Ezcümle'den Hüseyin Kartal özel sayısı
Ezcümle dergisi Hüseyin Kartal’a saygı sayısını çıkardı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-01 10:55:56
Ezcümle dergisi geçtiğimiz Ağustos ayında vefat eden şair-yazar Hüseyin Kartal’ı unutmadı. Dergide Ahmet Kekeç, Ümit Aktaş, Ömer Altaş, Salih Tuna, Ömür Çelikdönmez’in de aralarında bulunduğu bir çok değerli isim Kartal’ı anlattı.
İşte editörün kaleminden Ezcümle’nin Hüseyin Kartal sayısı:
Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı
Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı
Mesleğin cilvesi mi desek hayatın cilvesi mi desek ne desek nafile… Abdülhak Hamid ‘Makber’ isimli şiirinde “Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden.” dizeleriyle bizim çaresizliğimizi dile getirir. Bir yazarın terekesini yazmaya çalışmak bizimkisi.
Türkiye’nin dört bir tarafında birbirinden habersiz insanları aynı kulvarda koşturmayı, aynı potada eritmeyi ancak Hüseyin Kartal başarabilirdi. Bu başarı onun hasbi ve hesapsız dostluğunun tezahürü. Ezcümle’nin bu nüshası, onun aziz hatırasına hürmeten sevgili gönül dostlarının hatıralarını yazmalarıyla özel sayı içeriğinde oluşturuldu.
Ümit Aktaş’ın ‘Acı’ başlıklı şiiri, Hüseyin Kartal’ın aramızdan ayrılışının bizlere yaşattığı hüzün iklimine denk düşüyor. Bir dostun onun gidişine feveranı bu dizeler.
Usta kalem Ahmet Kekeç’in ‘Mahallemizin Hüseyin Abisi’ sizlere tanıdık gelecek. Hikâye kıvamında ‘Ümmetin derdini yazan adam Hüseyin Kartal’ hiç ölmemiş gibi satır aralarından fırlayacak ve ‘Ben buradayım vazife devam ediyor, durmak yok!’ dediğini duyar gibi olacaksınız.
Ömer Altaş; ‘Yüzleşmek İçin Çok Geç!’ başlıklı yazısında daha önce hakkın rahmetine kavuşan annesinin vefatı sırasında hissettiklerini, Hüseyin Kartal’ın ölüm haberini aldığında duyumsadıkları ile karşılaştırıyor. Farklı bir deneme.
Salih Tuna, Hüseyin Kartal’ın ardından, dostluklarına şerh düşüyor. Yeni Şafak’ta, 17 Ağustos 2013’te yayımlanan yazısında ‘Hüseyin Abim Bu Yazıyı Görseydi…’ diyor. Zamane dervişinin imkânsızlıklarına rağmen, nasıl inancı uğruna var olmak istemesinin, kavgasına sahip çıkmasının öyküsünü anlatıyor Salih Tuna. Kalemine sağlık…
Bir başka dostu Yusuf Tosun, Adıyaman günlerinden kesitler aktarıyor yazısında. ‘Şehit Ömer’ isimli romanın Hüseyin Kartal tarafından hangi şartlarda, nasıl yazıldığının arka planını okuyacaksınız.
Ömür Çelikdönmez; okunası bir anlatımla ‘Ümmetin Yetimi Hüseyin Kartal’ın Ardından’, tanıştıkları günden ölümüne kadar olan dostluklarını yazıyor. Malatya başlıklı şiiri ise Hüseyin Kartal’a ithaf edilmiş.
Oğuzhan Kırlı, Ezcümle’nin Ankaralı yazarlarından daha doğrusu Ankara’dan Ezcümle’ye yazanlardan. Hüseyin Kartal’ın ölümünü kendi zaviyesinden ‘Bir Yiğit Vardı’ başlığı ile değerlendiriyor. Hüseyin Kartal’ı anlatmak için Ali Şeriati’nin ‘Kim daha fazla insan ise daha fazla dertli olur’ sözünü alıntılıyor.
Ayhan Yıldırım; ‘Kartal, Maveraya Pervaz Kıldı’ başlıklı yazısında, önceden romanlarını okuduğu Hüseyin Kartal’la tanışmasından ölümüne kadar olan zaman diliminde yaşadıklarına dair hatıralarını paylaşıyor.
Elazığ’da yaşayan Ispartalı arkadaşlarından Necdet Çelikdönmez; ‘Bilge İnsan Hüseyin Kartal Ağabeyimiz’in Vefatının Ardından’ sözüyle başladığı yazısını merhuma rahmet dileği ile sonlandırıyor. Isparta-Elazığ-Malatya üçgeninde merhumun ailesine taziyeye nasıl gittiğini anlatıyor.
Ispartalı ama Ankara’da yaşayan bir başka dostu Ramazan Topraklı, Ezcümle sayesinde kısa süreli tanımak fırsatını bulduğu Hüseyin Kartal’ı ‘tebessümüyle hatırladığını ve kendisinde bıraktığı resmin bu olduğunu’ belirtiyor.
Mehmet Ali Anşin’in ‘Kokunu Duyuyorum’ başlıklı şiiri bu minvalde okunabilir. Bir yanılsamanın feryadı ile başlayan şiir, İslami kıssaların bezemesiyle kendine bir yer arıyor.
Malatyalı dostlarından Mehmet Zeki Dinçarslan ‘Hüseyin Kartal Göçtü’ diyor ve onu anlatıyor. Pervasızlığını, hasbiliğini, teklifsizliğini, dergiyi hangi zor şartlarda çıkardığını okuyorsunuz. Lakin okudukça boğazınıza bir hıçkırık düğümlenebilir. Bu inanmış adamın dünyaya, yoksulluğa, yoksunluğa meydan okuyan yiğit tavrını anlatmış Mehmet Zeki Dinçarslan, iyi ki yazmış. Mehmet Zeki Dinçarslan’ın bir diğer çalışması Norveçli yazar Knut Hamsun’un Açlık isimli romanı üzerine. Beğeneceğinizi umuyorum.
Yaşar Yeşil’in, Hüseyin Kartal’ın ölümünden önce kaleme aldığı ve özellikle ‘Şehit Ömer’ isimli romanını tanıttığı yazısı kayda değer. Bir yazarın hayatındaki kilometre taşlarının nasıl döşendiğini görüyorsunuz satır aralarında.
Fatih Pala yazısında ‘Kartal’ın romanları esaslı uçuşlar getirir!’ diyor. Okuyunca ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz. Romanlarını incelediği bu çalışması, genç kuşak tarafından Hüseyin Kartal’ın daha iyi anlaşılması sağlayacaktır.
Murat Bilim; Hüseyin Kartal’a ithaf ettiği şiirinde ‘Huseyn’i anlatır. Bu dizelerde resmedilen sima size aşina gelir. Zira ruh dünyasında bir Kerbela yaşayan Hüseyin Kartal’ı görürsünüz.
A. Vahap Dağkılıç, ‘Gün Görmemiş Düşler’ başlıklı şiiriyle içimizde kıvrılıp kalan hüzünlerin tadıyla selamlıyor sizleri.
Abbas Pirimoğlu’nun ölüm üzerine kaleme yazdığı ‘Lezzetleri Kaçıran Ölüm’ başlıklı yazısı, Ezcümle’nin 11. sayısı için hazırlanmıştı. Ne var ki elde olmayan nedenlerden dolayı baskıya yetişmeyince bir sonraki sayı için münderecata girmesi düşünülmüştü. Hüseyin Abi’nin ölümünden önce yazılmasına rağmen ölümünden sonra hazırlanan özel sayının muhtevasına uygun olması tevafuk olsa gerek.
Nevzat Şahin, ‘Metanaoia’ başlıklı şiiriyle merhaba diyor. Tufanlardan cerbezeli naralarla sıyrılan bu şiir, bizleri ikaz eden bir manifesto gibi.
Eren Özkaradeniz ‘Sancıların Sanrıya Dönüşmeyeceğine Delil, Yani Sızı’ başlıklı şiiriyle aramıza katılıyor.
Türker Gerede’nin kaleme aldığı ‘Saraybosna’da Gördüklerim…’ gezi gözlemlerinden oluşuyor. Ümmetin bilge kralı Aliya İzzetbegoviç’in mütevazı kabri başında sizler de yazarla birlikte kendinizi, İslam ümmeti şehitlerinin ruhlarına Fatiha okurken bulacaksınız.
Ezcümle’nin ilk sayısından itibaren derginin tasarımından baskısına kadar emeğini esirgemeyen, derginin en güzel şekilde gönül dostları ile buluşmasını sağlayan, derginin gizli kahramanlarından, merhum Hüseyin Kartal’ın hakiki dostlarından Murat Acar’a, ayrıca teşekkür. Biliniz ki bu sayının neşredilmesini onun dervişan mizacına borçluyuz. Yüce Rabbimiz sayılarını artırsın. Kısaca Ezcümle, bu sayısında yaslı gönüllerden huruç cümlelerle ve şiirlerle sizleri selamlıyor. Yüce Rabbimiz izin ve imkân verdikçe Hüseyin Kartal’ın yadigârı Ezcümle, dostları ile buluşmaya devam edecek. Yeter ki el verelim gönül verelim. Selam ve dua ile…
Haber Ara