Dolar

34,9528

Euro

36,7002

Altın

2.999,99

Bist

10.011,08

'12 Eylül ile tam bir hesaplaşma yaşanmalıdır'

12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenleyen Mazlumder Diyarbakır Şubesi, darbecilerin toplumsal/siyasal/ekonomik kalıntılarının halen devam ettiğini vurguladı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-12 16:49:46

'12 Eylül ile tam bir hesaplaşma yaşanmalıdır'


Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi 12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi’nde yapılan açıklamayı Avukat Cihan Ülsen okudu. Ülsen, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının umut verici ancak yetersiz olduğunu belirterek, darbecilerin hazırladığı anayasanın hala yürürlükte olduğunun altını çizdi. Ülsen, askeri darbenin toplumsal/siyasal/ekonomik kalıntılarının halen mevcudiyetini koruduğunu belirtti.

Ülsen, yaptığı açıklamada, darbecilerin isimlerinin cadde, meydan ve kimi eğitim kurumlarında yaşatıldığına dikkat çekerken, darbenin en sert şekilde yaşandığı yerlerden biri olan Diyarbakır Cezaevi’nin de insan hakları müzesi yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Açıklama metni;

MAZLUMDER: 12 Eylül ile Tam Bir Hesaplaşma Yaşanmalıdır.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden bugün itibari ile 33 yıl geçti. Geçen bu 33 yıl içerisinde askeri darbenin toplumsal/siyasal/ekonomik kalıntılarının halen mevcudiyetini koruyor olması bu topraklarda yaşayan herkes için zulmün de devam ettiğinin açık göstergesi olarak görülmelidir. Türkiye toplumu 12 Eylül askeri darbesi ile tam manası ile yüzleşememiştir. Geçmiş ile hesaplaşmanın “geçmişi görmezden gelerek” yapılamayacağı açıktır. Ancak bu pratik, geçen yıllar içinde bütün toplum kesimlerinin zımnen kabul ettiği bir gerçeğe dönüşmüştür.

12 Eylül Askeri darbesini yapanların yargılanması umut verici ancak yetersizdir. Darbe yapıcıların isimleri halen ülkenin çeşitli eğitim kurumlarında ve şehirlerin cadde, meydan ve sokaklarında yaşatılmaktadır. Bizim talebimiz ve olması gereken bir an önce 12 Eylül askeri darbesini yapanların adlarının bulunduğu tüm resmi kurumlardan (özellikle eğitim kurumlarından) ve şehirlerin cadde, meydan ve sokaklarından isimlerin silinmesidir. Silinen isimler yerine darbe mağdurlarının isimleri verilmeli ve böylece darbe ile yüzleşme anlamında somut adımlara bu şekilde başlanmalıdır.

Her ne kadar 1982 Anayasası günümüze kadar çeşitli değişiklikler ile değiştirilmeye çalışılmış ise de anayasanın darbeci ve faşist ruhu halen kendini hissettirmektedir. Siyasal iktidarın, muhalefet partilerinin ve toplumun diğer bütün kesimlerinin yeni anayasa çalışmalarına gerekli özeni ve dikkati göstermeleri gerekmektedir. Halen bu topraklarda darbe mahsulü bir anayasanın mevcudiyeti ancak bir kayıp ve utanç olarak görülmelidir.

Yine 12 Eylül askeri darbesi denilince akla gelen Diyarbakır Cezaevi ve burada yaşanılan işkence ve ölümlerdir. Baskı, kötü muamele, işkence ve ölümlere tanıklık eden Diyarbakır Cezaevi insan hakları müzesi haline getirilmelidir. Siyasal iktidarın cezaevini yıkıp yerine eğitim kampusu yapmak istemesi, tarihi ve yaşanan acıları zihinlerden silmekten başka bir şey değildir. Devlet ve toplum korkularıyla, acılarıyla, utançlarıyla yüzleşmek zorundadır.

MAZLUMDER olarak tekrar yineliyoruz: Geçmiş ile yüzleşmek bir kayıp değildir. Geçmişte yaşananları görmezden gelerek, yaşanan katliam ve ölümleri bir kenara bırakarak bir gelecek inşası söz konusu olamayacaktır. Bundan dolayı özellikle siyasal iktidarlar ve devlet aklı bu gerçeğin farkına varmalı ve topyekûn bir yüzleşme ile yaşananların üzerine gidilerek geçmişin izleri silinmeye çalışılmalıdır. (12.09.2013)

MAZLUMDER Diyarbakır Şubesi

Haber Ara