Halifeliğin ilgası ne anlama geliyor?
Ali Satan: “Bu, yeni dünya düzeninde Müslümanların yer almayacağının deklarasyonudur. Bu, bir geri çekilme hamlesidir. Müslümanlar, I. Dünya Savaşı’ndan sonra bir güç olamayacaklarını göstermiş oldu. Türkiye, Avrupa karşısında oyun kurucu olarak yer almayacağını da deklare etti.”
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-20 09:28:07
Halifeliğin kaldırılmasının üzerinden yaklaşık bir asır geçti. Ancak o dönemde yaşananlar hâlâ araştırma konusu. Dönemi Türk ve İngiliz belgelerinden yola çıkarak ele alan Yrd. Doç. Dr. Ali Satan’a göre hilafetin kaldırılmasıyla Türkiye, Avrupa karşısında oyun kurucu olamayacağını deklare etmiş oldu.
Samet Altıntaş'ın Zaman'daki haberine göre, Halifeliğin kaldırılmasının üzerinden 90 yıl geçmesine rağmen, tartışmalar hâlâ devam ediyor. Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Satan, Cumhuriyet dönemiyle ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan bir akademisyen. Ufuk Kitapları’ndan çıkan ‘Türk ve İngiliz Belgelerinde Halifeliğin Kaldırılması’ adlı çalışmada yeni bilgiler mevcut. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül zamanında açılan Cumhurbaşkanlığı Arşivleri’nde 74 adet belge de eserde yer alıyor. Ali Satan, uzun senelerdir mezkûr konuyla ilgilendiğini söylüyor ve ekliyor: “Halifeliğin kaldırılması iç siyaset bakımından CHP’ye ve Cumhuriyet’i kuran kadroya Türkiye’de idareye tam anlamıyla ele alması bakımından önemli bir gelişmedir. Hilafetin ilgası demek, Türkiye iç siyasetinde kısa vadede muhalefet odaklarının ortadan kaldırılması demekti. Amaç; Ankara’nın karşısında güçlü bir muhalefet olma ihtimali bulunan Halife ve hanedanın ortadan kaldırılmasıydı ve bu sağlandı.” Satan, Kemalist tezlerde geçen ‘halifenin birtakım karşı hareketlerde olduğu’na dair iddiaların Cumhuriyet tarih yazıcılığında olduğunu anlatıyor: “Bütün bunlar aslında halifeliğin kaldırılması kararı verildikten sonra bulunan küçük gerekçelerdir. Bu tezler güçlü değil… Son Halife Abdülmecid Efendi, Ankara ile zaten irtibat halinde. İlgadan sonra birtakım işleri, mazeret olarak ortaya sürmek olayın büyüklüğünü gözden kaçırır.”
Türkiye, ilgadan sonra oyun kurucu olmadığını ilan etti
Ali Satan, halifelik makamının ilga edilmesinin İslam tarihinde bir kırılma noktası olduğuna dikkat çekiyor: “Bu, yeni dünya düzeninde Müslümanların yer almayacağının deklarasyonudur. Bu, bir geri çekilme hamlesidir. Müslümanlar, I. Dünya Savaşı’ndan sonra bir güç olamayacaklarını göstermiş oldu. Türkiye, Avrupa karşısında oyun kurucu olarak yer almayacağını da deklare etti.” Avrupa’nın ‘tehdit’ olarak gördüğü pan-İslamik hareketleri Türkiye’nin kesinlikle desteklemediğini belirten Satan, Türkiye’nin böylece tarihî iddialarından vazgeçmiş olduğunu ifade ediyor. “Evet, 1920’nin şartları olumsuzdur, Müslümanların yaşadığı yerlerin yüzde 85’i Avrupalı egemenler tarafından işgal edilmiştir. Türkiye, İran ve Afganistan’ın dışında bağımsız Müslüman ülke kalmamıştır. Şartlar fevkalade olumsuzdur, doğru. Ama bu şartlar altında halifelik yaşayamaz mıydı?” diye soran Satan, cevabı şöyle veriyor: “Yaşayabilirdi ama bu bir tercih sorunudur. Çünkü Cumhuriyet’i kuran kadrolar, halifeliğin yaşamamasını tercih etmemişler. Bu da Müslümanların aleyhine, Batı’nın lehine olmuştur.”
Osmanlı’nın hilafeti, İslam âleminde kabul görmüştü
Halifeliğin kaldırılması hususunda resmî tarihin bir söylemi var: “Osmanlı’nın hilafeti sorunluydu. Ve zaten İslam âleminde birden fazla halife söz konusuydu.” Ali Satan, bu tezin de yanlış olduğunu şu sözlerle vurguluyor: “İslam tarihinde birden fazla halife olduğu dönemler vardı. Ancak Osmanlı’nın uzun yüzyıllar boyunca halifeliği güçlü bir şekilde temsil etmesi nedeniyle Osmanlı halifeliği, İslam dünyasının çok büyük bir kısmı tarafından kabul edilen bir hilafettir. Son halife Abdülmecid Efendi’ye dahi İslam dünyasında biat edilmiştir. Sorunlu bir hilafet söz konusu değildi.” Satan, 1920’lerin başında, Türk dış politikası bakımından kritik bir Musul meselesinin olduğunu hatırlatıyor: “Türkiye, İngiltere’nin tehdit olarak gördüğü halifeliği kaldırarak, İngiltere’nin Musul konusunda bize jest yapmasını bekledi ama bunun zamanlaması yanlıştı. Böyle bir jest yapılmadı, aksine hilafetin kaldırılması Musul konusunda Türkiye’nin tezlerini zayıflatmıştır. Çünkü Ortadoğu Müslümanlarının irtibatları ortadan kaldırmıştır. Irak’ta Müslümanlar İstanbul’dan kopartıldı. İngilizler bu ilgayı çok olumlu karşıladı. ‘Türkler bindikleri dalı kesiyor’ yazıyor raporlarda.”
Cumhurbaşkanlığı arşivindeki belgeler: Hilafetin ilgası, Kemal Paşa’nın İngiltere’ye hediyesidir!
Halifelik sonrası basında yer alan bazı ifadeler:
İtalya’da münteşir ‘Apokar’dan:
Mustafa Kemal Paşa’nın hareketi, hilafeti Britanya İmparatorluğu’na hediye etmekten başka bir şey değildir.
12 Mart 1924 tarihli El-Ümme gazetesinden Şam’da münteşir:
‘Hilafetin ilgasına sebep olan madde’ serlevhasıyla yazdığı bentte: Mustafa Kemal Paşa, bir kıyamdan korkarak bu işi yapmıştır. Esas mesele Türkiye’nin iflası ve Bolşevikliği; parasızlık, Türkleri âl-i Osman’ın malını gaspa sevk etmiştir; yakında Anadolu, Rusya’ya dönecek.
5 Mart tarihli Times’tan: Emir Ali’nin nokta-i nazarı:
… Fakat şurasını bila şüphe söyleyebilirim ki bu hareket hem İslamiyet hem de medeniyet için bir felaket olacaktır. Hilafet bir mefkûre-i müşterekenin muhassılası idi. Korkarım ki bu mefkure-i müşterekenin ortadan kaldırılması henüz terakk’iden nasipdar olmamış nîm medenî Müslüman cemaatlerini (Sünnîleri) ihtilal ve iğtişaş sahalarına sevk edecektir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara