Başbakan Erdoğan'ın açıklayacağı paketten başlıklar
Başbakan Erdoğan'ın açıklayacağı demokratikleşme paketinin bir ucu AK Parti'nin 11 yıllık icraatlarına giderken diğer ucu da 2023 vizyonundaki 63 maddeye dayanıyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-29 14:11:56
TIMETURK / NEVZAT ÇİÇEK
'Demokratikleşme Paketi'nin kamuda başörtüsü yasağını kaldıracağı, Alevilerin sorunlarına eğileceği ve ayrıca Müslüman olmayan azınlıkların haklarını güçlendireceği belirtiliyor. Bu paket Türkiye'de hükümete yakın medya tarafından “İkinci Sessiz Devrim” olarak nitelendiriliyor.
Demokratikleşme paketinde ağırlıklı olarak Kürt sorununun çözümüne dönük adımlar yer alsa da Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ortaya konan ve zamanla uygulanamayan bazı kanunların da günümüz şartlarına uygulanıyor. Bu bakımdan pakette herkesimi ilgilendiren düzenlemelerin sürpriz olmayacağı beklentisi oldukça yüksek. Keza aynı şekilde Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafında ham hali Başbakanlığa gönderilen paket Türkiye’de bütün beklentileri karşılamasa da yapısal olarak bir çok değişikliği beraberinde getiriyor.
PAKET NASIL HAZIRLANDI
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının koordinasyonunda Adalet ve İçişleri bakanlıklarının katılımıyla hazırlanan demokratikleşme paketinde, Alevi Çalıştayları, Yeni Anayasa Çalıştayları, Kürt Sorunu Çalıştayları, Dini Azınlık Çalıştayları'nda alınan kararlar ve Akil İnsanlar Heyeti'nin raporları yol gösterici oldu. Esas olarak Akil İnsanlar Heyeti Raporları'ndaki öneriler, AİHM'nin kararları, AB müzakereleri çerçevesinde öncelikli görünen konular ve yaz boyunca yaptırılan kamuoyu yoklamalarında çıkan sonuçlara göre hangi adımların önce atılacağı burada netleşti
Paketin oluşum sürecinde birçok düşünce kurumunda yapılan fikir jimlastiklerinden tutun da, farklı alanlarda yapılan anket çalışmaları da dikkate alındı. Öyle ki 5233 sayılı yasadan tutun da farklı alanlardaki bir çok uygulamanın da saha çalışmaları çok yakından takip edildi. Türkiye’nin beklentileri sadece Kürt meselesi üzerinden değil bir bütün olarak demokratikleşme meselesi üzerinden okundu. Bunun için yapılan çalışmaların ana kaynağını oluşturan ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından hazırlanan “Sessiz Devrim” kitabındaki gelişmeler paketin bir nevi alt yapısı oldu. Öyle ki Beşir Atalay’ın da belirttiği gibi ““Sessiz Devrim diye bizim hazırladığımız ve yayımladığımız kitap var. Son 11 yılda AK Parti hükümetleri olarak demokratikleşme adına hangi adımlar atıldı…Bu paket de onların devamı olan bir çalışma. Toplumumuzun her kesimini kuşatan düzenlemeler var. Çözüm süreci de bunun içinde.” dedi ve bu kitaba atıf yaptı. Paketin altyapisini olusturan kitapta yer verilen kitapta kronolojik olarak sayılan reformlardan bazıları şöyle sıralanmıştı:
"Olağanüstü Halin Kaldırılması, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin ve Özel Yetkili Mahkemelerin Kaldırılması, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin Başlatılması, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'nın Kurulması, Vatandaşlıktan Çıkarılanlara Haklarının İadesi, Yerleşim Birimlerine Eski İsimlerinin İadesi, Cumhurbaşkanı'nın Halk Tarafından Seçilmesi, MGK Genel Sekreterinin Sivil Olmasının Önünün Açılması, Askeri Yargının Yetki Alanının Daraltılması, EMASYA Protokolü'nün Kaldırılması, YAŞ Kararlarına Karşı Yargı Yolunun Açılması, 12 Eylül Darbecilerini Yargılama Yolunun Açılması, İşkenceye Sıfır Tolerans Politikası, Azınlıklara Ait Cemaat Vakıflarının Mülk Edinmelerinin Kolaylaştırılması ve Özgürlük Alanlarının Genişletilmesi, Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru Hakkı Getirilmesi, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun Kurulması, HSYK'nın Yapısının Demokratikleştirilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin daha Demokratik ve Çoğulcu Bir Yapıya Kavuşturulması, Denetimli Serbestlik Uygulamasının Kapsamının Genişletilmesi, Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi, Geliştirilmesi ve Yayını İmkanı."
Paket hazırlanırken Türkiye dışındaki bir çok inceleme de masaya yatırıldı. Paketi hazırlayanlar bunun Türkiye’nin demokratikleşmesinde bir adım olduğunu ve bundan sonra gelecek olan adımların da bu adımı tamamlayacağını ifade ediyorlar. Bu bakımdan paket aslında tercih olarak gidilen yolu gösterse de yolun uzunluğu noktasında herkes hemfikir.Paketin bir ucu AK Parti’nin 11 yıllık icraatlarına giderken diğer ucu da AK Partinin 63 maddelik bildirgesine uzanıyor
PAKETTE NELER OLACAK
Gerek paketin hazırlanma sürecinde gerekse de daha sonra yaptığımız araştırma ve görüşmelerde paketteki içeriğin çok zengin olduğunu öğrenebildim. Paketin Kamu Güvenliği Müsteşarlığından Başbakanlığa gönderildiği gibi çıkmayacağı bunun üzerinde budama ve geliştirme yapılacağı konuyu bilenler tarafından ifade ediliyor. Bana göre ana başlık olarak pakette şu uygulamalar öne çıkacak:
ANADİL SEÇMELİ VE ÖZEL OKULLARDA OLACAK. ANA DİL İLE PROPOGANDA İMKANI VERİLECEK
Pakette en önemli madde olarak ana dilde eğitim yapılıp yapılmayacağı ile ilgili düzenleme merak ediliyor. Paket üzerinde çalışma yapanlardan aldığım izlenime göre Anayasanın 42. Maddesi gerekçe gösterilerek ana dilde tam olarak eğitimin önü açılmıyor ancak Türkçe’yi resmi dili olarak kabul edenlerin halen okullarda seçmeli ders olarak okutulabilen Kürtçe ders almasının önü açılıyor. AK Parti'nin Anayasa'yı değiştirecek sayısı olmadığı için, 'Anayasa değişikliği'ni otomatik olarak seçenek dışı bıraktığını onun yerine 5580 Sayılı Özel Öğretim Yasası değiştirilerek, özel okullarda ana dilde eğitimin önü açacağını ifade ediyor. Bu bakımdan yapılan düzemede hukuki altyapıda bulunan eksikliklerin tamamlanması yeni dönemde, özel okullarda Kürtçe’nin öğretilmesinin serbest bırakılması da pakette bir değişiklik olmazsa yer alacağa benziyor. Hastane, postane ve sosyal güvenlik merkezleri gibi yerlerde vatandaş, ana dilde hizmet alabilmesi önündeki yasal engeller paketle birlikte ortadan kaldırılacak
Anadille ilgili bir diğer düzenleme de TBMM ’de görev yapan özellikle BDP’li bazı milletvekilleri hakkında seçim döneminde Kürtçe yaptıkları konuşmalardan dolayı yargılamalarının düşmesine de imkan veriyor. Böylelikle BDP’li vekiller hakkında hazırlanan bazı fezlekeler düşecek ve anadilde propaganda yapılması da sağlanmış olacak
BAŞÖRTÜLÜ MİLLETVEKİLİ MECLİSE DE GELEBİLECEK
12 Eylül darbesi döneminde 12.7.1982 tarihinde Kenan Evren imzasıyla yayınlanan genelge ile başörtüsüyle ilgili yasak getirilmişti. Çözüm paketinde 12 Eylül döneminde çıkarılan yasakçı genelgenin kaldırılmasıyla birlikte Devlet Memurları Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne de yeniden çekidüzen verilmesi planlanıyor. Böylelikle 12 Eylül'ün yasakçı genelgesi dışında hiçbir dayanağı olmayan kamuda başörtüsü yasağına son veriliyor. Bu paketin açıklanması ile birlikte bazı AK Partili kadın vekillerin Meclise başörtüsü ile girebilecekleri ifade ediliyor.Bunun yanında özellikle 28 Şubat sürecinin mağdurlarına verilen yeni haklar çerçevesinde kamuda kıyafet serbesti sağlanacak. Böylece başörtüsü nedeniyle işlerinden olanların tekrar işlerine dönebilecek. Ayrıca kamuda kıyafet serbestisi de anayasal ve yasal güvence altına alınacak.
SEÇİM BARAJI MI DAR BÖLGE Mİ?
Seçim barajının kaldırılması ile ilgili olarak dört farklı öneri masaya yatırıldı. Bunlardan bir tanesi “Türkiye milletvekilliği” ikincisi barajın % 7 olması, üçüncüsü barajın % 5 olması diğeri de dar bölge seçim sistemi. Başbakan Erdoğan’ın siyasi istikrarsızlığa neden olacağı gerekçesi ile seçim barajının düşürülmesini istemediği ama temsilde adaletin sağlanması noktasında da bir formül bulmak istediği yönündeki istekler sonrasında eğer bir değişiklik olmazsa darbe bölge seçim sistemi üzerinde çalışılıyor. Eğer değişiklik olmazsa 'Daraltılmış Bölge Sistemi'ne geçiliyor. Böylece seçim bölgeleri büyüklüklerine göre 2-4-6 milletvekiline bölünecek. Daraltılmış sisteme geçildiği taktirde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirler çok sayıda seçim çevresine bölünecek.
Daha önce bu teklif Türkiye Etkin Sanayici, İşadamları ve İş Kadınları Federasyonu (TESİAD) tarafından gündeme getirilmiş ancak orada Türkiye barajı % 5 olarak öngürülmüştü. TESİAD teklifinde;
Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beş yüz elli milletvekilinden oluşur.
Buna göre, Türkiye nüfusunun milletvekili adedine bölünmesiyle elde edilen nüfus sayısı ortalama değer olarak kabul edilip, bu değer baz alınarak daraltılmış bölgeler tespit edilir. Daraltılmış her bir bölge için bir milletvekili kontenjanı verilir. Yapılacak olan genel seçimde, her bir daraltılmış bölgede, siyasi partilerin gösterdiği adaylar ve bağımsız adaylar arasından daraltılmış bölge seçmeni, oylarıyla milletvekilini seçer. Daraltılmış bölgenin en yüksek oyunu alan aday, eğer yüzde ellinin üzerinde oy almışsa ve adayı olduğu siyasi parti de Türkiye çapında yüzde beş seçim barajını geçmişse, doğrudan milletvekili seçilmiş olur. Şayet yüzde ellinin üzerinde alan aday yoksa; en geç on beş gün içerisinde ikinci tur seçimleri yapılır. Bu ikinci tura; partisi yüzde beş barajını geçmiş olan ve birinci turda en yüksek oyu alan üç aday katılır. Bu ikinci turda en yüksek oyu alan aday milletvekili olur.
Demokratikleşme paketinde bir diğer düzenlemenin de partilere yapılan hazine yardımları ile ilgili olduğu ifade ediliyor. Buna göre seçimlere giren ve yüzdelik oranlarda oy alan partilere hazine yardımı verilmesi amaçlanıyor.
TERÖRLE MÜCADELE YASASI-TÜRK CEZA YASASI VE TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ DÜZENLENİYOR
Eve dönüş yasası, PKK'nın silahları bırakıp Türkiye'ye dönebilmesini sağlayacak şekilde esnetiliyor. Ancak bunun bu pakette mi yer alacağı yoksa 3. aşamanın sonuna mı bırakılacağı konusu tartışılmaya devam ediyordu. Bu bakımdan bu düzenleme yarın açıklanacak olan pakette de yer alabilir daha sonra da açıklanmak üzere ertelenebilir.
Pakette yer alan bir diğer düzenleme de Terörle Mücadele Yasası, Türk Ceza Yasası ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda çözüm sürecinin ruhuna uygun düzenleme yapılıyor. Bir kişinin müteaddit maddelerden ayrı ayrı cezalara çarptırılmasının önüne geçiliyor. Daha önce katıldığı eylemden dolayı hem Türk Ceza Yasası, Terörle Mücadele Yasası hem de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'ndan dolayı birden fazla cezaya çarptırılma yerine eyleme katılan bir kişinin suça iştiraki nispetinde yargılanması esas alınıyor. Eylemlere katılan kişiler, örgüt üyeliği, örgüt liderliği, örgüte yardım ve yataklık gibi 6-7 ayrı maddeden cezaya çarptırılıyordu bu yeni düzenleme bunu düzenliyor ve bir eylemden yargılanan kişinin bir suçtan üç ayrı cezaya çarptırılmasının önüne geçiyor
301. MADDE DE PAKET KAPSAMINDA BEKLENİYOR
Paket kapsamında Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin de bulunduğu ifade ediliyor. Madde, "Türk Milleti, devlet, TBMM, hükümet, yargı, asker ve polisi aşağılayanlara" iki yıla kadar hapis cezası verilmesini" öngörüyor. Pakette yer alan düzenlemeyle maddenin kapsamı "Türk milleti" ile sınırlı tutulacak. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Devletin yargı organları, Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" ise bugünkü gibi suç olmaktan çıkacak, ancak kanundaki diğer maddelerde tanımlı fiillere uyması halinde suç olarak değerlendirilecek. Türk milletini aşağılama suçuna soruşturma açılması için yine Adalet Bakanı'nın izni aranacak.
DEVRİM KANUNLARI-CEM EVİ MESELESİ
Demokratikleşme paketinde Harf Kanunu, Şapka Kanunu ve Tekke Zaviyelerle ilgili kanundan oluşan devrim kanunlarına muhalefet edenlere verilen cezalar TCK’dan çıkarılacak. Böylelikle ‘Q’ ‘X’ ve ‘W’ harflerinin üzerindeki yasak kaldırılacak ve bunlarla ilgili olarak açılan davalar düşecek. Diğer taraftan 5816 sayılı “Atatürk’ü Koruma Kanunu”nun da kaldırılmasını talepleri şuan yerine getirilmiyor. Söz konusu kanunda M. Kemal hakkında söz söyleyip eleştiri yapmanın önüne geçildiği, bu çağda, fikirlerin özgürce ifadesi engellendiği belirtiliyor ve siyasi iktidardan bunun da kaldırılması çeşitli platformlarca isteniyordu
Demokratikleşme paketinde yukarıdaki kanunlarla ilgili olarak cemevlerinin ibadethane olması yönündeki beklenti tam olarak karşılanmasa da hizmet evi olarak gösterilecek. Böylece cemevlerinin su, elektrik, doğalgaz gibi faturalarının devlet tarafından karşılanması sağlanacak. Ayrıca Alevi vatandaşlarının büyük önem verdiği, Alevi dedelerine de maaş ve ödenek ayrılması da paketin içinde yer alan unsurlar arasında olduğu ifade ediliyor.
AİHM’İNDEKİ DAVA YÜKÜ HAFİFLETİLECEK
Demokratikleşme paketinin bir önemli özelliğinin de Türkiye’nin Avrupa’da çok fazla eleştiri almasına ve AİHM’de çok sayıda davada mahkum olmasına neden olan uygulamaların sona ermesi olarak nitelendiriliyor. Paketin bu haliyle meclisten geçmesi durumunda Avrupa ve AİHM’de elinin güçleneceği ifade ediliyor.Bu bakımdan daha önce çıkarılan 523 sayılı Terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkındaki kanun örnek gösteriliyor ve çıkacak olan yeni düzenlemelerle AHİM’deki dava yükünün de azaltılacağı ifade ediliyor
KÖY YASASI DEĞİŞİYOR-DERSİM GİBİ İSİMLER İADE EDİLİYOR
Köy yasası değiştirilerek, köylerin eski isimlerine kavuşabilmeleri için 'Köylere Türkçe dışında isim verilemez' hükmü kaldırılıyor. Pakette yerel yönetimlerin yetkileri arttırılıyor. Bu çerçevede, il ve ilçelerin altındaki yerleşim birimlerinde isim verme hakkı yerel yönetimlere bırakılıyor. Birçok köy kendi ismini belirleyebilecek. Projeler ve bütçe konusunda da belediyelere yeni yetkiler veriliyor.Bu bağlamda Kürtçe ve yerel dillerdeki bazı isimler iade edilecek. Bu kapsamda daha önce adı Dersim olan Tunceli ‘ye bu ismin geri verilmesi önerilecek.
GAYRİ MÜSLİM HAKLARI
Demokratikleşme paketinde Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasıyla ilgili bir düzenleme yer almasını arzulandığı ancak meselenin mütekabiliyet meselesinden çıkarılabiceği bunun karşılığında Yunan hükümetinin kendi ülkesinde yaşayan Müslüman vatandaşlara yönelik atacağı pozitif adımların bu adımları hızlandıracağı tarzında bir vurgunun çıkması bekleniyor. Bu bağlamda Ruhban Okulu’nun açılması ile ilgili bazı adımların da pakette yer alabileceği zaman içerisinde bu adımların gerçekleşmesi durumunda Ruhban Okulunun açılabileceği belirtiliyor.
Diğer taraftan pakette Azınlık okullarının ders kitaplarının hazırlanmasında, öğretmen yetiştirilmesinde, öğretmen maaşlarının ödenmesinde ve bütçe açıklarının kapatılmasında hükümet finansal destek sağlaması, Vakıflardan alınan ve devletin tasarrufuna geçen tüm taşınmazlar iade edilmesi ve Cemaat vakıflarının mülk edinmesinin önlenmesine yönelik 1936 Beyannamesinin de düzenlenmesinin pakette yer alabileceği belirtiliyor.Bu bağlamda öncelikli olarak Mor Gabriel Manastırı’na ait arazilerin geri iadesi sağlanacak.
NEFRET SUÇLARI İLE DÜZENLEME DE PAKETTE YER ALACAK
Çözüm paketinde yer alan 'nefret suçları' ile ilgili düzenlemeler de görüşülerek kabul edildi. Bu düzenlemeyle ırk, etnik kimlik, milliyet, din, dil, cinsiyet, fiziksel ya da zihinsel engellilik gibi belirli özellikleri nedeniyle işlenen suçlar hedef alınıyor. Buna göre Türk Ceza Yasası'nın 6. Maddesi'ne ek yapılacak.İslamofobi de nefret suçu kapsamına alınması bekleniyor
YEREL YÖNETİMLER ŞERHİ KALDIRILIYOR
Avrupa Yerel Yönetimler Şartı'nın 5. maddesine konulan şerh kaldırılıyor.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi amacıyla Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik sözleşmesine konulan şerhin kaldırılması da planlanıyor. Türkiye, söz konusu sözleşmenin 11, 10, 98, 7, 6 ve 4. maddelerinin çeşitli hükümlerine şerh koymuştu.
Bundan sonra nasıl adımların atılacağını 2023 vizyonundaki 63 maddeye bakmakla çözebilirz. Yeni 63 maddeler gelecek mi derseniz hayır 2014 ten sonra yeni bir Anayasa gelecek. Askeri okullardaki müfredatın değişmesi, andımızın ilk etapta azınlık okullarında kaldırılması, İsmi darbelerle anılan şahısların isimlerinin kamu alanlarından kaldırılması gibi uygulamaların da pakette yer almasını şahsen bekliyorum. Paketin bir yüzleşmeye doğru giden yolu açması bakımından önemli olduğunu düşünüyorum....
Haber Ara