Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

1 Mayıs olaylarında Valilik hatalı bulundu

Kamu Denetçisi Elkatmış, tavsiye raporunda, İstanbul Valiliği'nin 1 Mayıs'ta alınan tedbirlerde aşırı ve hatalı davrandığına karar verdi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-27 11:33:08

1 Mayıs olaylarında Valilik hatalı bulundu


Kamu Denetçisi, 1 Mayıs kararında İstanbul Valiliği'ni hatalı buldu

Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış, İstanbul'daki 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde bazı yolların kapatılması ve toplu taşıma araçlarının seferlerinin durdurulmasının Anayasal hak olan seyahat özgürlüğüne aykırı olduğuna ve İstanbul Valiliği'nin alınan tedbirlerle aşırı ve hatalı davrandığına karar verdi.

Ankara'da yaşayan bir kişi, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde İstanbul'da toplu taşıma araçlarının seferlerinin durdurulması nedeniyle seyahat özgürlüğünün engellendiği iddiasıyla İstanbul Valiliği'ni Kamu Denetçiliği Kurumu'na şikayet etti.

Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış tarafından hazırlanan ve Başdenetçi Nihat Ömeroğlu'na sunulan tavsiye raporunda, seyahat özgürlüğüne ilişkin Anayasa ve ilgili kanunlarla BM ve AB'nin uluslararası sözleşme hükümlerine yer verildi.

Başvurunun hukuki yönden incelenmesinde, Anayasa'nın seyahat özgürlüğünün kanunla kısıtlanabileceğine hükmettiği, bunun yanında İl İdaresi Kanunu'nun valilere belli şartlarda gerekli tedbirleri alma yetkisi verdiği ifade edilen raporda, İstanbul'daki 1 Mayıs önlemlerine dair yazışmalar ve duyuruları içeren gelişim süreci anlatıldı.

Raporda, İstanbul'da bazı yolların kapatılmasıyla bazı toplum ulaşım sistemlerinin iptali dolayısıyla seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtildi.

Sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması gerektiğinin altı çizilen raporda, şu görüşlere yer verildi:

"Sınırlayıcı tedbirler, çağdaş özgürlükçü demokrasilerin genel ve evrensel niteliklerini öngören anlayışına aykırı olmamalı; bunlarla uzlaşılabilir olmalıdır. Yani mevzuatın verdiği yasal bir yetkinin kullanılması, her zaman meşru sonuç doğurmayabilir. Bir başka açıdan, bir emrin yasal olması ile meşru olması farklı durumlara işaret etmektedir. Bu noktadan olay incelendiğinde, idarenin uyguladığı yasal kısıtlama tedbirinin, ölçülülük ilkesi sınırlarını aşan, 'aşırı kısıtlamaya' saptığı ve meşruiyetini kaybettiği görülmektedir."

-"Zorunlu tedbir olarak kabulü mümkün değil"-

Raporda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na ait resmi internet sayfasında yer alan bilgilere göre, İDO A.Ş. Genel Müdürlüğü'nce karşılıklı olarak günde ortalama 325.000 yolcu ve 25.000 araç taşındığı, metrobüs seferlerinin şehrin iki yakasının tüm ana güzergahlarını birbirine bağlayan en temel toplu ulaşım araçlarından biri olduğu, seferleri iptal edilen Şişhane-Hacıosman metrosunun da 16.5 kilometre ve 13 istasyondan oluşan ve İstanbullular için temel ulaşım aracı olduğu kaydedildi. İstanbul Valiliği'nin 29 Nisan 2013 tarihli yazısıyla talep edilen 1 Mayıs 2013 günü Saat 06.00'dan itibaren Anadolu yakasından Avrupa yakasına yolcu taşınmaması tedbirinin, İstanbul Şehir Hatları tarafından, şirkete bağlı tüm hatlarda karşılıklı olarak 06.00'dan itibaren sefer yapılmaması şeklinde uygulandığının tespit edildiğine dikkat çekilen raporda, bu durumun, İstanbul Valiliği'nin öngördüğü yaptırımın derecesini daha da artırdığı ifade edildi.

Kara ve deniz toplu taşıma araçlarının veya seferlerinin 1 Mayıs'ta iptal edilmesinin ya da sınırlanmasının, bu tedbirin uygulanmasına dayanak teşkil eden kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanmasına hizmet etmek kadar, bu gayenin aksine hizmet etme riski de bulunduğuna işaret edilen raporda, "Seyahat özgürlüğü bağlantılı bir özgürlüktür. Sağlık, eğitim, çalışma, ifadeyi açıklama ve toplanma gibi diğer temel hak ve özgürlüklerin de kullanımını etkileme gücüne haizdir. Bu cihetle sözü edilen kısıtlama tedbirinin derecesinin, demokratik bir toplumda, 'zorunlu tedbirler' olarak kabulü mümkün görülmemektedir" denildi.

-"Devletin pozitif yükümlülüğü var"-

Hukuki yönden incelemede, tedbirlerin "sınırlamanın kanunla olması" ve "Anayasa'nın ilgili maddesinde belirtilen sebeplerle olması" ilkelerine uygun; "sınırlamanın Anayasa'nın sözüne ve ruhuna uygun olması", "sınırlamanın temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunmaması", "sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması" ve "sınırlamanın ölçülülük ilkesine aykırı olmaması" açısından hukuka aykırı olduğu belirtildi.

Raporda, "Bu noktada, başvurucunun seyahat özgürlüğünün, 1 Mayıs 2013 Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları münasebeti ile İstanbul Valiliği'nin kararına istinaden uygulanan toplu taşıma araçlarının seferlerinin durdurulması nedeniyle, İstanbul ilinin tamamını etkileyecek şekilde ve adeta sıkıyönetim ilan edilmiş gibi kısıtlandığı ve engellendiği sonucuna varılmıştır" denildi.

Şikayetin hakkaniyete uygunluk denetimi yönünden de incelendiği raporda, seyahat özgürlüğünün devlete, karışmama yükümlülüğü getirmesinin yanında özgürlüğün kullanılabilirliğinin sağlanmasına yönelik pozitif yükümlülükler de getirdiği ifade edildi.

Genelde bir başka özgürlüğe erişim hedefi taşıyan seyahat edebilmenin, nihai olarak bir amaç uğruna gerçekleştiği ve bu amacın, çoğu zaman başka temel hak ve özgürlüklerle kesiştiği görüşüne yer verilen raporda, "Bu nedenle seyahat özgürlüğüne getirilecek kısıtlamalar, yalnızca bu özgürlüğün kullanımına değil, bireyin 'düşünce ve ifade', 'toplantı ve gösteri yürüyüşü', 'çalışma', 'eğitim', 'sağlık' alanlarındaki özgürlükleri, dolayısıyla siyasi, sosyal ve ekonomik hak ve özgürlüklerinin de kısıtlanmasına yol açacaktır" denildi.

-Özgürlük-güvenlik dengesi-

Raporda, temel hak ve özgürlükler için getirilen soyut sınırlama sebepleri kamu otoritelerince yorumlanırken, insan haklarına saygı, demokratik toplum anlayışı ve özgürlüklere olan bağlılığın içtenlikle gözetilmesi gerektiği belirtildi.

Biri diğerinin alanını daraltan özgürlük ile güvenlik ihtiyacının ve aralarındaki denge meselesinin, kağıt üzerindeki basitlikten uzak, toplumsal hayatın içerdiği ayrıntılar eşliğinde çok karmaşık ve değişken mesele olduğu ifade edilen raporda, "Şüphe oluşturmayan husus, birisi adına diğerinden vazgeçmenin mümkün olamayacağıdır. Bu aşamada, toplumsal gelişimini sağlamış ülkeler dahil tüm ülkelerin kamu idarelerince göz önünde tutulması gereken temel husus, insan haklarının önemi ve korunması gerçeğidir" görüşü vurgulandı.

İstanbul'da 1 Mayıs günü özgürlükler ile güvenlik arasında dengesizce sonuçlar doğuran kısıtlamalara gidildiği ifade edilen raporda, bu ölçüsüzlüğün, güvenlik kaygılarının öne çıkması ve özgürlük algısının yeterince önemine varılamaması noktasında düğümlendiği kaydedildi.

-"Hukuka ve hakkaniyete uygun değil"-

Raporda, şöyle devam edildi:

"Daha açık ifade ile bir insanın, evine, işine, sağlık, eğitim gibi bir hedefe gidebilmek için, o yönde giden toplu taşım aracına binemiyor olması veya yolları kullanamıyor olması, çok basit tanımlama ile seyahat özgürlüğünün ve serbest dolaşımın engellenmesi veya kısıtlanmasıdır ve bu da Anayasa'ya aykırıdır. Şikayete konu işlemin hukuka uygun olması veya güvenlik gerekçesine istinaden ve ilgili kanunların verdiği yetkiye dayanarak Taksim Meydanı'nın toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kapatılması, onun toplum vicdanında haklılık bulması açısından tek başına yeterli değildir. 1 Mayıs 2013 tarihinde yaşanan olaylar münasebetiyle İstanbul Valiliği tarafından alınan tedbirlerin, seyahat özgürlüğü ve serbest dolaşım hakkını ve bağlantılı diğer özgürlüklerin kullanımını, yaşanan olayların gerektirdiği ve makul kıldığı ölçekten öteye, yani demokratik toplumlarda olması gerekenden fazla kısıntıya uğrattığı ve bu durumun uluslararası mevzuat, Anayasa, kanunlar ve diğer mevzuat bakımından hukuka ve hakkaniyete uygun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle; şikayetin kabulü ile İstanbul Valiliğinin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün kutlanması münasebetiyle alınan tedbirler ve uygulamalar hususunda aşırı ve hatalı davrandığı, benzer uygulamalara yol açılmaması açısından gerekli tedbirleri alması hususunda tavsiyede bulunulması gerektiğine ilişkin hazırlanan bu rapor Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi'ne arz olunur."




SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara