Beşir Atalay: Suriye konusunda bütün riskler düşünüldü
Başbakanlık'ta gerçekleşecek toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Beşir Atalay, mültecilerin durumuyla ilgili açıklamalarda bulundu; Cemil Çiçek'in açıklamasına da cevap verdi
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-03 17:16:14
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Suriye Koordinasyon Kurulu Toplantısı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
'Kamplar uluslararası standartların üstünde'
Türkiye'ye sığınmacı olarak gelen Suriyelilere verilen hizmetleri en iyi şekilde yürütmek için ilgili tüm kurumların ilk günden beri çaba harcadığını vurgulayan Atalay, şu anda 21 kampta 200 bini aşan Suriyeli bulunduğunu, her biri bir şehir düzeninde kurulan kampların uluslararası standartların üstünde olduğunu söyledi.
Kamp dışında da yaklaşık 300 bin Suriyeli sığınmacının olduğunu, bunların kamplarda kalmak için başvurmadığını, bazılarının akrabalarının yanında kaldığını, maddi durumları iyi olanların mekan temin ettiklerini, bazılarının da sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle yaşadığını anlattı.
Bazı sığınmacıların ayrı kamplar istediğini ifade eden Atalay, Suriye içinde birçok farklı inanç grubundan, etnik gruptan kişi yaşadığını, hepsini kuşatan bir politika izleyen Türkiye'nin, hepsine aynı derecede yakın olduğunu söyledi. Nusayrilerin çatışma ortamından kaçarak Türkiye'ye gelmeleri halinde kendilerine ayrı bir kamp kurulabileceğini ilettiklerini belirten Atalay, ''O manada belli talepler, belki şimdiden sonra olabilir. Çok ileri gelme iradesi doğmadı'' dedi.
'Kamplarda kalın dedik, kalmadılar'
Alevi mültecilerin Fatih'te kaldıkları parklardan kovulmaları ve sığıdıkları alevi derneklerinden de çıkartıldıkları haberlerini değerlendiren Beşir Atalay, şöyle konuştu:
'Geçen hafta basınımızda bir, iki yayın oldu, 'İstanbul'da, Kumkapı sahillerinde bir parkta Fatih Belediyesi, orada yaşayan Alevi Türkmenleri parktan çıkarmak istemiş, sığınacak yerleri yokmuş' gibi. Bunlar bizi üzüyor. Şunu biliyoruz Türkiye'de değişik illerimizde, ilçelerimizde sınırlardan geçen kamplara da başvurmayan, hatta 'kamplarda kalın' dediğimiz halde, kampları tercih etmeyen insanlar var. Ama oralarda da kalacakları yerler var. Kendileri düzenlerini kuruyorlar. Parklar tabii çadır kurulup kalınacak yerler haline getirilmiyor. Bizim kendi imkanlarımız var. Biz büyük bir devletiz. Onlara da orada, İstanbul Valiliği ve AFAD, 'Sizi istediğiniz kampa alalım' teklifinde bulundular. Ama onlar istemedi. Valiliğimiz onları İstanbul'da sosyal bir tesise yerleştirecek. Bunlar 56 kişidir.'
Türkiye'nin hiçbir ayrım gözetmeden ev sahipliği yaptığına dikkati çeken Atalay, 'Böyle bir şeyi alıp, büyütüp, sanki 'Türkiye'de ayrımcılık yapılıyor' gibi, en iyi yürüttüğümüz işte bile uluslararası alana bu tür bilgiler sunan basınımız kendisi düşünsün. Bunlar üzücüdür' diye konuştu.
'Bütün riskler düşünüldü'
Uluslararası caimanın, Suriye'de geçen hafta kimyasal silahlarla yapılan katliamı tartıştığını, Suriye'ye nasıl bir yaptırım uygulanacağını, değerlendirdiğini belirten Atalay, G20 Zirvesi'nde de bu konunun ele alınacağını kaydetti.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Atalay, alınan tedbirlere ilişkin bir soru üzerine bütün senaryoların, Türkiye'nin karşılaşabileceği risklerin görüşüldüğünü, Türkiye'nin gelecekteki gelişmelere hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti.
Cemil Çiçek'e cevap
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in Suriye'ye olası müdaheleye ilişkin 'Bu işte iştahlı görünen ülkeler bile geri vitese taktı; doğmamış çocuğa elbise arıyoruz ' sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Atalay, 'Ben işin o boyutuyla ilgil fazla bir değerlendirme yapmak istemiyorum. O boyutuyla ilgili değerlendirme yapması gerekenler yapıyorlar. Biz, biraz daha işin insani boyutuyla ilgiliyiz' dedi.
Erdoğan G-20'ye kimyasal kanıtları ile gidecek
Atalay, 'G20 Zirvesi'nden Suriye ile ilgili nasıl bir tablo ortaya çıkmasını bekliyorsunuz' sorusunu da şöyle yanıtladı:
'G-20 Zirvesi'nde bu işin, şu anda da tarafı durumunda olan büyük devletlerin hepsi bir araya geliyorlar. Böyle bir zirvede bu konunun önemli gündemlerden birini oluşturacağını tahmin etmek zor değil. Başbakanımız da bu konuda bu zirveye hem hazırlıklı gidiyor hem de orada bazı görüşmeler yapacak. Türkiye'nin bu konudaki konumu belli, tezleri belli. Zirvedeki görüşmelerin, bu konuda önemli olabileceğini düşünüyorum.'
Dün çıkan haberlerde, Erdoğan'ın G20 zirvesine, Esad'ın Suriye'de kimyasal silah kullandığını kanıtlayan üç belgeyle gideceği ve Putin'i ikna edeceği belirtilmişti. Habere göre, belgeler, MİT ve Suriye'deki muhalif güçlerin ortak çalışmasıyla elde edildi. Üç ana başlıkta toplanan delillerin ilkinin, kimyasal silahların Esad’a bağlı hangi askerî birlik tarafından ve hangi saatte kullanıldığını içeren bilgiler oluşturduğu belirtiiyor. Buna göre, kimyasal saldırının Esad’a bağlı Şam’ın 35 kilometre kuzeyinde bulunan Kuteyfe’deki 155’nci Füze Tugayı ile Kasyun dağındaki 4’ncü Zıhlı tümene bağlı birliklerde gerçekleştirildiği; kimyasal silah füzelerinin atılma tarihinin dakikasına kadar yer aldığı iddia ediliyor.
Haber Ara