Bahçeli'den Demokratikleşme Paketi eleştirisi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokratikleşme Paketi'nin içeriğinin, İmralı-Kandil ve Ankara üçgeninde hazırlandığını ve kamuoyuna bazı maddeleri sızdırılarak tartıştırıldığını belirterek paketi; 'PKK'nın zorla, baskıyla ve dayatmayla elde ettiği yeni bir kazancı, yeni bir başarısı' olarak niteledi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-23 16:34:14
Bahçeli, "Hazırlığı yapılan Demokratikleşme Paketi ve Galatasaray-Beşiktaş futbol kulüpleri arasında oynanan müsabaka esnasında çıkan olaylarla" ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye yakın tarihinin en bunalımlı, en buhranlı ve en karmaşık döneminden geçtiğini savundu.
AK Parti iktidarının istikrarsızlık ateşini her tarafa sıçrattığını, husumet ve kutuplaşmaları toplumsal yapının en ücra köşelerine kadar yaygınlaştırdığını iddia eden Bahçeli, toplumsal yangının gittikçe körüklendiğini, anlaşmazlıkların, uzlaşmazlıkların ve görüş ayrılıklarının sürekli tahrik ve teşvik edildiğini savundu.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"AKP hükümeti zayıfladıkça, etki ve nüfuz alanını kaybettikçe, sahip olduğu siyasi destek ve ilginin seviyesi azaldıkça hırçınlaşmakta, hırslanmakta ve hezimetle neticelenecek söz ve kararların tarafı olmaktadır.
Türk milleti AKP merkezli saldırı ve komploların, bölücü ve yıkıcı emellerin açık hedefi haline gelmiş durumdadır. Türkiye bir ucunda AKP'nin, diğer ucunda PKK'nın pozisyon aldığı çıkmaz bir sokağa kıstırılmış haldedir. Bu çerçevede her neviden terörist örgütler şımarmış, cüret kazanmış, provokasyonlarını Ankara'nın göbeğine kadar taşımışlardır. Geçtiğimiz günlerde Emniyet Genel Müdürlüğünün Dikmen'deki binalarına yönelik hain saldırı bunun en açık kanıtı olmuştur."
-Yeni bir kazanç, yeni bir başarıdır
Bölücü terör örgütünün aylardır sahnelediği "tehditler ve alçakça yaptığı şantajların iktidarda cevap ve karşılık bulduğunu, sonunda taviz ve teslimiyet paketinin demokratikleşme reçetesiyle gün yüzüne çıktığını" ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"PKK'yla eylem ve hedef birlikteliği yapan, bölgesel ve küresel güçlerin tetikçiliğine soyunan farklı terör örgütleri de dikkate alınmak ve tavizlerden pay koparmak için sıraya girmişlerdir. Başbakan Erdoğan PKK taleplerine boyun eğmiş, bölücü hayâsızlığa ön iliklemiş ve sonunda da çaresizce diz çökmüştür. Başbakan, PKK'ya yakayı kaptırmış, terör lobilerine ipleri vermiş, daha da vahimi onurunu çiğnetmiş, millet iradesine karşı nankörlük ve namertliklerle kırdığı rekorlara yenisini eklemiştir.
Günlerdir konuşulan, İmralı-Kandil ve Ankara üçgeninde içeriği hazırlanan, kamuoyuna bazı maddeleri sızdırılarak tartıştırılan ve bu ayın son gününde açıklanması beklenen demokratikleşme paketi PKK'nın zorla, baskıyla ve dayatmayla elde ettiği yeni bir kazancı, yeni bir başarısıdır.
Paketlerle, torba kanunlarla ve gece yarısı düzenlemelerle ülke yönettiğini zanneden Başbakan ve hükümeti Türk milletinin aleyhine olacak ne varsa hayata geçirmenin ve uygulamanın telaşındadır."
Bahçeli, şunları da kaydetti:
"30 Eylül 2013 günü bizzat Başbakan tarafından kamuoyuna duyurulacak olan PKK patentli ve damgalı sözde demokratikleşme paketinde; anadilde eğitim konusunun bölücü çevrelerin isteği doğrultusunda düzenleneceği, Terörle Mücadele Yasası'nın budanacağı, yüzde 10 barajının kaldırılacağı, dar bölgeli seçim sisteminin uygulanmasına dönük adımlar atılacağı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki bazı maddelerle ilgili şerhin kaldırılacağı, yerleşim yerlerinin isminin değişeceği, PKK-KCK tutuklularının salıverilmesi konusunda esneklik ve kolaylıkların gösterileceği gündeme yansıyan bilgi, haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır. Bunların hepsi PKK'nın silahla yapamadığı ve elde edemediği ihanet listesinin ana başlıklarından bir kısmı olarak yıllardan beridir terörist mihrakların gündemindedir. Bölücülüğün can suyu niteliğindeki demokratikleşme paketinin, milletimiz adına ölümcül risk ve tehditler ihtiva ettiği bugünden belli olmuştur.
Türk milletinin toplumsal dokusunu hedef alan hain amacın özünde; köklerinden, kültüründen ve tarihinden kopmuş, geçmişinden utanan, kişiliksiz, bilinçsiz, tepkisiz, ürkek ve itaat eden bir toplum haline getirilmesi, daha açık bir ifadeyle, ezik ve silik bir topluluğa dönüştürülmesidir. Bu ahlaksızlığın, bu densizliğin ve bu melanetin gerçekleşmesi için AKP-PKK tam bir uyum, eşgüdüm ve koordinasyon halinde faaliyet yürütmektedir.
Başbakan Erdoğan'ın, imalat çalışması yaptığı zehirli ve marazi paketi, 'toplumun her kesimini, 76 milyonun her bir ferdini ilgilendiren düzenleme' diyerek maskeleme gayretleri elbette karanlık niyetleri kapatamayacak, akılları çelemeyecektir. Türk milleti tuzağın ve oynanan oyunların farkındadır."
-Beşiktaş-Galatasaray derbisindeki olaylar
Açıklamasında dün akşam olaylar sebebiyle tamamlanamayan Beşiktaş-Galatasaray derbisine de değinen Bahçeli, olayları "Başbakan ve hükümetinin eseri olarak" yorumladı.
Bahçeli, açıklamasında şunların altını çizdi:
"Sahalara ayar vermeye, seyircileri hizaya getirmeye çalışan iktidar, toplumun her kesimini birbirine düşürecek fitne ve dedikodu çarkını işletmiştir. Dünkü üzücü ve son derece de düşündürücü hadiselerin toplumsal huzur ve barışımızı gölgelediği, sporun centilmenliğine ve rekabetine zarar verdiği meydandadır. Yeşil sahalara siyaseti bulaştıran, taraftarları bloklaştırarak birbirine diş bileyen bir hale gelmesine iyice zemin açan AKP zihniyeti olanlardan birinci derecede sorumludur.
Hiç kimse Beşiktaş veya Galatasaray taraftarlarını ya da kulüp yönetimlerini suçlamamalıdır. AKP takviyeli unsurlar, Gezi Parkı'ndan miras kalan çatışma bakiyesini sürdüren küçük bir azınlık bir bahaneyle ortalığı ayağa kaldırmış, ilkel ve ileri düzeyde vahamet dolu manzaraların yaşanmasına sebep olmuştur. Spora şiddet karıştıran, dostluğu ve sportmenliği sabote eden hiç kimseye sıcak ve anlayışlı bakmamız mümkün değildir. Fanatizmin, holiganizmin, gözü dönmüş çılgınlığın hiçbir türünü masum ve makul addetmemiz de düşünülemeyecektir. Kaybeden şüphesiz Türk sporu, üzülen tabiidir ki Türk milleti olacaktır ve olmuştur.
Fırsattan istifade ederek ezeli rekabeti savaşa çevirmek, sahaları işgal ve istilaya teşebbüste bulunmak ve malum sloganlarla etrafa saldırmak bir defa ülkemizin iflas ve hezimet tablosunu da teyit etmiştir. Akıllardan uzak tutulmamalıdır ki, Yugoslavya'nın bölünmesinde futbol karşılaşmalarındaki düşmanca tutum ve ayrışmaların, taraftarlar arasındaki kin ve nefretin büyük payı vardır. Bu itibarla spordaki bir kıvılcımın nerede duracağı, nerelere kadar ulaşacağı iyi hesaplanmalı, Başbakan ve hükümeti meseleye sorumlu ve samimi bir şekilde yaklaşmalıdır."
"Spor'daki Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun" işletilmesini isteyen Bahçeli, Türkiye Futbol Federasyonu da "siyasi telkin ve yönlendirmelerden uzak durarak yürürlükteki mevzuata göre lazım gelen önlemleri devreye koyması" uyarısında bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara