Dolar

34,9489

Euro

36,7140

Altın

2.992,18

Bist

10.125,46

Çölaşan hala civcivlerle degerlendiriyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan merakla beklenen demokratikleşme paketini dün açıkladı. Tüm Türkiye bu açıklamaya kilitlendi. Yazarların bugünkü gündemi elbetteki paket oldu. Bakın Emin Çölaşan Kamuda başörtüsü serbestisi'ni nasıl değerlendirdi!

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-10-01 11:23:34

Çölaşan hala civcivlerle degerlendiriyor

TIMETURK / HABER MERKEZİ


Türkiye'nin günlerdir merakla beklediği Demokratikleşme paketinin içeriği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla belli oldu. Pakette yer verilen, hemen hemen her kesimden takdir alan, insani bir hak olarak kabul gören ''Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması'  hala kendini aşamamış sığ zihniyetteki kişileri rahatsız etti. Paketi genel anlamda değerlendirmek yerine özgürlük anlamında yapılan  devrim gibi kararı öne çıkartıp bundan ibaretmiş gibi göstermeye çalışıldı.

Kamuda başörtüsü serbestisi'nden rahatsız olan yazarlardan biri tabiki Sözcü Gazetesi'nden Emin Çölaşan! Çölaşan, bugünkü yazısında paketten sadece 'civciv' çıktığını ifade ederken başörtüsü için hala 'sıkmabaş' kavramını kullanmakta ısrar etti. 

İŞTE EMİN ÇÖLAŞAN'IN O YAZISI;

Civciv çıktı kuş çıktı, sadece sıkmabaş çıktı


Sevgili okuyucularım,

haftalardan beri yandaş medyayı kullanıp büyük propaganda yapıyorlardı:

“Pazartesi günü öyle bir demokratikleşme paketi açıklanacak ki, aklınız durur. Türkiye’nin önündeki bütün engeller yıkılacak, bütün dünya hayran kalacak!..”

Vay bee!.. Herhalde polis artık gaz sıkıp saldırmayacak, telefonlar dinlenmeyecek, siyasetin eli yargıdan çekilecekti…
Merakla bekliyorduk. Acaba bu paket neyin nesidir kimin fesidir!.. İçinden ne çıkacak?

Pazar günkü yazımın sonunu da öyle bitirmiştim:

“Bakalım ne çıkacak. Belki de civciv çıkacak kuş çıkacak!”

Aynen öyle oldu.

Ancak dünkü aşamaya gelene kadar ilginç olaylar yaşadık.

“Demokratikleşme paketini” açıklayacağı söylenen malum şahıs emir vermiş, başta Sözcü olmak üzere tiksindiği gazete ve televizyon temsilcilerinin açıklamanın yapılacağı Başbakanlık binasına alınmayacağı bildirilmişti.

Şaşırmadık çünkü bu kafaların kafasındaki “Demokratikleşme (!)” işte bu kadardır.

Karşıtlarının gelip kendilerine iki soru sormasından korkarlar.

Bunların tekelci ve korkak zihniyeti budur.

Nitekim dün gazetecilerin soru sorması yasaktı. Okuması bitince salondan hızla ayrıldı.

Tek başlarına olduklarında nutuk okurlar, yanlarına kendileri gibi düşünmeyenleri almaktan korkarlar.

Onlar korkaktır. Yürekleri yoktur. Sadece ellerindeki devlet gücünü kullanarak ve tek taraflı konuşurlar.

* * *

Tayyip’in konuşmasını dün ekran başında izledik. Aslında bunların yandaş-yalaka medyası civciv paketinde nelerin olduğunu birkaç gün önce açıklamaya başlamış,

dolayısıyla işin yeni bir tarafı pek kalmamıştı.

O kadar ki, ben bile Pazar günkü yazımda işin ana hatlarını açıklama başarısını göstermiştim.

Kafalarında bir tek ve en önemli hedef vardı:

Sıkmabaşı kamuda ve eğitimde serbest bırakmak.

(Burada bir parantez açıyorum. Bizim çizgimizde olan yayın organlarında bile çok büyük bir yanılgıya düşülüyor ve sıkmabaştan “Başörtüsü” diye söz ediliyor.

Başörtüsü, Tayyip gibilerin sarıldığı can simitidir. O arkadaşlarımızın böyle bir yanılgıya nasıl düştüğünü anlamak mümkün değil. Bunların siyasi simgesi olan sıkmabaş, asla başörtüsü değildir. Başörtüsü Türk kadınının geleneksel örtüsüdür, saç görünür.

Bunlarınki ise saç tellerinin görünmediği, topuklara kadar uzanan pardösülü bir giysidir ve bu giyim kavramı şeriatçı Arap ülkelerinden alınmıştır. Parantezi kapıyorum.)

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

Haber Ara