Suriye'deki mazlumlara yardıma giden herkese “terörist” yakıştırması yaparak bölgedeki yardım faaliyetlerine engel olmaya çalışmaları artık sıradan bir durum oldu. Akıllarınca insanların zihnini bulandırmaya çalışıyorlar.
Bu tip yalanların kaynaklarından biri olan Taha Haber yapmış olduğu haberde, "İnsani Yardımlar Bakın Nerelere Gidiyor" diye başlık kullandı.
Haber içeriğinde,
"İHH’nın El Kaide'ye olan desteğini ifşa etmeye devam ediyoruz. Şimdiye kadar verdiğimiz onlarca belge ve fotoğrafa bir yenisini daha eklerken, İHH ise henüz bu fotoğraflar ve belgeler hakkında hiçbir açıklama veya yalanlamada bulunmadı.İHH'nın tüm Türkiye'de insani yardım adı altında topladığı tonlarca yardım eli silahlı kişilere teslim edilmekte” şeklinde ifadeler kullanıldı.
Konuyla ilgili konuştuğumuz Araştırmacı - Yazar / Aktivist Ayhan Altıntaş, “Yapılan bu haberlerin art niyetli olduğu kesindir. Bu kişilerin niyeti bu şekilde davranarak yardım kuruluşlarının Suriye'ye yardım etmesini engellemektir.
Size soruyorum eğer mazlumdan yana olmak teröristlikse, orada katliamları işleyenler kimlerdir? Bizler oradaki yaralıların yarasına merhem olmak için koşturuyoruz.
Suriye halkı 40 yıllık esaretten, Esed'den ve çetelerinden kurtulmak için önce silahsız gösteriler yaptı. 4 ayda tam 4 bin insan öldü, yine de silahlı mücadeleye geçmediler. Rejime karşı var olma savaşı veren bir halk var orada.” diye konuştu.
Ayhan Altıntaş kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla şu açıklamayı yaptı:
“Kamuoyuna
Tahahaber’de hakkımda çıkan haber üzerine birkaç konuyu açıklama gereği duydum.
Öncelikle ki mafyaların eroinci baronların bir tetikçisi, bir torbacısı varsa Tahahaber internet sitesi de benim gözümde öyle bir tetikçi, bir torbacıdır.
Ağa babalarının açıkça söyleyemediklerini söylemek, onların işaret ettiği kişi ve kurumları karalamak için kurulan tezgahlardır. Efendilerini perdelemek için kullanılırlar.
Aslında İran yanlısı gözüken Taha haber ajansı incelendiğinde PKK'lı, Hizbullahçı, Baasçı bir karışımdır.
Daha dün İsrail medyası Filistin'e saldırırken, Filistin halkının haklı mücadelesini savunduğumuzda ''Israil yonetimi'' bizi Hizbullah örgütü üyeliği ile suçlarken, bugün de Suriye halkıyla çarpışan Hizbullah'ın maşaları bizi El Kaidecilere yardım etmekle suçluyor.
Yine de Taha haber ajansına teşekkür ediyorum.
“Topladıkları yardımları Ayhan Altıntaş elleriyle Suriyelilere teslim ediyor” dediği için. “Topladıkları yardımları yerine ulaştırmıyor” da diyebilirdi.Bu haber aleyhimizde gibi gözükse de düşmanımız dahi yardımların yerine ulaştığı konusunda haber yapıyor.Yardım gönderenlerin içini rahatlatan bir haber.
Allah(c.c.) bazen şer gözükenleri hayra çeviriyor, gördüğünüz gibi.
Aslında açıklama yapmak çok önemli değildi. Ama bu haber vesilesi ile bir kaç konuya dikkat çekmek istiyorum.
Kısaca Suriye'deki halk ayaklanması sürecinden bahsedeceğim.
Suriye, Arap baharı devrimlerinden etkilendiği zaman, gençler sokağa çıkarak taleplerini seslendirdiler. Hak ve hürriyetlerin baskı altında tutulduğu bir Suriye'de haklarını talep etmeye ve yaşam koşullarının düzelmesini istemeye başladılar.
Esed yönetimi bu basit isteklere insanları tutuklayarak, işkence ederek ve nihayet öldürerek cevap verdi. Daha sonraki süreçte gösteriler tüm Suriye'ye yayılırken müdahalenin dozajı da arttı.
“Halk devlet başkanının ve düzenin değişmesini istiyor” sloganları atılırken, Esed akıl hocası İran’ın da desteğiyle baskı ve katliamlarını artırdı.
4 aydan fazla süren barışçıl gösterilerde 5 bine yakın insan şehit edilince halk yavaş yavaş silahlı mücadeleye geçti. İlk silahlı mücadeleyi organize edenler de Esed’in ordusundan ayrılan subaylardı.
Halk “başkanın değişmesini istiyoruz” dediğinde Esed adeta “ya benimsiniz ya da toprağın” diyerek katliamlarını sürdürdü.
Esed katliamlarını İran'dan Rusya'dan ve Çin'den aldığı silahlarla yaptı ve yapmaya devam ediyor. İsrail, ABD ve Batılı ülkeler de bu katliamlara sessiz kalarak Esed'i dolaylı olarak desteklediler.
Terörizm savaş hukukuna dahil olmayan sivillerin hunharca öldürülmesidir.
Esed’i başkan olarak görmek istemeyen Suriye halkına en büyük darbe, İran ve Hizbullah'tan gelmiştir.
İran, Hizbullah, Çin ve Rusya asker ve silah desteği vererek halkı katletmişlerdir. Eğer Suriye'de terörizmden işgalden ve zulümden bahsedilecekse Esed'den bahsedilmeli. Esed'e silah ve asker desteği veren İran, Hizbullah ve Rusya, Suriye'de hem işgalcidir; hem de devlet terörü suçu islemektedirler.
Eger Suriye'de çetelerden bahsedecek olursak bunlar; İran'ın organize ettiği Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Irak, Lübnan'dan getirilerek Suriye'de katliam yapan Şii milislerdir.
İran Hizbullah ve Rusya, Esed ile alakalı sürekli farklı açıklamalar yaparak, propagandalar yaparak Esed'in ömrünü uzatmaya çalışmaktadırlar. Bu propagandaların bir tanesi de Suriye'de zalimlere karsı direnen halkın terörist El Kaideci olduğu, halkı katlettiğidir.
Suriye halkının haklı direnişine destek verenler hakkında sürekli yalan ve yanlı haber yapılarak yıpratılmaya ve yıldırılmaya çalışılmaktadır.
Suriye'de zalime karsı direnen halktır. Bu direnişin adı cihattır, bu cihadı gerçekleştirenler de mücahitlerdir.
Suriye halkının Esed'e ve zalimlere karşı verdiği direniş temizdir ve sadece Suriye halkına aittir. Dün olduğu gibi bugün de Suriye halkının haklı direnişinin yanında olacağız. Bugün de dün çalıştığımız gibi çalışmaya devam edeceğiz.
Ne piyonlar nede efendileri bizi haklı ve meşru davamızdan vazgeçiremeyecek. Biz daha büyük yardım organizasyonlarında bulunmak üzere yolumuza devam edeceğiz.
Suriye halkının haklı davası inşallah en kısa zamanda zaferle taçlanır. Bizlerin desteği ile Suriye halkı inşallah bir an önce özgürlüğüne kavuşur .
Selam ve dua ile
Ayhan Altıntaş”
Not: Ayhan Altıntaş, Mavi Marmara yolcularından biri olup, en son Reyhanlı'da şüpheli bir takım kişilerin saldırdığı Suriyeli bir hanım ve çocuklarını korumak isterken bıçaklanarak yaralanmıştı.
Haberseyret
