Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Özgen ve Coşkun: Hükümet adım atmayarak tehlike yaratıyor

Akil İnsanlar Komisyonu'nda yer alan, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun, çözüm süreciyle ilgili AKP hükümetinin artık adım atması gerektiğini açıkladılar.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-12 14:32:22

Özgen ve Coşkun: Hükümet adım atmayarak tehlike yaratıyor

KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun çözüm sürecinde gelinen aşamayı ANF'ye değerlendirdi.

Akil İnsanlar Komisyonu'nun iki aylık çalışmasında "Güneydoğu Anadolu Bölgesi" Grubu üyesi olarak görev yapan, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, yer aldıkları Komisyonun müzakere yürüten tarafların ortak mutabakatıyla oluşturulduğunu hatırlattı. Özgen, iki ay boyunca demokratik, barışçıl yönteme ilişkin halkın ne düşündüğünü öğrendiklerini ve bunları raporlarına yansıttıklarını belirterek, hükümetin bu raporların gereğini henüz yerine getirmediğini kaydetti.

Özgen, şunları ifade etti:

"Kanımca, bu raporlar tarafların yürüttüğü müzakere sürecinde karşılıklı değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Raporlarda birçok talep var; özellikle bizim, yani bölge raporunda belirgin şekilde demokratikleşme başta olmak üzere Kürtlerin hakları, ana dil meselesi, yine Alevilerin taleplerinin tanınması ve cemevlerinin resmi statüye kavuşması, gayrimüslimlerin hakları ve onlara uygulanan açık ya da örtük yasalardan gelen antidemokratik tutumların ortadan kaldırılması gibi birçok başlık için henüz hükümet bir adım atmadı. Hepimizin ortaklaştığı şey; hükümet tarafından demokratikleşmenin bir an önce öne çıkarılıp toplumda karşılık bulmasını sağlamak. Hükümet bu adımı atmadı ve hala bunu uzatıyor. Bu, sıkıntılı ve tehlikeli bir durum."


'KÜRT HAREKETİ ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI; HÜKÜMET PAKETİNİ AÇIKLASIN'

Özgen, AKP hükümetinin, Kürt sorununda demokratik çözümü esas almakta kararlı bir pozisyonda ise gecikmeden adım atmasını istedi ve Kürt hareketinin üzerine düşeni yaptığına dikkat çekti:

"Diyalog yoluyla, yasal değişikliklerle ve ileride anayasal değişikliklerle bunu güvence altına almayı kabul ettiyse bu adımların bir an önce atılması lazım. Sonuçta Kürt tarafının kendince attığı adımlar var; sınır dışına çekilme süreci önemli adımlardan biridir. Çatışmaların olmamasını sağladı ve insan ölümlerini engelledi."

Özgen, "hükümetin, 'bir buçuk aydır üzerinde çalışıyoruz' dediği ama sakladığı ve artık bir muammaya dönen; içinde ne olduğu belli olmayan demokratik çözüm paketini açıklaması lazım" diyerek, ekledi: "Kürtlerin öneri ve talepleri çerçevesinde içeriğini güçlendirerek bir an önce yasalaşması lazım. Bu belirsizlik güvensizliğe neden oluyor ve bu da sürece zarar verecektir. Hükümetin bunu göz önünde bulundurması gerekir."

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in geçen günlerde yaptığı bir açıklamaya da değinen Özgen, "Kendisi süreçle ilgili taleplere dair '2023-2071 vizyonumuzda zaten bunlar var' dedi. Gayriciddi bir açıklama. Sanki Türkiye'de başlayan bir süreç yokmuş gibi, bu komisyonlar bir şey yürütmemiş ya da Kürt toplumu 7'den 70'e Kürt hareketi için değil de AKP için destek veriyormuş gibi yansıtılıyor. Buna devam edilirse büyük kayıp olur" diye konuştu.


'KOMİSYON ÜYELERİ OLARAK RAPORLARIMIZIN ARKASINDA OLACAĞIZ'

Lami Özgen, Akil İnsanlar Komisyonu olarak şu an herhangi bir faaliyet yürütmediklerini belirterek, "Ama Komisyon olarak raporumuzun arkasındayız. Hükümet yetkilileriyle gelişecek süreçlere yönelik kimi değerlendirmelerimiz oluyor. Önümüzdeki günlerde en azından kendi raporunun arkasında olduğu iddiasını taşıyan Komisyon üyelerinin de bir araya gelme ve bu süreci yeniden kamuoyuna taşıma noktasında sorumluluk hissetmesi gerekir. Buna ihtiyaç var. Çünkü demokratikleşme süreci geciktikçe farklı beklentileri olanların süreci negatif yöne evirme gibi bir girişimleri olabilir" ifadelerini kullandı.


'HÜKÜMET SÜRECİN KENDİ KONTROLÜNDE İLERLEMESİ İÇİN ISRARCI OLUYOR'


Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın taleplerinin de hükümet tarafından kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Özgen şu görüşte:

"Sorunun çözümünde araçsal olarak hangi yöntemler işlevliyse onları öne çıkarmak gerekir. Bir taraf olarak hükümet ve devlet, Sayın Öcalan ile görüşüyor ve bu sürecin daha demokratik ilerlemesi için İmralı'da gazeteciler, aydınlar, komisyon üyelerinden heyetler Sayın Öcalan'ı ziyaret edebilmeli. Bunların sağlanması lazım. Çünkü bunların hepsi başlayan sürecin gelişmesine ve doğru temelde sürmesine katkı sunacaktır. Klasik anlamda hukuk öne çıkarılırsa hükümetin kendisi açmaza girecektir. Uluslar arası sözleşmeler vardır ve onların hukuksal üstünlüğü vardır. Sonuçta sağlık heyetleri açısından da gazeteciler açısından da hükümet bunu gözetmeli ve hayata geçirmelidir. Ama şimdiye kadar hükümet hala klasik anlamda her şeyin kendi iradesi ve kontrolünde ilerlemesi için ısrarcı oluyor. Sonuçta süreç tarafların ortak iradesiyle başladı, öyle ilerlemeli."


COŞKUN: ADIM ATILMADI, BEKLENTİ SÖZ KONUSU

Akil İnsanlar Komisyonu'nda İç Anadolu Bölgesi Grubu üyesi olarak görev yapan, Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun, Komisyon olarak görevlerini 'toplumun tepkilerini ölçmek kadar kendi fikirlerini de yansıtmaktı' ifadeleriyle tarif ederek, "Final toplantısıyla Akil İnsanlar Heyeti'nin çalışması bitti. Yeniden bir araya gelinir mi bilemem ama sadece bu konsept içerisinde bitti" dedi. Coşkun, buna rağmen ortak taleplerinin bulunduğuna dikkat çekerek, bunların başında AKP hükümetinin demokratikleşme paketine hız vermesinin geldiğini belirtti.

Coşkun, şunları kaydetti:

"Türkiye'de barış sürecinin daha ileriye varması için çeşitli alanlarda demokratikleşme paketine hız verilmesi gerekiyor. Şu an sağlanan çatışmasızlık dönemi, 7 aydır çatışmanın olmaması çok değerli. Demokratikleşme adımının da atılması lazım. Bütün bölgeler olarak mutabakat sağladığımız talep buydu. Yine uzlaşılan noktalardan biri; yeni anayasaya ihtiyaç duyulduğu. Sadece Kürt sorunu için değil; toplumdaki dini, etnik sorunların demokrasi temelli yeni anayasayla çözülmesi, bunla ilgili iradenin gösterilmesiydi. Şimdiki süreç açısından bakıldığında, bir beklentinin olduğu söz konusu."

Hükümetin, demokratikleşme paketinin son rötuşlarını verdiğini açıkladığına vurgu yapan Coşkun, "Toplumun farklı taleplerinin, ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı bu paketle anlaşılacak. Parlamento açıldığında da bu yasaların kabulü ve parlamentonun nasıl performans sergileyeceği önemli" dedi.


‘TALEPLERİN KARŞILANMASI İÇİN BASKI KURMAK GEREKİYOR’

Coşkun, Terörle Mücadele Kanunu, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Kanunu gibi başlıklarda hükümetin değişiklik yapması gerektiğini ifade ederek, ekledi: "Yine kamuda başörtüsüyle çalışma, Aleviler açısından cemevlerinin tanınması gibi meselelerin de demokratikleşme paketinde tanınması gerekiyor. Ne kadarının yer alacağını bilmiyoruz."

BDP'nin 25 maddelik, CHP'nin 16 maddelik öneri paketlerinin olduğunu anımsatan Coşkun, kendilerinin de önerdikleri arasında ciddi farklar olmadığını ve uzlaşılabileceğini belirtti. Ancak hükümetin bu noktada henüz umut vermediğini vurgulayan Coşkun, "Hükümetin bunların ne kadarını karşılamaya hazır olduğunu bilmiyoruz. Hepsini karşılamayabilir, karşılamayacağını biliyoruz ama baskı kurmak gerekiyor. Olmazsa ne olur? Hepimiz farklı platformlarda bu talepleri dillendirmeye, hükümeti ikna etmeye devam etmeliyiz" diye konuştu.


'ÖCALAN GAZETECİLERLE GÖRÜŞEBİLMELİ'

Öcalan ve PKK'nın 21 Mart'tan beri önemli açıklamalar yaptıklarını, adımlar attıklarını belirten Coşkun, İmralı'ya gazetecilerin gitmesi yönündeki beklentiyi dillendirdi: "Öcalan'ın gazetecilerle görüşme, düşüncelerini doğrudan gazetecilere aktarması noktasında bir sıkıntı olmamalı. Gazetecilerin soracağı sorularla daha anlaşılır olabilir. Hükümet hukuki yerine siyasi planlama yapmayı uygun buluyor gibi. Toplumda nasıl algılanacağının muhasebesini yapıyor. Ama bu sıkıntı giderilmeli. Önümüzdeki dönemlerde bu tür imkanların da sağlanacağını; Öcalan'ın gazetecilerle doğrudan görüşme yapabileceğini düşünüyorum."


SON VİDEO HABER

İstanbul'da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara