17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremin üzerinden 14 yıl geçti. Depremin yol açtığı yıkım ve hasar gözleri yine İstanbul'a çevirdi. Çünkü depremin en fazla yıkıma neden olduğu yerleşim birimlerinden biri de İstanbul oldu.
Peki tarihi kaynaklara göre İstanbul'a göre hangi tarihlerde deprem yaşandı.Tarih ve Sosyal Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Araştırmacı Yazar Orhan Sakin trthaber.com'un sorularını cevapladı.
Günümüzde İstanbul'un deprem kuşağında olduğu biliniyor. Peki tarihte İstanbul'da şiddetli depremler meydana geldi mi?
İSTANBUL'DA ŞİMDİYE KADAR 584 DEPREM FELAKETİ YAŞANDI
"İstanbul’un kuruluşundan Osmanlı Dönemi’ne gelinceye kadar geçen süre zarfında vuku‘a gelen depremler hakkında tarihî kaynakların verdiği bazı bilgilere sahip bulunmaktayız. Mesela; M.Ö. 500 ile M.S. 1890 yılları arasındaki 2390 yıllık zaman zarfında şehir, 584 deprem felaketiyle karşılaştı."
1453'TEN SONRA 4 BÜYÜK DEPREM MEYDANA GELDİ
Fetihten sonra, 1453 yılından 1923 yılına kadar geçen dönemde ise İstanbul’da büyüklü küçüklü 40’ın üzerinde deprem hissedildiğini biliyoruz. Ancak bu depremlerden özellikle dördü diğerlerinden bariz şekilde ayrılan etkilere neden olmuştur. Bunlar tarih sırasıyla; 1509, 1719, 1766 ve 1894 depremleridir. Bunun yanında 1509 ve 1766 depremleri biraz daha farklılık kazanmaktadır. Bu ikisi, 1719 ve 1894 depremlerine göre daha fazla yıkıcı ve şehri etkileyici olmuştur. 1509 depremi için Osmanlı tarihçileri “Küçük Kıyamet” tanımlamasını kullanırlar. Her iki deprem arasında yaklaşık 250 senelik bir zaman aralığı vardır.1509 depremi sonrası, gerekse 1766 depremi sonrası devrin padişahları, daha güvenilir olduğu gerekçesiyle Edirne'ye gitmişlerdir.
Peki tarihi kaynaklarda ne kadar insanın hayatını kaybettiğine dair bilgiler var mı?
TARİHİ KAYNAKLARA GÖRE 1509 DEPREMİNDE 5 BİN KİŞİ ÖLDÜ
"İnsanlar üzerinde ölüm ve tahrip ediciliği yanında korku ve dehşet vermesi yönünden de depremler en başta gelen doğal felakettir. İstanbul, uzun tarihi boyunca bu korku ve dehşeti defalarca yaşamıştır. Özellikle 1509 depremi can kaybı bakımından korkunçtur. Kaynaklardan Rûhî, 5 bin insan öldüğünü; Kemal Paşazâde ise ölü ve yaralıların 5-10 bin civarında, belki de daha fazla olduğunu söylemektedir. Ölümlerin böylesine çok olmasının sebeplerinden birisi de büyük bir olasılıkla depremin gece yarısı insanların evlerinde ve yatakta olduğu bir saatte meydana gelmesidir. 1766 depreminin büyüklüğüne kıyasla insan kaybı konusunda kaynaklarda verilen rakamlar, daha az görülmekte, 300 ile 4000 arasında değişmektedir. Sarsıntının sabah saatlerinde, insanların ayakta olduğu bir saatte olmasının böyle bir sonuç açısından tesiri muhakkak ki büyüktür."
Röportajdan önce konuştuğumuzda 1894 yılında yabancı basının ülkeye girmesinin yasaklandığını söylediniz .Hangi amaç doğrultusunda böyle karar alındı?
1894 YILINDA YABANCI GAZETELERİN ÜLKEYE GİRİŞİ YASAKLANDI
"Günümüzde olduğu gibi, geçmişte de deprem sonrası mübalağalı söylentilerin çıkarılıp yayıldığı görülmektedir. Mesela 1894 tarihinde İstanbul'da meydana gelen deprem, içerde ve dışarıda heyecanla karşılanmıştı. Avrupa basını İstanbul'da depremlerin devam edeceğine ve bir takım büyük felaketlerin meydana geleceği doğrultusunda yazı ve yorumlar çıkmış, yerli basın da bunları nakletmeye başlamıştı. Halk arasında paniğe sebep olan bu tür haberleri yazan yabancı gazetelerin ülkeye girişi yasaklanmış, yasaklara uymayıp bu doğrultuda yayın yapan yerli gazetelere de kapatma cezası verilmişti.
Deprem hadisesinden rant elde etmek isteyen ve bu isteklerine bilimsel kılıf geçiren insanların faaliyetlerine şahit olmaktayız. 1894 depreminin üzerinden yaklaşık bir ay geçtikten sonra, 3 Ağustos 1894 tarihinde Viyana Büyükelçiliğinden İstanbul'a ilginç bir haber ulaşmıştır. Novak isimli bir bilim adamı, güneş lekeleri üzerinde yaptığı araştırmalara dayanarak, içinde bulundukları ayın beşinci, yedinci ve on dördüncü günlerinde İstanbul'da büyük depremler meydana geleceğini iddia etmiş."
Peki hocam son olarak deprem ile ilgili neler söyelemek istersiniz?
"Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; İstanbul, depremlerle yaşamaya alışık olması gerektiğini iyi bilmeli ve asla unutmamalıdır. Tarihte yaşanan olaylar, bizim yok saymakla bu korkunç gerçekten kaçamayacağımızı ve kurtulamayacağımızı ortaya koymaktadır. Bilinmesi gereken bir başka önemli husus, bundan sonraki İstanbul'u etkileyecek muhtemel bir deprem, 1509 ve 22 Mayıs 1766 depremlerinin benzeri olduğu takdirde, büyük bir olasılıkla şehir üzerindeki yıkıcı etkisi, 17 Ağustos 1999 depreminden daha büyük olacaktır."
(trthaber)