Abdülkadir Selvi: Suriye uçağını 15 gün önce neden düşürmedik?

Suriye helikopterinin düşürülmesiyle ilgili ayrıntılar netleşmeye başlıyor.

Helikopter, Lazkiye'deki birliğinden kalkış yaptıktan kısa bir süre sonra takip edilmeye başlıyor.

Helikopter önce bir sivil yerleşim merkezini bombalıyor. Bombardımanın ardından birliğine dönmek yerine, batıdan doğu istikametine yükselerek bizim sınırımıza doğru yaklaşıyor. 14 bin feet irtifaya ulaşıyor.

Yükseklik nedeniyle Stinger füze radarları tarafından takip edilemiyor. İskenderun ve Mardin'deki radarlarımız izliyor. Angajman kurallarının değiştiği 22 Haziran 2012 tarihinden bu yana havada sürekli 2 savaş uçağımız dolaşıyor. Gaziantep civarında Diyarbakır filosuna ait F-16'larımız takibe alıyor.

Helikopter sınırımıza 5 kilometreye kadar yaklaşınca, Diyarbakır'daki, BKİM tarafından, uluslar arası ortak frekanstan hem helikopter hem de Suriye ikaz ediliyor.

Pilot, uyarılara cevap vermiyor. Bu arada F-16'larımız helikopterin karşısından, Suriye sınırına paralel önleme uçuşu yapıyor.

Pilotlar ikinci kez uyarılıyor. Yine herhangi bir ses gelmiyor. 4-5 dakika içinde oluyor tüm bunlar. Bu arada helikopter sınırımıza iyice yaklaşıyor. Bu kez F-16'lar, Helikopter pilotlarının göreceği seviyede ikaz uçuşu yapıyor.

Helikopterin hem Suriye içindeki bir yerleşim merkezini bombalaması, hem de yüksek irtifadan ve ısrarla Türkiye'ye doğru uçması nedeniyle tehdit algısı yükseliyor.

Helikopter, Türkiye sınırını geçiyor ve sınırlarımızın içinde kalmakta ısrar ediyor.

Bunun üzerine son bir kez daha ikaz edildikten sonra, vuruluyor. Helikopterin bizim sınırlarımız içerisinde vurulduğu Suriye yönetimi tarafından da kabul edildi. Helikopter kuyruğundan vuruluyor, dönerek, Suriye topraklarına düşüyor. Ama görülüyor ki, pilotların paraşütleri takılı.

Bu pek alışık olan bir durum değil.

Helikopterin düşürüldüğü andan itibaren akıllara takılan soru şu? Neden şimdi?

Üzerinde ağırlıklı durulan görüş, kimyasalla ilgili gelişmeden dolayı güç kazandığını düşünen Suriye yönetimi Türkiye'yi test ediyor.

Helikopterin düşmesinden sonra bazı yayın organları, 'Türkiye'ye sığınmak istiyor olabilirler' şeklindeki haberlere yer verdiler.

Genelkurmay ve Dışişleri bu görüşü paylaşmıyor. Türkiye'ye sığınmak isteyen helikopterin tehdit olacak şekilde yüksek irtifadan değil, alçak irtifadan ve tehlike oluşturmadan uçacağı belirtiliyor.

Bu bir.

İkincisi ise, uluslar arası sistem aracılığıyla telsizle ve belirli aralıklarla iki kez yapılan sesli uyarı karşısında sığınma isteğini iletebilirdi deniliyor. Bu yönde kaydedilmiş hiçbir konuşma yok. Zaten Rus tipi helikopterin kara kutusu bulunduğu için bunun incelemesi sonucunda nelerin konuşulduğu ortaya çıkacak.

Üçüncüsü ise uçaklarımız yaptığı önleme uçuşları sırasında bu yönde bir işaret verseydi, uçaklarımız inişe zorlar ama vurmazdı.

Vurmazdı diyorum çünkü paylaşacağım yeni bilgiler var.

Suriye'nin F4 keşif uçağımızı düşürdüğü 22 Haziran 2012 tarihinden bu yana angajman kurallarını zorlayan hatta sınırımıza paralel uçan helikopterler, uyarıldıktan bir süre sonra sınırımızı terk etmişler.

Bu Türkiye'nin helikopter düşürme meraklısı olmadığını ortaya koyuyor.

Suriye, test uçuşunda, silahsız ve denize paralel uçan Keşif uçağımızı düşürürken, aşamalı uyarı sistemine müracaat etmemiş, ayrıca uçağımız Türkiye'nin karasularında düşürülmüştü.

Suriye helikopteri ise uyarılara rağmen Türk hava sahasında uçma ısrarını sürdürdüğü sırada vuruldu.

Suriye uçağımızı düşürüp, 2 pilotumuz şehit olduğunda bizdeki, 'Esed basını', Suriye matbuatından daha sıkı bir şekilde bu ülkeyi savundu. Bir kez olsun Türkiye'nin uçağını neden düşürdünüz, iki evladımızı neden şehit ettiniz demedi. Şimdi çıkmış Türkiye'yi savaş meraklısı olmakla suçluyorlar. Türkiye'nin helikopter düşürme meraklısı olmadığına bir örnek.

Olay 15 gün önce cereyan etti.

Hem de bu kez bir Suriye savaş uçağı angajman kurallarını deldi, hatta bir süre sınırımıza paralel uçtu. Yine sıralı ikaz sistemleri kullanıldı, F-16'larımız önleme uçuşu yaptı. Savaş uçağının kuyruğu sınırımızı geçince, son kez uyarıldı. Bunun üzerine uçak, Suriye hava sahasına dönüş yaptı.

Biz vurma meraklısı olsak, 15 gün önce Suriye'nin bir savaş uçağını düşürürdük, kimyasal belasıyla boğuşan Suriye sesini bile çıkaramazdı.

Abdülkadir Selvi: Suriye uçağını 15 gün önce neden düşürmedik?

Yenişafak yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü köşe yazısında düşürülen Suriye helikopterden 15 gün önceki hadiseyi köşesine taşıdı...