Gaziantep'te R4bia'nın 100. gününe görkemli karşılama
Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar Platformu, gerçekleştirdiği panelle R4bia dirilişinin 100. gününü, görkemli bir şekilde karşıladı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-13 13:06:08
Oturum Başkanlığını Erdemliler Cemiyeti Başkanı İbrahim Büyük’ün yaptığı panele Medeniyet Derneği Genel Başkanı Araştırmacı-Yazar Mehmet Beşir Eryarsoy, Araştırmacı-Gazeteci-Yazar Ahmet Varol ve Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî’nin danışmanı Hüseyin Muhammed Kazzaz katıldılar. Kazzaz’ın tercümanlığını ise Gaziantep İHH yönetiminden Gaziantep Üniversitesi öğretim görevlilerinden Adil Öztekin yaptı.
Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar Platformu’ndan Ayder, Bülbülzade Vakfı, Daru’l-Hadis Cemiyeti Derneği, Erdemliler Cemiyeti, Memur-Sen, Gaim-Der, Gaziantep İHH İnsani Yardım Derneği, İlim-Hikmet Derneği, Cihan Derneği, Suffa Derneği, Şahin Sağlık Derneği, Vahdet Vakfı ve Verenel Derneği’nin desteklediği panele, Gaziantepliler yoğun ilgi gösterdiler.
Mustafa Yıldız’ın sunumunda gerçekleşen programda ilk olarak İmam-Hatiplerden Hasan Altınova Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi.
Katılımcıları platform adına selamlayan Mustafa Yıldız şöyle konuştu: R4bia sevdalıları, Furkan sevdalıları ihvanlar, hepinizi platform adına selamlıyorum, hoş geldiniz.
“Darbecilerin yüz karası ihaneti, ümmetin yüz akı direnişi R4bia dirilişi 100. gününde!... 100 gündür İhvan dünyaya insanlık dersi veriyor: Öldürülsek de öldürmeyeceğiz, diyerek cuntacıları, küresel emperyalizmin ulularını kahretti, öldürdü…”
“İhvan’a yapılan darbe karşısında insanlığın tutumu, tam bir turnusol kâğıdı görevi gördü, maskeler düştü. Put, 21. yüzyılda demokrasi oldu ve hayranları tarafından yendi”, diyerek panelistlerin özgeçmişi katılımcılarla paylaştı, panelin davetlilerinden olan Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek’in hasta olması sebebiyle programa katılamadığını belirterek panelistleri sahneye davet etti.
Oturum Başkanı İbrahim Büyük Müslümanlar olarak, platform üyesi sivil toplum örgütlerinin müntesipleri olarak olan bitenler karşısında duyarsız olmadıklarını, bigâne kalamayacaklarını belirterek Suriye’de de duyarlıyız, Mısır’da yaşanan olaylarda da duyarlıyız. Bu kapsamda Rabia direnişinin 100. gününde böyle bir program tertipledik, diyerek ilk olarak sözü, Araştırmacı-Gazeteci-Yazar Ahmet Varol’a verdi.
Ahmet Varol yaptığı konuşmada Mursi öncesi Mısır hakkında şu noktalara değindi:
Tarih sabit bir çizgide seyretmez, insanlık tarihi dönüşümlü olarak devam eder. Bizler de kuşak olarak önemli bir değişim sürecindeyiz.
Tek kutuplu dünya teorisi daha tartışılmadan çöktü. Bölgesel güçler teorisi ortaya atıldı, yeni haçlı seferleri yapabilmek için… Sonrasında global ekonomik kriz patlak verdi ve bu krizden petrole dayalı körfez sermeyesi büyük zarar gördü.
İslami kimlikli uyanış, harekete geçti. Ardından İslamofobi teorisi ortaya atılıp yaygınlaştırıldı. Sonrasında;
- Yeni Ortadoğu Projesi
- Gelişmiş Ortadoğu Projesi
- Büyük Ortadoğu projesi devreye sokuldu, ancak hiçbiri tutmadı.
Bölgesel güç teorisinde Türkiye bir miktar güç kazandı, yükselişe geçti. Başka bölgesel lider çabasına girenler oldu; İran gibi…
Fitne, mezhep tartışması olmasın diye gündeme almadığımız İran konusunu anlamamız için daha da gerileri gitmeliyiz. İran pragmatik felsefeden hareketle Amerika ve Batı ile ilişki içinde…Bugün ortaya çıkan gelişmeler dün, perdenin arkasında yürütülüyordu. Bu açıdan bakıldığında nükleere tartışmaları sonucunda asla bir savaş çıkmaz.
Mısır, Arap dünyasının en güçlü lideri ama Arap ulusçuluğu üzerine kurulu idi. Mısır’daki gelişmeler aniden olmadı. Peki, neler tetikledi? Yaptığım yurt dışı gezilerde şunu gözlemledim: Mavi Marmara meselesi toplumsal patlama zemini için önemli bir hareket noktası oldu.
Arap Baharı’nın başlangıcından sonra meydana gelen İsrail saldırısı da büyük bir gedik açtı.1967’de 6 günde 3 ülke işgal eden İsrail, 2008’de 22 günde bir adım ilerleyemedi.
Gazze-Filistin sorunu Avrupa’da bile gündemin ilk sıralarında. Bu da tetikledi…
El-Kifâye hareketi, “artık yeter”, “defol” dedi. Hüsnü Mübarek gitsin, kurtulalım dediler.
Direnişten vaz geçilmiş değil. Bu panel çalışması da küresel direniştir. Küresel direniş, tüm dünyaya yayılmaya devam etmelidir. Mısır’ın zaferi tüm İslam dünyasının zaferi olacaktır.
Oturum Başkan İbrahim Büyük sözü, Araştırmacı-Yazar Mehmet Beşir Eryarsoy’a verdi. Eryarsoy İhvan’ın direnişinin dinamikleri üzerinde durduğu konuşmasında şunlara değindi:
80 yıl önce İhvan şunu haykırdı: İslam tarihe gömülmedi, hiçbir zaman da gömülemeyecek. 80 yıl önce insanlığa, tarihe bu mesajı verdi.
Avrupa ve ABD; İslam’ı siyasal İslam, radikal İslam diyerek marjinalleştirmeye çalıştı ve İslam’ın bir umut olmasını, çözüm adresi olmasını engellemeye çalıştı.
Şu yanılgıya da düşmeyelim: Mısır’daki yapı demokratik bir yapı değildir! Bu yüzden de hiçbir zaman demokrasi katledildi demediler, İslami kurallara bağlılıktan hep bahsettiler.
Arap Baharı ABD’nin oyunu değil. Aksine, burada Rabbimizin kudreti, eli, iradesi var.
ABD, Ortadoğu’daki şeflikleri sonlandırmak için 40 yıldır uğraşıyor. Ancak her seferinde yerine gelecek alternatifin İslam olduğunu görünce vaz geçiyor.
Mübarek’in gidişinden sonra ABD çok korktu. Mursî açıklamalarıyla Batı’nın menfaatlerinin tehlikeye gireceğini gösterdi.
İlk zamanlarda nispeten bir destek oldu Nursî’ye… ABD araya girerek desteği geri çektirdi.
İhvan bu kadar direnebilme gücünü nereden alıyor?
Yapılan şu tespit çok nemli: “Hasan el-Benna isminde bir alim, Müslümanların aslî kimliklerine dönmeleri için çalışma yapıyor…”
Hasan el-Benna önemli, kısa tespitler yapar:
İslam hem din hem devlettir… İslam hem mihrap hem kışladır… İslam hem maneviyat hem de maddiyattır…
Davranışlarını da akidelerine göre değiştirmişlerdir ve sadece kendilerine Müslüman olmamışlardır. Fakirleri de gözeten faaliyetler yürütmüşlerdir.
İhvan Müslüman fert, Müslüman aile, Müslüman toplum, Müslüman devlet istedi… Gizli ajandaları hiç olmadı, ne yapıyorlarsa ne istiyorlarsa onu söylediler, onu konuştular…
Zindanda bile eğitime devam ettiler… İhvan’ın söylem ve eyleminde hep uyum oldu…
Bizler İslam’ı bütün boyutlarıyla idrak etmeliyiz. Güçten çok daha önemli olan o gücü kullananlardır. Bir güç ele geçirilecekse onu kimler kullanacak? Ne kadar hazırlar, o gücü kullanmaya?
İhvan aile olarak R4bia Meydanı’ndaydı… Sadece resmi görevliler değil, herkes oradaydı.
Oturum Başkanı İbrahim Büyük son olarak darbeye giden süreç, şimdiki durum ve İhvan’ın geleceği konusunda Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî’nin danışmanlarından Hüseyin Muhammed Kazzaz’a söz verdi.
Kazzaz, tertip komitesine teşekkür ederek sözlerine başladı. Suriye ve Mısır’daki şehitleri ve mağdurları anan Kazzaz şöyle konuştu:
Darbeciler İhvan’la mücadeleyi, sadece bir yönetim sorunu, yönetim kavgası gibi göstermeye çalışıyorlar.
Bizim için mesele sadece iktidarda olmak değildir. Asıl kavgamız devrimdir, halkın talepleridir!
Zaten doğal olan İslami hareketin başarmasıydı, o da oldu, yine olacak!.
Darbecilerin eli ayağı dolaştı. Ne yapacaklarını bilemediler. İnsanları öldürerek yönetim tabakasını tutuklayarak her işi halledeceklerini sandılar. Son iki haftada her şeye rağmen 350 yürüyüş yapıldı ve milyonlarca insan katıldı.
Devrim, köle-efendi ilişkilerini bozdu.
Dinimiz ve tarihimiz bize şunu gösteriyor. Bir kitle bir şeye kara verip gayret gösterdi mi Allah insanların onu gerçekleştirmelerini nasip eder.
Devrim yerel değil küreseldir.
Birleri ekonominin ve yetkinin tek merkezde toplanmasını istiyor. Oysaki merkeziyetçi yapılar gitmek zorunda…
Mısır’da devlet kaynakları özelleştirildi ve bu özelleştirmelerden 32 aile faydalandırılıyor, kaynaklar onlara peşkeş çektirildi. Öğretim üyesi olarak gözlemledim. Öğrenciler, gençler artık köle-efendi ilişkisi istemiyor.
Gençler ayaklanınca bu düzeni değiştirmek istediler. Müslümanlar şu anda sebat içinde direniyorlar.
R4bia Meydanı’nda Kur’an okuduğumuzda insanların Kur’an’ı farklı anlamaya başladıklarını fark ettik.
Mursî’nin Cumhurbaşkanı olduğu ilk günlerden itibaren darbe çalışmaları oldu. Mursî 3 önemli darbe girişimini başarıyla atlattı, ancak sonuncusu malum olduğu şekilde devam ediyor, direnişimiz, boşa çıkarma gayretimiz sürüyor…
Mursî Cumhurbaşkanlığı sürecince kimi hatalar yaptığını kabul ediyor… Bunu son konuşmasında da dile getirdi. Mursî en önemli hata olarak da devletin kimi önemli kurumlarını daha hızlı değiştirmediği, dönüştürmediği için pişman olduğunu, bu konuda yanlış yaptığını, geç kaldığını ifade ediyor’
Panel, soru cevap faslının ardından katılımcıların ayağa kalkarak R4bia işareti yapması ve ardından hatıra fotoğraf çekimiyle son buldu.
Haber Ara