Müslümanlara duayı namus bilmek
Müslümanların yaşadığı yerlere bakıyoruz, olup biten her işte sürekli korku, telâş, endişe ve ürperten bir belirsizlik var. Niyetler olabildiğine karanlık, söz ve davranışlar aldatıcı. Kimin ne yaptığı, ne yapacağı belli değil; arzular başka, sözler-vaatler başka; aldatan aldatana. Zalimler zulümlerinin keyfini sürerken, mazlumlar çaresizlik içinde tutunacak bir dal arıyorlar.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-23 02:44:53
Her yanda yürekler tıpkı kamış kalemler gibi cızır cızır.. Ve cızırdayan bu kalemler, kan rengindeki mürekkepleriyle tarihin en kirli sayfalarından birine en utandıran notları düşüyor. Her tarafta toz-duman, her bucakta kan, irin ve gözyaşı. Gövdeler canlara kalkan, canlar yaşama heyecanı ve ölüm hafakanıyla tir tir.. Ezenler kan kokusu almış köpekbalıkları gibi av peşinde; her gördüğüne saldırıyor ve herkese diş gösteriyorlar. Mazlumlar-mağdurlar ise, sürekli şaşkınlık içinde ve beyhude eforların yorgunu. Her yanda kurt ulumaları, çakal sesleri; bu seslere açık sînelerde ise çaresizlik iniltileri. Umumî atmosfer simsiyah; hâdiseler de hep sisli-dumanlı.. İnsanlar her an ayrı bir acı ve ızdırapla ölüp ölüp diriliyorlar.
Bugün adaletin, merhametin timsali olması gereken coğrafyalarda zulümleri zulümler takip ediyor; güçlüler güçsüzleri eziyor. Kuvveti elinde bulunduranlar, kimsenin gözünün yaşına bakmadan önüne gelen herkese saldırıyor. Bu kabil saldırı ve tecavüzler esnasında binlerce masum gadre uğruyor; bir sürü insan ölüyor veya zindanlara gönderiliyor. Her gün yüzlerce ölü haberi almak olağan bir durum gibi görülüyor. Ve bütün bu olan bitenler imanlı yürekleri kanatıyor. Çaresizlik ve elden bir şey gelmemesi hali de bu ızdırabı katlıyor.
Müslüman dünya için yıllar hep böyle Muharrem gibi geçti; gözyaşları da Revân Nehri gibi çağlayıp durdu.. Ama yapılanlar mutlaka İlâhî izzete dokunacak ve Allah zulmedeni de, zulmü alkışlayıp zalimi seveni de, haksızlıklar karşısında sessiz kalanı da toptan te’dib edecektir. Atalarımız “Zulm ile âbâd olanın âhiri berbat olur.” demişler. Hakikaten de tarih bunun yüzlerce misaliyle doludur. Dahası, iğneden ipliğe her şeyin hesabının sorulacağı bir gün var ki, o gün vay haline o zalimlerin!..
Biz, şimdi her şeyi Sahib’ine havale ederek bir kere daha:
“Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah’ı var, Bugün halka cevretmek kolay, yarın Hakk’ın divanı var.” deyip geçelim. Allah dünkü zalimleri bugün cezalandırdığı gibi, günümüzün gaddarlarını da çok yakın bir gelecekte mutlaka tecziye edecektir. Bugün, şahlar, şehinşahlar gibi yaşayanlar, günü gelince sürekli ızdırapla kıvranacak ve sefalet içinde yutkunup duracaklardır. Bu dünya, var olduğu günden beri her zaman yarısı ışık, yarısı da karanlık olagelmiştir. Bugün zahiren karanlık yaşayanlar, yakın bir gelecekte inşaallah aydınlıklara yürüyecek, içinde bulundukları zamanı günahlarıyla kirletenler de karanlıklara yuvarlanacaklardır.
Seher kuşları gibi inlemeliyiz
Bütün bunlar yaşanırken bize de, geceleri hep seher kuşları gibi inleyip durmak ve âh u enînlerle gök kapılarını zorlamak düşüyor. Her birimiz “ateş nereye düşerse düşsün beni de yakar” hassasiyetiyle duadan bir an bile dûr olmamalıyız. Meclisler tertip etmeliyiz dua için. Belli mekânlarda toplanmalıyız belki de. Bir seferberlik ruhuyla kadın-erkek, yaşlı-genç herkesi bu dua anaforuna dâhil etmeliyiz. İçinde başta Mısır, Suriye olmak üzere mazlum ve mağdur Müslümanları anmadığımız duanın kabul olunmayacağını düşünmeli, onlara duayı namus bilmeliyiz.
Çocuklarımızı alalım kucaklarımıza ve o masumların saf kalbleriyle teveccüh edelim ulu dergâha. Nebiler Serveri’nin dualarını koyalım dilekçelerimizin ilk satırlarına. On dört asrı aydınlatan mânâ yıldızlarımızın sinelerinden kopup gelen ızdırap yüklü duaları ekleyelim sonra da. Cevşen’i zırh yapıp zalimlere karşı koruma talep edelim Kahhâr u Zü’l-Celâl’den.
Aczimiz gözyaşlarıyla şerh edilmeli
Sadece Cevşen mi, hayır! Yakaran gönüllerin dua demeti olan Kulûbu’d-Dâria da paylaşarak okunmalı. Abdülkadir Geylânî Hazretleri’nin Hizbü’n-Nasr isimli duası tavsiye ediliyor bugünlerde. Bir de İmam Şâzilî Hazretleri’nin Hizbü’n-Nasr’ı var okunması gereken. İmam Gazalî’nin Hizbü’l-Hasîn ve Hizbü’l-Masûn duaları da çokça okunması tavsiye edilen dualardan. Ashab-ı Bedir okunmalı tekrar tekrar. Aczimiz ve zaafımız gözyaşlarıyla şerh edilmeli Mutlak Kudret’in Sahibi’ne.
Bütün nafileleri, evvabinleri, duha namazlarını, teheccüdleri hep “Hacet Namazı” niyetiyle eda edelim. İman, ihlas, marifet, muhabbet, ilim, uhuvvet dilenelim her şeyin Sahib’inden. İslam dünyası için merhamet, mağfiret, nusret, salâh ve felah dilenelim. Dağınıklığımızın giderilmesi için kıvranalım seccadelerde. Gözyaşlarımızı ceyhûn edelim inayet taleplerimizle. Kim bilir belki de, toplarla, tüfeklerle çözülemeyen problemler hiç umulmadık şekilde bir gün gözyaşlarıyla ve Hakk’a yakarışlarla çözülecektir.
Zaman
Haber Ara