Ölümcül hastalıklarda umut olacak
Canlı klonlanması (kopya) konusunda Türkiye'de bir ilki gerçekleştirip Oyalı ve Zarife isimli kuzuları üreten İstanbul Üniversitesi, ülkenin ilk transgenik tavşanlarını üretti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-03 12:33:34
Kuzuların kopyalanması çalışmasını yürüten ekibin Hawaii Üniversitesi ile birlikte yürüttüğü proje, Temmuz ayında meyvelerini verdi. 8 yavru tavşandan iki tanesi 'transgenik' olarak dünyaya geldi. Alzheimer, kanser, diyabet gibi pek çok ölümcül hastalığın nedenlerinin saptanmasında hayati önem taşıyan transgenik projeler, aynı zamanda Türkiye'nin biyolojik ilaç üretiminde devrim niteliğinde imkanların yolunu açabilecek.
Ucu 'insan kopyalamaya kadar gider mi' tartışmaları ile gündeme gelen canlı klonlanmasının Türkiye'deki ilk örnekleri kopya kuzular Zarife ve Oyalı'ydı. 21 Kasım 2007'de dünyaya gelen Oyalı kadar şanslı olmayan Zarife, enfeksiyon nedeniyle ölünce klonlama çalışmaları ile ilgili soru işaretleri doğmuştu. Ancak Oyalı yaşamaya devam edince projeyi yürüten ekip rahat bir nefes almıştı.
Bu proje, transgenik çalışmalar için iyi bir başlangıç oldu. Kopyalamayı gerçekleştiren ekip, laboratuvar ortamında tavşan üretilerek hem insanların çaresiz kaldıkları bazı hastalıkların sebeplerinin tespitinde yol alınabilecek, hem de ilaç üretiminde de stratejik bir hamle ile dışa bağımlılığın önüne geçilebilecek proje olan transgenik çalışmaya yöneldi.
İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Birler liderliğindeki ekip Hawaii Üniversitesi ile çok özel bir projeye start verdi. Bu üniversitenin geliştirdiği 'hiperaktif plazmid' ismi verilen gen, transgenik tavşanların üretilmesinde büyük kolaylık sağladı. Projede aşılacak her aşama aynı zamanda hem bilimsel anlamda yeniliklere, hem de insan ömrünün hastalıklardan daha az etkilenir hale gelmesi için önemli sonuçlar doğurabilecekti. Çünkü bilim insanları kanser, alzheimer gibi hastalıklara karşı bir seviyeden sonra çaresiz kalıyordu. Hawaii Üniversitesi'nden iki, Marmara Üniversitesi'nden bir olmak üzere toplam 16 kişilik ekip, bu amaç için yola çıktı.
Veteriner Fakültesi Dölerme ve Suni Tohumlama Ana Bilim Dalı'nda hummalı bir çalışma yürüten ekip, 2007 yılında başlanan çalışma sonunda "2 numara" adını verdikleri tavşandan 8 yavru üretmeyi başardı. Bu yavrulardan ikisinin transgenik özellikler taşıması bütün ekibi memnun etti. 24 Temmuz'da gerçekleşen doğumun ardından anne tavşanın yavrularını büyütmesi için gerekli ortam sağlandı. Anne tavşan ve yavruları, adeta el üstünde tutuldu.
'TAVŞANLARIN VÜCUT SIVILARINDAN İLAÇ ÜRETİLEBİLİYOR'
Ekibe öncülük eden Prof. Dr. Sema Birler, tavşanları 'biyofabrika' olarak niteliyor. Bu hayvanların kendi vücut sıvılarından ilaç üretilme özelliği taşıdıklarını belirten Birler, "Özellikle insan genomuna çok yakın bir yapıya sahip oldukları için insan hastalıklarının çalışılmasında çok uygun bir model olarak kullanılmaktadır." dedi.
İlaç üretilmesi konusunda son aşamaya geldiklerini kaydeden Birler, "Çok kısa bir süre içinde planladığımız şey; sütünden ilaç üretilebilin tavşan üretmek. Bunu da çok kısa süre içinde başarabileceğimiz ortaya çıktı." ifadesini kullandı. Günümüzde 100'ü aşkın ilacın protein kaynaklı olarak üretildiğini kaydeden Birler, bu çalışmalarla üretilecek ilacın insan vücuduna daha uygun yapıda ilaçların üretiminin mümkün olabileceğinin kaydetti. Bu sayede daha ucuz ürün üretim şansının da yakalanacağını belirten Birler, "Şu an bütün biyoteknolojik ilaçlar, yurt dışından ithal ediliyor. Biz bunu tavşanlar üzerinden üretmeyi başarabilirsek ilaç sanayiine de katkı yapacağımızı düşünüyoruz. Bu ilaçların içinde hemofili faktörlerinden tutun, kan pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlara, kan yapımını hızlandıran ilaçlara kadar, bazı aşılar gibi pek çok ilaç bu şekilde üretilebilir." ifadelerini kullandı.
BİLİM DÜNYASINDA BÜYÜK HEYECAN UYANDIRDI
Hayvanlar üzerindeki bu çalışmalarla elde edilecek veriler aynı zamanda bir çok ölümcül hastalığın sebebi ve tedavisinde çığır açacak bilgiler verebiliyor. Aynı zamanda ülkeler için çok stratejik bir alan olan biyolojik ilaç üretimi de bu çalışmalara dayanıyor. Türkiye'nin yakın gelecekteki biyolojik ilaç fabrikalarının temeli, bu çalışmalarda alınan yol ile çok yakından ilgili. Transgenik hayvan sütü gibi kolay elde edilebilen hayvansal ürünlerden değerli ilaç ve ilaç benzeri maddelerin üretimi mümkün olabiliyor. Uzmanlar, Avrupa İlaç Dairesi'nin de 2006 yılında transgenik keçilerin sütünden, 2009 yılında ise transgenik tavşanların sütünden elde edilen ilaçların insanlar tarafından kullanılmasına onay verdiğini hatırlatıyor. Proje ayrıca TÜBİTAK ve Başbakanlık tarafından da 'stratejik amaç' olarak niteleniyor.
TRANSGENİK NEDİR?
Biyoteknolojik yöntemlerle kendi türü haricinde bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ya da mikro-organizmalara 'transgenik' denilmektedir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara