Dolar

34,9461

Euro

36,7083

Altın

2.983,33

Bist

10.125,46

Bahçeli'den S. Arabistan ve Katar'a eleştiri

MHP lideri Devlet Bahçeli, İslam coğrafyasında yaşanan drama dikkat çekti, Mısır'a darbe sonrası mali destek veren Suudi Arabistan ve Katar yönetimini sert dille eleştirdi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-27 00:07:32

Bahçeli'den S. Arabistan ve Katar'a eleştiri


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin il başkanlığınca Akyurt Cumhuriyet Meydanı'nda tertiplenen iftara katıldı.

Milleti birbirine yakınlaştıran çok derin ve güçlü milli ve manevi değerler bulunduğunu belirten Bahçeli, Türk milletinin varoluş sebebini burada aramak gerektiğini söyledi.

Ajanslarda yer alan habere göre; Milli ve manevi değerlerdeki aşınma ve zayıflamanın bağların yıpranmasına hizmet edeceğini ifade eden Bahçeli, bu nedenle milli ve manevi değerlerin gelecek nesillere devrinin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getirdi.

Milli ve manevi vecibelerin dar, güdük, kısır ve günübirlik hesaplaşmalara kurban verilemeyecek kadar paha biçilmez olduğunu anlatan Bahçeli, "Yalana teslim olanlara bakmadan, kara propoganda temsilcilerinin rüzgarına kapılmadan, bölücülüğün sancaktarı olmuş gafillerin uydurmalarına aldırmadan her meseleyi enine boyuna değerlendirmeliyiz" diye konuştu.

Bahçeli, bugünkü şartlarda İslam aleminin ve Ortadoğu'nun karanlık bir devirden ve kaygı verici bir süreçten geçtiğini savunarak, İslam coğrafyalarındaki kavga ve karışıklığın tahammül sınırlarını çoktan aştığını belirtti.

Müslümanların hak etmedikleri yönetimlere ve layık olmadıkları hayatlara mahkum olduklarını dile getiren Bahçeli, baskı ve zulümlerin ileri bir noktaya taşındığını iddia etti. Yaşanan ekonomik sefaletin insanlıkla ve İslam'ın buyrukları ile bağdaşmadığına dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:

"Milyar dolarlık enerji varlıkları üzerine oturan sultanlar, zorbalar, despotlar, çöplerden ekmek toplayan kendi insanlarını, kendi vatandaşlarını göremeyecek kadar günaha görülmüşlerdir. kerameti kendinden menkul Ortadoğu hanedanları, lüks, konfor ve zenginlikte rakipsiz durumdayken, yönetimleri altında bulunan insanların perişanlığa, açlığa ve zor şartlara maruz kalmaları hiçbir şekilde izah edilemeyecektir.

Batı başkentlerinde sefa sürerek petrodolarları har vurup harman savuranların fakir fukaralara el uzatmaması yüce dinimizin buyruklarına esasta bağlılık göstermemeleri en basit ifadeyle iki yüzlülük ve münafiklik alametidir. Efendimizin 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' kutlu sözüne sırt dönen rejim ve sistemler, bugün İslam toplumlarını inim inim inletmektedir. Batı'nın yörüngesine tutunarak ayakta kalmaya, küresel projelere uyduluk yaparak ömürlerini çoğaltmaya çalışan sözde Müslüman yönetimler elbette sınıfta kalmışlardır."


"MISIR'DAKİ DARBEYE PARA YAĞDIRAN MÜSLÜMAN ÜLKELERE NE DİYECEĞİZ?"
Arap ve Müslüman toplumların haksızlık ve hukuksuzluğun markası haline geldiğini belirten Bahçeli, meselelere Batı'nın penceresinden bakanların ve oryantalist gözlükle temas edenlerin İslamı şiddet ve terörle lişikilendirmek için her türlü ahlaksızlığı sergilediğini ifade etti.

Bahçeli, "İslama yapılacak en büyük hakaret, barbarlık ile yanyana getirme teşebbüsüdür" ifadesini kullandı.

İslama bağlı toplumların Ortaçağ karanlığına geri döndüğünü ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Müslüman kanına doymayanlara kucak açmak, finanse etmek, yardım ve yataklık yapmak, İslam'ın neresinde yazılıdır? Mısır'daki darbeye anında destek vermenin yanında para, servet ve imkan yağdıran Müslüman ülkelere ne diyeceğiz?

Bunları nasıl normal karşılayacağız? Bir gözü Batı'da, diğer gözü de petrolde olan kuldan utanmaz, Allah'tan korkmaz köhnemiş kralları, küflenmiş sultanları ve işbirlikçi yönetimleri İslam'la nasıl bir göreceğiz? Daha düne kadar AKP'nin ittifak halinde olduğu, yediğinin, içtiğinin ayrı gitmediği Suudi Arabistan'ı, Katar'ı ve diğerlerini nasıl anlamladıracağız? BOP'a payanda olmayı, Müslümanlara eziyet etmeyi, birbirine düşürmeyi, etnik ve mezhep ayrımını tahrik etmeyi, efendimizin tebliğinin neresine sığdıracağız? Müslümanlığa leke sürdürenleri, İslam'a kara çalanları, istismar ve ihanetlerinin üzerini maneviyatla örtmeye çalışan görünmez kilise havarilerini nasıl affedeceğiz ve bunlara daha ne kadar katlanacağız.
İslam toplumlarının yaşadığı dram son bulmalıdır. İslam üzerinden geçinen, Batı nam ve hesabına aramıza sızmış kim olursa olursa olsun, emellerine ulaşmamalıdır. Bu vebal, bu mesuliyet hepimizin, bütün inananların, bütün islam ülkelerinin üzerinedir. Yaşadığımız coğrafyada demokrasi, insan hakları, özgürlük ezberleri ile operasyon üstüne operasyon yapanlara karşı kıyam halinde olmalıyız.

Önce darbeye karşı çıkan, arkasından alkışlayan çifte standarda ortam açmamalıyız. Artık İslam toplumları, Batı planlarının oyun sahası olmaya itiraz etmeli, geleceğine taş koyanlara tavır almalıdır. Daha da önemlisi kendi kaderine sahip çıkacak irade ve cesareti göstermelidir."

Haber Ara