Dolar

34,8718

Euro

36,6330

Altın

3.049,68

Bist

10.058,47

3 Temmuz 2013. Mısır tarihinde utanç günü

Mısır, 25 Ocak Tahrir devriminde toplumun her kesimini bir araya toplayan müthiş bir başkaldırıyla 30 yıllık diktatörlüğü yıkmayı başardı, ancak aynı ruh demokrasiyi ayakta tutmayı başaramadı. Bu kadim Arap halkı bir diktatörü devirmeyi başardı, ama daha yeni doğmuş bir demokrasiyi hayata tutundurmayı başaramadı. Seçilmiş bir başkanın askeri darbeyle safdışı bırakılması asla kabul edilemez.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-18 13:27:18

3 Temmuz 2013. Mısır tarihinde utanç günü

AYŞE KOÇ'un röportajı

Mısır, 25 Ocak Tahrir devriminde toplumun her kesimini bir araya toplayan müthiş bir başkaldırıyla 30 yıllık diktatörlüğü yıkmayı başardı, ancak aynı ruh demokrasiyi ayakta tutmayı başaramadı. Bu kadim Arap halkı bir diktatörü devirmeyi başardı, ama daha yeni doğmuş bir demokrasiyi hayata tutundurmayı başaramadı. Seçilmiş bir başkanın askeri darbeyle safdışı bırakılması asla kabul edilemez. Bu Mursi için de geçerli, başka bir lider için de. Önce demokrasinin ilkelerini kabul edip, halkın çoğunluğunun oyuyla bir başkan seçip, sonra “pardon olmadı, seni istemiyoruz” diyerek, askeri güçle seçilmiş bir Cumhurbaşkanını devirmek demokrasinin kurallarına aykırıdır. Herşeyden önce ahlaka aykırıdır. Oysa Mursi, 30 yıllık bir diktatörlüğün ardından, Mısır tarihinin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak büyük riskleri göze alarak bu görevi üstlendi. 83 milyonluk Mısır nüfusunun genel yoksulluk oranı yüzde 55’tir. Halkının yarısından fazlasının yoksul olduğu, işsizlik oranının %30’u aştığı bir ülkede Mursi, siyasi tecrübesi olmamasına rağmen elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Hataları elbette oldu ve o bunları açıkça dile getirmekten de kaçınmadı. Çünkü Mursi, 30 yıllık diktatörlüğün getirdiği bu tükenmişliği, bu uyuşukluğu halkıyla birlikte aydınlık, güzel bir bahara uyandırmak istiyordu. Elinden geleni yaptı, ancak hem karşısındaki muhalefet çok girift ilişkiler içindeydi hem de Mısır halkı sabırsızdı. 1 Temmuz’da Mursi iktidarının 1. Yılında askeri darbeyle koltuğundan indirildi ve aradan geçen 15 günde Mursi’nin gözaltında olduğu bilgisinin dışında kamuoyuyla hiçbir bilgi paylaşımı yapılmadı. Demokrasinin sözde ateşli savunucusu ABD bile bu darbeye ‘darbe’ diyemedi. Mısır gibi büyük bir devletin Cumhurbaşkanının nerede olduğuna dair 15 gündür bilgi alınamıyor ve demokrasinin tutkulu çocukları bu gelişmeleri sessizce izliyor.

Bugün devrik Mursi hükümetinde Dış İlişkiler Komitesi Sözcüsü olarak görev yapmış, Mısır Özgürlük ve Adalet Partisi milletvekili Sn. Dr. Abdul Mawgoud R. Dardery konuğumuz. Kendisi, 1 Temmuz’daki darbe sonrası Türkiye’ye geldi ve Mısır’da yaşanan haksızlığı tüm dünyaya duyurmak için büyük gayret gösteriyor.

Sayın Dardery, Mısır’da yaşanan darbe öncesinde böyle bir olayın yaşanabileceğine dair bir düşünce hiç aklınızdan geçmiş miydi?

- Asla. Hayır, böyle birşey aklımın ucundan dahi geçmedi. Çünkü biz hükümet olarak Mısır’ın kalkınması, Mısır halkının refahı için en iyi olanı yapmaktan asla çekinmedik.

Sizce geçtiğimiz yılda Mursi hükümetinin başarılı icraatları nelerdir?

- Birincisi devleti sivil hale getirdik. Bunu yaparken ne teokratik ne de askeri bir anlayışa izin verdik. 30 yıllık bir dikta rejiminin ardından en büyük hedefimiz halka rahat bir nefes aldırmaktı.

- Mısır’ın en iyi 100 beyninin bir araya geldiği seçilmiş bir komiteyle ilk anayasayı hazırladık ve bu anayasanın hazırlanma sürecinde halkın katılımını da sağladık.

- Demokratik yollarla seçilmiş parlamentonun üst kanadını muhafaza ettik.

- Tüm Mısır halkının eşitlik ve saygınlığını güvence altına aldık.

- Her an geri dönüş tehlikesi içinde olan polis devletine karşı direnç gösterdik.

- Mısır halkının aidiyet duygusunu harekete geçirdik.

- Hükümetin tüm aktivitelerinde toplumun her kesiminden insanın rol almasını sağladık.

- Kadınların yönetime katılımlarını güçlendirdik.

- Gençlerin hükümette yer almalarını sağladık. Örneğin 40 yaşın altında bir milletvekili Maliye Bakanı olarak ilk kez bizim hükümetimizde görev aldı.

- Mısır’ın problemlerinin çözümünde diyalog ve demokrasinin tek yol olduğunu her fırsatta vurguladık.

Devrim sonrası Mısır’da yaşanan bu gelişmeleri dünya kamuoyu da 1 yıldır takip ediyordu. Mursi hakikaten zor bir görevi üstlendi. Peki “hükümetimiz şunları yapsaydı durum daha farklı olurdu, böyle bir darbe yaşanmazdı” diyebileceğiniz eksikler var mıydı?

- Bence bu darbenin olmasının iki sebebi var. O da Mursi’nin polis devlete karşı ciddi bir mücadele vermesi ve ordunun hakim güç olmasını engellemesi.

- Mursi yandaşları sokaklara döküldüğü için de sizi suçlayanlar var. Bu durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Müslüman Kardeşler darbe karşıtı protestolara daha ne kadar devam edecek?

- Gidebildiği kadar. Çünkü Mısır halkı demokrasiyi tekrar rayına oturtup, yozlaşmış kurumları reforme edip, ulusal diyaloğu derinleştirmeye kararlı. Bu protestolarda bizi suçladılar, ama biz sadece dua ediyorduk. Orada ölenlerin arasında kadınlar, çocuklar vardı. Bu çocuklar terörist mi? Askeri darbe lideri halkın barışçıl protesto haklarını kullanabileceğini söylemişti. Ancak bize ihanet ettiler. Daha birkaç ay önce kabul edilmiş anayasayı askıya aldılar. Mısır halkının iradesine karşı olarak böyle bir şeyi yapmaları inanılır gibi değil. Biz sokaklarda barışçıl bir şekilde dua ederken bize ateş açtılar. Kafa ve gövdelere nişan alıp, ölümcül atışlar yaptılar. Ancak biz herşeye rağmen itidalimizi korumaya devam ediyoruz. Gösterilerin barışçıl olmasına olağanüstü hassasiyet gösteriyoruz. Elbette bunları yapanlar Mısır ordusunun tamamı değil, sadece küçük bir kısmı ve biz bunları yapanların adalete teslim edilmesini istiyoruz. Çünkü suçsuz bir insanın öldürülmesi sadece Mısır halkına yapılmış bir suç değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.

- Selefilerin bir kısmının darbe yanlısı hareket etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bu çok yanlış. Tabi inanılır gibi değil. Selefilerin çok küçük bir bölümü kısa vadeli çıkarlara odaklandılar. Mısır halkının geleceğini düşünmüyorlar. Bu davranışlarıyla Mısır halkının saygısını da kaybettiler. Özgürlük ve demokrasinin yanında olmalıydılar. Mısır halkının kendilerine olan güvenlerini de yok ettiler.

- Herşeye rağmen Mursi’nin geri dönüp, bir sonraki seçimlere katılacağına inanıyor musunuz?

- Ben Cumhurbaşkanı Mursi’nin geri dönüp, görevini tamamlayacağına inanıyorum. Bu konuda kararlıyız. Mursi, bir tankla Cumhurbaşkanı olmadı. Mısır halkının iradesiyle Cumhurbaşkanı seçildi. Eğer görevine geri dönmezse Mısır halkının demokrasiye olan inancı zedelenecektir. Hukukun üstünlüğü önce geri gelmeli. Eğer dünya istikrarlı bir Orta Doğu görmek istiyorsa bu darbe geri alınmalı. Suriye’de yaşanan durumu görüyorsunuz. Orada insanlar perişan durumda. Diktatörlüğe asla göz yumamayız. Mısır halkının iradesi kazanacaktır.
SON VİDEO HABER

'Suriyeliden acil satılık' ilanları patladı; uzmanlar uyardı

Haber Ara