Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'ABD ekonomisi 17 Ekim'de iflas edebilir!'

ABD’nin her gün 2 milyar dolar daha fazla borçlandığı hesaba katılırsa, iflasın gerçekleşebileceği günü de tam olarak hesaplamakta mümkün. O da; 17 Ekim 2013

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-10-07 13:45:21

'ABD ekonomisi 17 Ekim'de iflas edebilir!'


IMF Başkanı Christine Lagarde, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın yıllık ortak toplantıları öncesi ABD'li siyasileri bütçe krizini aşmaları yönünde uyardı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın yıllık toplantısı 11 - 13 Ekim tarihlerinde Washington‘da yapılacak. Bu yılki buluşmaya damgasını vuracak konu belli. Geçen yıl euro krizi nedeniyle zorlu geçen toplantıda 188 ülkeden gelen katılımcılar, bu yıl ABD'deki mali krizin etkileri üzerine kafa yoracak.

IMF Başkanı Christine Lagarde, toplantı öncesi Washington Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada harekete geçmeleri için siyasileri uyardı. Lagarde "ABD'de bütçe ve borç tavanına yönelik devam eden siyasi belirsizlik, hiçbir şeye yardımcı olmuyor. Hükümetin kepenk indirmek zorunda olması zaten yeterince kötü bir gelişme. Ancak hükümetin yasal borçlanma üst sınırını zamanında yükseltmede başarıya ulaşamaması çok daha kötü olur. Bunun sadece ABD ekonomisine etkisi olmayacak, bu durum aynı zamanda küresel ekonomiyi de ciddi anlamda tehlikeye sürükleyebilir" diye konuştu.


En kötü senaryo gerçekleşirse

ABD şu anda 17 trilyon dolar olan borçlanma tavanını zamanında yükseltemezse, dünyanın en büyük ekonomisi ödeme yapamaz duruma düşebelir. Eğer ABD’nin her gün 2 milyar dolar daha fazla borçlandığı hesaba katılırsa, iflasın gerçekleşebileceği günü de tam olarak hesaplamakta mümkün. O da; 17 Ekim 2013.

Ekonomistler, bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda neler olabileceğini düşünmek bile istemiyor. Böyle bir durumda uluslararası finans piyasaları çökebilir, dolar ve ABD devlet tahvilleri de büyük oranlarda değer kaybedebilir. Kredi derecelendirme kuruluşları da otomatik olarak ülkenin uzun vadeli kredi notunu ıskarta seviyesine çekebilir. ABD devlet tahvillerine Merkez Bankası tarafından teminat gösterilememesi ise olabilecek en kötü şey değil. Zira ABD Merkez Bankası, konvansiyonel olmayan para politikası kapsamında ıskarta seviyesindeki değersiz tahvilleri bile teminat olarak kabul ediyor.


‘ABD'nin para politikası değişmeli’

İşte bu nedenle Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nın toplantısında ABD Merkez Bankası’nın konvansiyonel olmayan, yani aşırı ucuz para politikasından nasıl en az zararla çıkabileceği önemli yer tutacak. IMF Başkanı Lagarde uyardı ve "Birçok kişi, ABD’nin para politikasının miyadını doldurduğunu ya da konvansiyonel olmayan para politikasını terk edeceği noktaya yakında ulaşacağını düşünüyor. Ancak bize göre ucuz para politikasını terk etmek, çok dikkatli ve itinalı yapılmalıdır. Zira geleneksel para politikasına geri dönmek küresel çaptaki tüm piyasaları etkileyecektir" şeklinde konuştu.

Bundan iki yıl önce yapılan toplantıda kalkınmanın eşiğindeki ülkeler, sanayi ülkelerinin aşırı gevşek para politikasından şikâyet ediyordu. Buna, söz konusu para politikasının sermaye akışı ve kendi para birimlerinin değerine olan aşırı etkisini gerekçe gösteriyorlardı. Bunun da fiyat istikrarı ve ihracat şansını olumsuz etkilediğini belirtiyorlardı.

İlkbahar aylarında ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke de aksi bir tepki yaratabilmek için gevşek para politikasından çıkışı düşünmek gerektiğini söylemişti. Zira yatırımcılar, kalkınmakta olan ülkelerdeki sermayelerini ciddi oranda geri çekmiş ve bu ülkelerin para birimleri de değer yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı. Dolayısıyla IMF Başkanı’nın ucuz para politikasından dönüşün dikkatli ve şeffaf yapılması uyarısı, şaşırtıcı değil. Ucuz para politikasının artık bir son bulması gerektiğinde hemen herkes hemfikir. Zira bekledikçe, emlak fiyatlarının yeniden şişmesi ve küresel malî krizin yeniden alevlenmesi söz konusu.

(Deutsche Welle Türkçe)


Haber Ara