Sempozyuma 500 çalışma arasından seçilen 100'ün üzerinde tebliğ, 40 ülkeden gelen çeşitli din ve kültüre mensup akademisyen katıldı.
Dr.Shannon Ledbetter, Prof.Dr. Mariana Kupin, Prof.Dr. Valentino Cottini ve Prof. Dr. Iain Bonson ile ABD ve Avrupa'da islamofobi ve özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra islamofobinin artmasının sebeplerini kanlattılar.
İşte akademisyenlerin açıklamaları:
Rahibe Dr. Shannon Ledbetter (Blackburn Katedrali, İngiltere)
İslamofobinin artışının nedenin medyanın sadece İslam'ın bir yönünü yansıttığının altını çizen Shannon, "Evet dünyada çok kötü şeylerin olduğu doğru. Fakat İslam, Said Nursi'nin gördüğü şekilde gösterilmiyor. Nursi'nin düşüncesi yansıtılmıyor. İnsanlar yeterli bilgiye sahip değil. Bu yüzden kolayca etkilenebiliyor. İslam'ı kötülemek isteyenlerden kolayca etkilenebiliyorlar." dedi.
Canlı bombalar Müslüman değil!
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, 'Canlı bomba saldırılarında insanların hayatını kaybediyor ve Allah aşkına bu Kur'an'a, bu İslam'a bu hakiki Müslüman'a yakışan durum mudur?' sözlerine göndermede bulunan, Shannon sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize yansıtılan, 'Allahu Ekber' diye bağıran insanlar canlı bomba olanlar. Bu insanlar bombayı patlatırken 'Allahu Ekber' diyorlar ve bize de bu kısmı gösteriliyor. İslam'ın huzur ve sevgi kısmı yansıtılmıyor. Bu terör olayları için 'İslam değildir' diyen ses nerede? Müslümanlar neden bunu haykırmıyor. Fakat hala ümidim var. Bunun yanlış olduğunu düşünen, yansıtılan İslam'ın gerçek İslam olduğuna inanmayan Müslümanların olduğuna inanıyorum."
Prof. Dr. Marianne Kupin (Community College of Allegheny County, ABD)
İslamifobiyi Avrupa için söyleyemem ama Amerika için söyleyebilirim diyen Kupin, "En büyük sorun İslam dünyası hakkındaki korku ve İslam dünyasını doğru anlayamama. Haberler hep kötü ve maksatlı verirler. Özellikle terörizm, savaşlar, intihar bombacıları… Özellikle Amerikalıların gördüğü bunlar. Güzel şeyler haber olmuyor, kötü ise hemen yayınlanıyor. Bu yüzden de korkuyorlar. Benim düşüncem, eğer Müslüman ve Hıristiyan genç insanlar bir araya gelir ve birbirlerini anlamaya yönelik tartışırlarsa ümit ediyorum ileride, İslamiyet ve İslamifobiyle ilgili korku ortadan kalkacaktır." dedi.
Kupin, "Biz bu açıdan Bediüzzaman Said Nursi'yi örnek alabiliriz. Çünkü Bediüzzaman fikirlerini söylerken Hıristiyanlıkla ilgili, dindar bir Müslüman İslamiyet'i yaşayarak söylüyor. Yani Hıristiyanlığı bir tehdit değil olarak görmüyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Valentino Cottini (Arap ve İslam Çalışmaları Papalık Enstitüsü, Vatikan)
Avrupa'da ve Amerika'da İslamofobi birçok sebebinin olduğunun altını çizen Cottini, "Sosyolojik ve ekonomik sebepleri var. Tarihi olarak; Batı ile Doğu arasındaki çatışmalar. Batı'nın Haçlı Seferleri, Müslümanların fetihleri... Sosyolojik sebep olarak da 30-40 yıl içerisinde Avrupa'ya Müslümanlar tarafından büyük göçler oldu. Ve bu da Batı'nın kültür ve medeniyetine tehdit olarak algılandı. Şunu da unutmamız lazım. İslamofobiye paralel olarak 'Hıristiyanofobi' de var. Bu iki 'fobi' de artmıyor bence. Hıristiyan ve Müslümanların birbirini anlaması için çalışan çok sayıda hareketler var. Batı da İslam'ı hiç bilmeyip, İslam ile ilgili haberler yapıyorlar, İslam dünyasında da Hıritiyanlık için benzer haberler yapılıyor. İki tarafta fobiyi tetikliyor." dedi.
İslam dünyasında Hristiyanofobi olduğunu ileri süren Cottini bunun sebeplerini de şöyle ifade etti:
'Müslümanlar, batı ile Hıristiyanlığı eş olarak görüyor. 'Hıristiyan demek Batı demek' anlayışı var. Batı kültürü Hristiyan olabilir ama 'Batı'nın kendisi Hıristiyan'dır diyemeyiz.'
Prof. Dr. Iain Benson (The Free State Üniversitesi, GÜNEY AFRİKA)
.jpg)
Benson, "11 Eylül olaylarından sonra insanların Müslümanlara karşı görüşleri değişti, olumsuzlaştı. 11 Eylül'de 'İslam adına yapılan terör saldırısından sonra Batı'daki insanlar Müslümanların daha fazla üzülmesini istedi. Uçakları uçurup İkiz Kulelere çarptıran kişiler Müslümandı. Batı, Müslümanların bunu Müslümanların yapmadığını söylemesini bekledi. Yani 'bunu yapanlar bizi temsil etmiyor' demelerini istediler." dedi.
Benson sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuzey İrlanda'da Katoliklerle, Protestanlar arasında da bu gibi çatışma var. İnsanlar konunun derinliklerine inmiyorlar. Birbirlerini yüzeysel olarak görüyorlar. Aradaki nüansları anlayamıyorlar. Bu yüzden çatışma çıkıyor.
Bütün toplumlarda bütün dinlerde, bütün insanların arasında şiddet problemi var. Budizm de, Hinduizm de, Hristiyanlıkta ve Müslümanlıkta belirli insanlar var şiddeti uygulayan. Neden bu insanlar şiddet uyguluyor. Bu dinlerin içerisinde şiddetle ilgili bir şey olmadığı halde, bu insanlar neden şiddete eğilimliler. Yani böyle insanlar her dinde mevcut. Aslında problem inanların psikolojileri, dinleri değil.
Bütün dinler şefkatten, sevgiden bahseder insanlara ama yine de hepsinin içerisinde şiddetle ilgili şeyler yapan inanlar bulunuyor. Eğer inanlar doğru ise, bir şeyleri doğru olarak görebiliyorlarsa, insanların yüzeyine bakmazlar, kalplerinde olan şeyleri anlamaya çalışırlar. "
HALİL AKKOÇ / YENİSAFAK
