İŞTE MİLLİ GAZETE'NİN O HABERİ
Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce domuz çiftliği var. Bu çiftliklerden yılda binlerce ton et piyasaya sürülüyor. Bu etin miktarı Türkiye’de tüketilen yıllık kırmızı et miktarının neredeyse yarısına tekabül ediyor. Menemen’deki domuz çiftliği de bu çiftliklerden sadece bir tanesi. Köylülerin verdiği bilgilere göre, bu çiftlik Menemen’deki tek domuz çiftliği değil. Menemen’in köylerine yakın birkaç domuz çiftliğinin daha varlığı köylülerce biliniyor. Menemen halkının bu çiftliklerden piyasaya sürülen domuz etlerinden ne kadar korunduğu ise meçhul. Konu hakkında Menemen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İlçe Müdürlüğü’nü arayıp, bu çiftliklerin akıbeti hakkında, gazetecilik etiği gereği bilgi istediğimizde iş yokuşa sürüldü. Yetkili kişilerce önümüze birçok yasal prosedür konuldu ve bu çiftlikler hakkında herhangi bir bilgi verilemeyeceği belirtildi.
Domuzlar Harabeyi Andıran Binada Yetiştiriliyor
Tamamen metruk bir binada hiçbir hijyen kuralı gözetilmeden yetiştirilen domuzlar, bölge halkı için büyük bir sağlık tehdidi oluşturuyor. Yetkililerin hiçbir önlem almadığı domuz çiftliğine, kokudan yaklaşılamıyor. Bakanlığın “denetliyoruz” derken nasıl bir denetim anlayışına sahip olduğunun net bir göstergesi olan çiftlik, rezaletin boyutunu tüm çarpıcılığıyla gösteriyor. Aslında buraya çiftlik demek de yanlış. Harabe haline gelmiş binada domuzlar başı boş bir şekilde yetiştiriliyor. Çiftliğin sahibi de bilinmiyor.
Kokudan Nefes Almakta Zorlandık
Çiftlik, Menemen–Çanakkale karayolunun yaklaşık 10 Km uzağına kuş uçmaz kervan geçmez bir yere kurulmuş. Harabeyi andıran çiftliğe en yakın köy 2 Km uzaklıkta. Köy yolundan çiftliğe giden tek yol da büyük taşlarla döşenmiş. Öyleki araçla domuz çiftliğine ulaşmaya çalışırken, birkaç defa araçtan inip yoldaki koca taşları yolun dışına taşımamız gerekti. Daha çiftliğe ulaşmadan çiftlikten yayılan pis koku midemizi bulandırmaya yetti. Çiftliğe girdiğimizde ise koku dayanılamayacak hale geldi, burunlarımızı mendille tıkamak zorunda kaldık. İçeride bulunduğumuz süre içerisinde çiftliğin neden bu kadar ücra bir yere yapıldığını karşılaştığımız manzara karşında anlamıştık. Çiftliği korumak için bırakılan birkaç köpek dışında etrafta kimsecikler yoktu. 4-5 bölüme ayrılan çiftliğin her bir bölümünde onlarca domuz bulunuyordu.
Hükümetin domuz etini, 2006 yılında Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde kasaplık hayvan statüsüne almasıyla birlikte domuz çiftlikleri Türkiye’nin her yerine ur gibi yayılmaya başladı. Pislikten geçilmeyen bu çiftliklerde yetiştirilen domuzların nerelere servis edildiği bilinmiyor. Denetimsizlikle birlikte bu necis hayvanın ürünleri serseri mayın gibi Müslümanların sofrasını tehdit ediyor.
Rahmi YOLCU
Domuz çiftliklerine giren Millî Gazete, İzmir’de son yıllarda mantar gibi biten bu çiftliklerin hâlini gözler önüne seriyor. İzmir’in Menemen İlçesine bağlı Kesik Köy civarındaki çiftlikte bulunan yüzlerce domuz, belki de Müslüman halkın sofrasına girmek için gün sayıyor. Bölgede yaşayan vatandaşların verdiği bilgilere göre İzmir’de onlarca domuz çiftliği var ve bu çiftliklerde bulunan binlerce domuzun etleri, İzmir yakınlarındaki tatil beldelerinde lüks otellere, yemek fabrikalarına ve restaurantlara satılıyor. Yine Menemen halkının yaşadıkları inançlı insanların tüylerini diken diken edecek cinsten.
Mantar Gibi Her Yerde Bitiyorlar
Domuz çiftlikleri, AKP’nin 2006 yılında çıkardığı yasadan sonra Türkiye’nin her yerinde adeta mantar gibi bitmeye başladı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı her ne kadar denetliyoruz dese de harabeliği andıran ve hiçbir denetimden geçmedikleri açık seçik ortada olan çiftliklerde yetiştirilen domuzların akıbeti, hassasiyetleri olan Müslüman vatandaşları korkutuyor. AB’ye yaranmak adına İslam’da etinin yenmesinin haram olduğu domuzu Müslümanların burnunun dibine kadar sokan AKP’nin bu icraatı halk sağlığını da tehlikeye atıyor.
Menemen’deki Çiftliğe Araçla Ulaşmak Zor
Millî Gazete’nin Menemen’de ortaya çıkardığı domuz çiftliği rezaletinin detayları ise şu şekilde. Çiftlik kendisine en yakın köyden ve araç yolundan kilometre uzaklıkta kurulu. Çiftlik sahipleri harabeyi andıran yere ulaşımı engellemek için çiftliğe çıkan tek yolu kullanılamaz hale getirmiş. Çiftliğe giden tek yol büyük taşlarla doldurulmuş. Öyle ki yol, arazi araçlarının bile girmekte zorluk çekeceği bir hale getirilmiş. Halkın tepkisinden çekinildiği için çiftlik Menemen’in dışında bir yere kurulmuş. Çiftliğin bulunduğu bölge adeta kuş uçmaz kervan geçmez bir yer. Tüm bu çaba halktan gelecek tepkilere engel olabilmek için gösteriliyor.
Daha önce de Millî gazete ulaşmıştı
Gerekli yasal zeminler oluşturulduktan sonra vatandaşların alış verişlerini yaptığı marketlerin reyonlarına kadar giren domuz etlerini de daha önce ilk kez Millî Gazete tüm Türkiye’ye duyurmuştu. Domuzun kasaplık et statüsüne alınmasından ötürü cesaret bulan işletmeler işi, reyonlarında domuz eti satmaya kadar götürdü. Ancak bu olayın sadece görünen küçük bir yüzü. Domuzun hem çok doğurgan bir hayvan olması hem de ucuza mal edilmesi sebebiyle çok yüksek bir kâr marjına ulaşılması, inanç hassasiyeti ve iş ahlâkından yoksun kimselerce kazanç kapısına dönüştürülüyor. Menemen halkının başından geçenlerde bu yazdıklarımızı tasdik ediyor
Avlanan Domuzlar Otellere Satılıyor
İzmir’de domuzlarla alakalı tek vaka domuz çiftliklerini kapsamıyor. Lüks otellerin bulunduğu tatil bölgelerinde, bazı kimselerce avlanan yaban domuzları otellere ve restourantlara satılıyor. Bu yöntemi yıllardır hem işletmeler hem de avcılar kazanç kapısı haline getirmiş durumda. Domuz etleri ile alakalı yapılan haberleri, “denetliyoruz” diyerek geçiştiren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “denetim” anlayışını gözler önüne seren bu olaylar bölge halkını ciddi manada rahatsız ediyor. Domuz çiftliklerinden Türkiye’nin her yerine pazarlanan etler genelde kıyma haline getirilerek satılıyor. Otellere, restourantlara ve yemek fabrikalarına hızla yayılan domuz etlerinde salam ve sosiste sıkça kullanılan yöntemlerden.
“Sana bugüne kadar yedirdiğim domuz ve eşek etleri bana yeter”
Menemen halkı şu günlerde yediğine ve içtiğine güvenemez olmuş. Menemen etrafında varlık gösteren domuz çiftliklerinden rahatsız olan vatandaşlar kasap ve marketlerden aldıkları etler konusunda ne kadar hassas davranmaya çalışsa da yine de bu durumdan tam olarak kurtulamamış. Daha önce konuyla ilgili başından geçen olayı anlatan bir vatandaş şu cümleleri kurdu: “Yıllarca alış veriş yaptığım bir kasapla fiyatlara yaptığı zam yüzünden tartıştım. Tartışma büyüyünce bir daha senden et almam diyerek kapıyı çarpıp çıktım. Arkamdan bana seslenerek, “Almazsan alma, sana bugüne kadar yedirdiğim domuz ve eşek etleri bana yeter” dedi. Bunu birkaç yıl önce yaşadım. Artık nerden ne aldığıma dikkat ediyorum. Fakat bu olaydan sonra yine de içim hiçbir şekilde rahat etmiyor.
Bölge Halkı Tepkili
Bölge halkının yıllardır muzdarip olduğu bu tür durumlardan artık kurtulmak istiyor. Etraftaki domuz çiftliklerinden rahatsız olan halk, yetkilileri gerekeni yapması konusunda göreve çağırıyor. İzmir ve Menemen’deki çiftliklerde bulunan veya avlanan domuzlar bölgedeki lüks otellere, restaurantlara ve işgüzar bazı kasaplara domuz satıldığını belirten ve inşaat ustası olan vatandaşlardan birisi ise başına gelen olayı şu şekilde anlatıyor: “Foça’da bir otelin tamirat işlerini yapıyordum. Bahçe tarafında çalışırken otelin mutfağa yakın kısmında otel görevlilerini domuz keserken gördüm. Bunlar çiftlik domuzlarıydı ve hiçbir denetim olmaksızın orta yerde kesiliyordu.”
Otellerdeki Skandallar Daha Önce Ortaya Çıkmıştı
Türkiye’de otellerdeki domuz eti skandalları daha önce duyurulmuştu ama cezalar az ve caydırıcı olmadığı için otel sahipleri bunu göze alarak bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz aylarda domuz etleri ve diğer etlerin aynı tavalarda pişirildiği gündeme gelmişti. Ayrıca İstanbul’da bir otelde domuz etinin sosa batırılıp kırmızı et diye müşterilere yedirildiği de ortaya çıkmıştı. Domuzun yılda iki kez doğurması ve her doğurduğunda ise ortalama 15 yavru meydana getirmesi domuz besicileri ile bazı işletmecileri yüksek kazanç sebebiyle her türlü usülsüzlüğe itiyor. Daha fazla para kazanmak adına iş ahlâkını hiçe sayan kimseler, domuz etiyle İslam’ın emir ve yasaklarını hiçe sayarak halkı tuzağa çekiyor.
Domuz etinin girmediği ev kalmış mıdır?
Türkiye’deki domuz çiftliklerinde yılda milyonlarca kilogram et üretiliyor. Domuz etini iş ahlâkından yoksun kişilerce bu kadar cazip kılan şey ise bu işten elde edilen kâr. Domuz çok doğurgan bir hayvan olduğu için yılda 2 hatta 3 defa doğum yapabiliyor. Her doğumda ortalama 15 - 20 yavru meydana getiriyor. Bir yavru 4 - 5 ay içerisinde 100 kiloya kadar ulaşabiliyor. Ayrıca piyasada domuz etinin kilosu 2 ile 5 lira arasında değişiyor. Hem üretkenlik hem de ucuz maliyet sebebiyle domuz eti, hem çiftlik sahipleri hem de bazı işletmeler tarafından büyük bir kazanç kapısı haline getirilmiş durumda.
.jpg)
