Arap Bahari Üsküp'te masaya yatırıldı
Makedonya Üsküp merkezli sivil toplum kuruluşlarından AKİM, Arap Baharı ve Demokratik süreçlerin geleceğini masaya yatırdı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-10 20:22:15
Makedonya Üsküp merkezli sivil toplum kuruluşlarından “ANLAYIŞ VE KURUMSAL İŞBİRLİĞİ MERKEZİ” (AKİM) Londra’dan Middle East Monitor (MEMO) (Orta Doğu Monitör) müdürü Dr. Daud Abdullah ve Timetürk Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci-Yazar Nevzat Çiçek'in katılımı ile "Arap Baharı ülkelerinde son gelişmeler ve demokratik süreçlerin geleceği" konu başlığı altında bir sempozyum gerçekleştirdi
Üsküp ve Makedonya’nın diğer şehirlerinden gelen misafirlerle hınca hınç dolan salonda ilk konuşmayı Britanya’dan gelen Dr. Daud Abdullah yaptı. Abdullah, Afrika ve Ortadoğu ülklerinin geçmişini masaya yatırarak başladığı konuşmasında 1945-2008 yılları arasında sayıları 200'den fazla olan ülkelerin varlığına dikkati çekti ve ancak bunların 6 tanesinin sivil hayata uyum sağlayabildiğini belirtti.
Dr Abdullah, çoğunlukla sömürgecilikten bağımsızlığını kazanan ilk ülkelerden biri olan Mısır’ın şuan da yaşadığı darbenin ülkenin geleceğini ve demokrasisini tehlikeye düşürdüğünü ifade ederek, "Orada yaşayan insanlar özgürlük için istekli ve insanların süreçleri doğru bir yola koyabilme potansiyeli olduğundan dolayı, olumlu bir çözüm konusunda iyimser düşüncelere sahibim" dedi. Abdullah, "2011 devrimi Mısır halkında olan korkuyu kırdı, devlete karşı olan protestolarda da bu görülmektedir, ordu tarafından yapılan cinayet ve katliamlara rağmen protestolarda halkın sayısı gittikçe artmaktadır." diyerek Mısır'da bir kimlik savaşı yürütüldüğünün altını çizdi.
Mısır'da gerçek savaşın aslında bundan sonra başlayacağını ifade ederek, "Mısır’ın gerçek kimliği ne olacak, İslam ya da laiklik mi, oysa kendi görüşlerine göre tek çözüm yolu gerçek sorunlara, yani ekonomi ve yoksulluğa yoğunlaşmakla çözüm yolları bulmak " dedi
Timetürk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek ise Mısır darbesinin medya üzerinden örtülmeye çalışıldığıı ifade ederek,"Mısır'da gerçekleşen amasız bir darbedir ve ordu namlusunu halka çevirmiştir. Burada bu darbe sadece İhvan'a veya Mursi'ye karşı değil bir kimliğe karşı yapılmıştır. Bu darbenin esas amacının Sina, Süveyş ve Türkiye başta olmak üzere Arap ülklerine yayılan demokratik adımların olduğunu göreceğiz." dedi.
Darbe'yle birlikte yeni bir konseptinde artık kaçınılmaz olduğunu dile getiren Çiçek, "Ne yazık ki artık İslamcıları İslamcılar ile parçalayacaklar, etnik kimlik üzerinden siyaset yapanları seküler-dindar ayrımı ile parçalayacaklar ve hiç bir şekilde dindar kesimlerin Ne Mısır'da ne başka yerde bundan sonra rol modeli olmalarına imkan tanımayacaklar" dedi
İslam ülklerindeki yönetimleri de sert bir dille eleştiren Çiçek, diktatörlerin koltukları ister Mekke olsun, ister Medine olsun ister Şam'ın sarayları olsun ister se başka yerler olsun er yada geç yıkılmaya mahkum olacaklardır" dedi. Batının Mısır darbesi ile birlikte Arap diktatörlerin yanında yer aldığını ifade eden Çiçek, "Suriye'de bir gün bitecek, Mısır'da İhvan'ın üzerindeki itibarsızlaştırma ve terörörize etme projesi de tutmayacak, Türkiye her ne kadar engelenmeye çalışsa da yoluna devam edecek. Eğer dindarlar Mısır'da olduğu gibi koltuk üzerinden ihanet etmezlerse dindar yönetimler iş başına gelecek. Eğer batının İslamcıları İslamcılarla bitirme projesi başarıya ulaşırsa Müslümanlar birbirini doğrayacak, bırakın yönetimlere gelmeyi alternatif bile olamayacaklar. Bu bakımdan İslam dünyasının müttefekirleri kalıplaşan, mevcut süre gelen sorunlar karşısında tavrını ortaya koymalı ve doğacak fitneleri şimdiden uyarmalıdır" dedi
Anlayış ve Kurumsal İşbirliği Merkezi yetkilileri de batının sürekli savunduğu demokrasi ve insan değerlerini Mısır'da savunmaya çağırdılar
Haber Ara