman toplumlardaki patriyarkiyle ilişkilendiriyor. İyi ama 90 yıldır eğitim ve çalışma hayatına katılamayan yüzde 60'ın evinden bile çıkmasına izin vermeyerek buna biraz da mensup olduğunuz CHP zihniyeti ve avaneleri sebep olmadı mı? O kadınların Türkiye'deki erkek egemen yapıyla mücadele edecek donanıma sahip olmaması için elinden geleni ardına koymayan vesayetçi sistem değil miydi? Siteminiz kime yani?

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Yeni Şafak yazarından Şafak Pavey'e birkaç soru

Yeni Şafak gazetesi yazarı Özlem Albayrak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey'in geçtiğimiz günlerde Genel Kurul'da yaptığı skandal konuşma ile igili kendisine bir kaç soru yöneltti.