Murat Sabuncu: 'Kürt arkadaşımdan: Yetmez ama evet...'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'bir basamak' olarak ifade ettiği 'demokratikleşme' paketini açıklaması sonrası paket birçok kesim tarafından tartışılmaya devam ediyor. T24 yazarı Murat Sabuncu da paket ile ilgili olarak ' görüşlerine güvendiğim Kürt kökenli bir arkadaşım aradı: “Ere an teri nake” dedi…“Ne anlama geliyor? “dedim. “Yetmez ama evet” dedi güldü…' diye yorumladı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-30 14:04:50
Murat Sabuncu'nun T24'teki "Kürt arkadaşımdan: Yetmez ama evet..." başlıklı yorumu şöyle:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan paketi açıklarken “bu son değil” dedi…
Son olmaması gerek zira…
Hafif kalan yanları vardı…
Bir nefeste sayılacak olsa dört konu geliyor hemen akla...
Terörle Mücadele Kanunu”na dokunulmadı..
KCK davalarından tutuklu milletvekilleri, gazetecilerin özgürlüğü için önemli bir adım olacaktı.
Alevilerin cemevlerine statü beklentisi karşılanmadı.
(Bugün hükümetten iyi haber alan Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi”nin yazısında sadece bu konuyu düzenleyen bir paketin hazırlandığı yazdı.)
Sadece Nevşehir'deki üniversitenin adı Hacı Bektaşi Veli oldu…
İsim değişikliği bu konuya yaklaşımda “hafif” kaldı.
Heybeliada Ruhban Okulu”nun açılmasıyla ilgili bir söylem de olmadı.
Gezi olayları sırasında yaşanan ve halen sıkıntısı yaşanan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri…
Bu konuda “saatlerde uzama var, hükümet komiseri olmayacak, düzenleme kurulları sorumluluğu alacak” ama…
Bu düzenleme Avrupa içtihatlarının çok gerisinde…
Ancak…
Baştan söyleyeyim.
Bardağın dolu tarafını da görüyorum.
Paket açıldı…
Karşımıza…
14 yasal düzenleme…
Ki..
6’sı siyasi partilerle ilgili…
4 idari düzenleme isteyen yapı çıktı…
Ben önemsediklerimi özetleyeyim…
Kamuda başörtüsü yasağının kalkması paketteki en önemli noktalardan biri…
Asker, polis, yargıç hariç kamuda örtü artık serbest…
Söylenmedi ama Meclis'te de…
Çok değil 1999'da…
Fazilet Partisi'nin milletvekili Merve Kavakçı’nın nasıl dışarı atıldığı aklımda…
O utanç sadece o çatı altında kalmamış Kavakçı’nın özel hayatı da alt üst edilmişti.
Tabi başörtüleri yüzünden üniversite kapılarından çevrilen kız çocuklarını da unutmuş değilim.
Başörtünün önündeki engeller teker teker kalkıyor.
Gördük, göreceğiz…
Bu ülke için bir risk değil olmadı, olmayacak.
Gelelim Kürtçe’ye…
Klavyedeki W, Q ve X özgürleşti..
Köyler eski isimlerine kavuşabilecek.
Hep yazdım, söyledim…
Anadilde eğitim haktır.
Şimdilik özel okullarla başlayacak.
Zira anayasanın 42. maddesinin son paragrafı şöyle diyor:
Türkçe’den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.
Hükümet bunu 5580 sayılı Özel Eğitim Yasası'nda yapacağı değişiklikle aşmak istiyor.
Ama göreceğiz çok uzun değil kısa bir süre sonra kamu okullarında da anadilde eğitim başlayacak.
Daha önce açılan Kürtçe kurslar “maddi yetersizlikler sebebiyle” yoğun talep görmemişti..
O yüzden Kürt kesiminin “sadece özel okullarda ana dile eğitimi” itirazı haklıdır…
Kürtçe propaganda da serbest artık.
Meclis”ten bir sahne geliyor yine aklıma…
1991 yılı…
DEP milletvekili Leyla Zana Meclis kürsüsünde…
Yeminin bir yerinde Kürtçe kelimeler kullandı diye…
Meclis çatısı altında ve ilerleyen günlerde gördüğü zulüm…
Niye vakit kaybedip insanımıza en temel hak ve özgürlüklerinde acı çektiriyoruz sorusu kemiriyor içimi…
İnancın gereği başörtü, ana dilini kullanma hakkı geliyor.
İyi de…
Niye erteliyoruz; cemevlerine statüyü, tam özgür gösteri hakkını, Ruhban Okulu”nun açılışını, yerel yönetimler özerklik yasasına imzayı…
Yazımı bitirirken görüşlerine güvendiğim Kürt kökenli bir arkadaşım aradı:
“Ere an teri nake” dedi…
“Ne anlama geliyor? “dedim.
“Yetmez ama evet” dedi güldü…
Bu arada andımız…
Hani varlıklarımızı armağan ettiğimiz “Türk varlığı” da tarih oldu.
Tüm din, dil ve ırkların bir arada yaşadığı bir toplum yolunda bir adım…
Paketteki “nefret suçları” ile ilgili düzenleme hazırlığı bu yol için bir basamak…
Nefesimizi daha çok özgürlük için tüketelim…
SON VİDEO HABER
Haber Ara