Yargıtay 'müstehcen' buldu
Yargıtay, 'Genç Bir Don Juan'ın Maceraları' adlı Fransızca kitabı müstehcen buldu. Mahkeme kararında, 'Kitapta, anneye, teyzeye, kardeşe ve hayvanlara yönelik sapkınlık düzeyine varan ifadeler var. Bunlar özgürlükle açıklanmaz' dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-06 08:31:55
Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı ve çevirmen İsmail Yerguz hakkında, Guillaume Apollinaire’nin ‘Genç Bir Don Juan’ın Maceraları’ adlı kitabını yayımladığı ve çevirdiği için ‘müstehcenlik’ suçundan dava açıldı.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ‘kitabın edebi eser’ olduğu ve suçun unsurları oluşmadığından sanıkların beraatına karar verdi. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 14. Ceza Dairesi’ne gitti. Daire, yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozup, sanıkların 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasını istedi.
İfade özgürlüğü kapsamında olamaz
Yargıtay 14. Ceza Dairesi kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesinde öngörülen ifade özgürlüğünün, kamu makamlarının bir müdahalesiyle karşılaşmadan kişilerin düşünce ve eserlerinin başkalarına ulaştırılmasını kapsadığına vurgu yaparak, davalık kitapta eşcinsel ilişkilerin yanı sıra hayvanlarla cinsel ilişkilerin, cinsel arzuları tahrik ve istismar edecek şekilde anlatıldığı dile getirildi. Daire kararında şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Yargılamaya konu edilen kitapta hiçbir olay örgüsüne yer verilmeden, sadece cinsel dürtüleri harekete geçirmeye yönelik, basit, sıradan ifadelerle ters, lezbiyen, doğal olmayan ve hayvanlarla yapılan cinsel ilişkilerin, çocuklar kullanılmak suretiyle bayağı bir dil kullanılarak anlatılması, ifadelerin toplumun ar ve haya duygularını incitici, cinsel arzuları tahrik ve istismar edecek şekilde, aynı zamanda kişilerin dışkılamaları dahi tiksinti verecek şekilde ifade edilmek suretiyle hiçbir sanatsal ve edebi değer katılmadan kurgulanmıştır. Anneye, teyzeye, kardeşe, aynı cinse, hayvanlara yönelik sapkınlık düzeyine varan ifadeler içeren kitabın Fransızcadan tercümesi ve yayımlanmasının, demokratik bir toplumda çoğulculuğun, hoşgörünün, açık fikirliliğin gereği olan ifade özgürlüğü kapsamında kalan eylemler olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”
Yargıtay 14. Ceza Dairesi kararında ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 7 Aralık 1976 tarihli ‘Hanyside-Birleşik Krallık’ kararına da atıfta bulunularak, müstehcenlik ve pornografik ifadeler içeren yayın sınırlarının nereye kadar uzanabileceğinin bu kararla belirlendiği ve bu yayınların, demokratik bir toplumda, genel ahlakın ve sağlığın korunmasına, suçların ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin meşru bir amaca yönelik yaptırımlarla kısıtlanabileceğinin öngörüldüğü vurgulandı.
Mahkemeye eleştiri
Daire kararında yerel mahkemenin kararını da eleştirerek şunları dile getirdi: “Soruşturma aşamasında iki kişilik bilirkişi heyetinden alınan 28 Nisan 2009 tarihli ve yargılama aşamasında Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından düzenlenen 11 Ağustos 2010 tarihli raporlarda belirtilen, ‘yargılamaya konu kitabın hiçbir sanatsal ve edebi değerinin bulunmadığı’ biçimindeki değerlendirmelere hangi nedenlerle itibar edilmediği açıklanmadan, 12 Mart 2010 tarihli, genel ve soyut ifadeler kullanılarak hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek, sanıkların eylemlerinin, TCK’nın 226/5. maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu gözetilmeden, kitabın sanatsal ve edebi değeri olduğu gerekçesiyle beraatlara karar verilmesi kanuna aykırıdır.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara