Aslan Değirmenci'nin haberi
Bugüne kadar
JİTEM kontrolündeki yılları
Milat'ın
İşte Yeşil'in 1990 yılı ve sonrasında Jandarma'da aldığı görevler:
1-1990 yılı başına kadar Güney Doğu bölgesinde özellikle Tunceli ve Elazığ illerinde Jandarma ile birlikte haber toplama, operasyonlarda bulunma, kılavuzluk yapma, sorguya katılma şeklinde olmuştur
2- 1990 sonrası JİTEM'in kuruluşu ile birlikte Güney Doğuda biri Elazığ'a üslenen ve Elazığ, Tunceli, Bingöl, Bitlis, Van... illerinde diğeri Diyarbakır da üstlenen Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak .... İllerinde hareket eden iki timin kuruluşu ile birlikte Yeşil Elazığ merkezli Jitem timinde yer almış faaliyet ve eylemleri de bu bölgede olmuştur.
3- Eski Jitem Komutanlarından Cem ERSEVER'in emekli olması sonrası Yeşil'in karıştığı infaz olaylarını anlatması ve ilerde daha fazla açıklama yapacağının anlaşılması üzerine Jandarma Teşkilatınca Ankara'ya çekilmiş, Ankara da Cem ERSEVER'in öldürülmesinde fiilen görevlendirilmesinden sonra Ankara da kalmış, zaman zaman Güneydoğu'ya gidip gelmiş ise de ağırlıklı olarak başta İstanbul olmak üzere batı illerimizde kullanılmıştır.
4- Bu dönemde evi Elazığ da olup, Ankara'ya geldiği zamanlarda Jandarma tesislerinde yatıp kalkmış, 1994 sonrası evini Ankara'ya taşımış, haraçlardan temin ettiği paralarla kendine, kardeşine ve bir yakınına 3 ev alarak aileyi buraya taşımıştır. Ankara Emniyetinin 'Yeşil'i gözaltına alması ve takibi, İstanbul da Çatlı ve arkadaşları ile aralarının açılması üzerine, Antalya da yine haraç paraları ile aldığı villaya yerleşerek sürekli bu ilde kalmış ancak sürekli bir çok ilde gezer halde bulunmuştur.
HER TAŞIN ALTINDAN O ÇIKIYOR Jandarma ile olduğu dönemde aldığı görevler, MİT ile birlikte çalışmaları ve devlet ile irtibatının nasıl koptuğuna dair tüm bilgilerin yer aldığı dosyada bazı bilgiler de yer aldı: Yeşil'in resmi raporlarda yer alan bilgileri oldukça dikkat çekici. Jandarma, JİTEM ve MİT'te görev aldığı, polis ile de bir dönem iş tuttuğu belirtilen belgelerde Yeşil'in, sorgulamalara katıldığı, haber toplama elamanlığı yaptığı, bölgede karanlık eylemleri ile nam salan Tim'lerde bulunduğu, Suriye ile Yunanistan da bile görev yaptığı belirtiliyor. Görev bitince alkole düşmüş Apo'ya suikast için hazırlanan TİM'in içinde de Yeşil'e görev verildiği belirtilen bilgi notlarında, devlet ile olan irtibatının o günden sonra kesildiğine dikkat çekiliyor. Öcalan'a yapılacak suikast öncesi buluşma yerine gelmeyen Yeşil'in, ansızın 'sır' olduğuna vurgu yapılıyor. Yeşil'in bazen sahte PKK'lı bazen de açık kimliği ile bölgede haraç topladığına vurgu yapılan bilgi notunda Yeşil'in son dönemlerde özellikle emekli JİTEM komutanları ile birlikte hareket ettiğine dikkat çekiliyor. Yeşil'in kontrolden çıktığı dönemlerde ise alkole düştüğünün altı çiziliyor. |
MİT ile başlayan ilişki
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın 1994 ile 97 yılları arasında MİT ile birlikte çalışmaya başladığının vurgulandığı bilgi notunda şu ifadelere yer veriliyor: "1994 yılı sonundan itibaren MİT teşkilatı ile birlikte çalışmaya başlamış olup 1996 yılı sonu 1997 yılı başına kadar birlikte çalışma devam ettiği bilinmekte iken 1997 yılında itibaren kendinden haber alınamamaktadır. Gerek Jandarma ile batı illerinde çalıştığı 1993- 1994 yıllarında gerekse MİT ile birlikte çalıştığı 1995-1996 yıllarında salt olarak bir teşkilatla beraber çalışmamış, zaman zaman polis birimleri ile birlikte hareket etmiş özellikle haraç alma, tehdit, baskı .. vs olayların yoğun yaşandığı 1994 ile 1995 yıllarında Özel Harekat timleri ile birlikte uygulamalar girmiş. Zaman zaman da Güneydoğu illerine gittiğinde Emniyet müdürlükleri, Terörle mücadele, İstihbarat Şubelerine uğramış, Elazığ ilinde ise sorguya bile girmiştir."
Bir gün PKK'lı bir gün resmi görevli!
Yeşil'in bazen sahte PKK'lı bazen de açık kimliği ile bölgede haraç topladığına vurgu yapılan bilgi notunda, "Güneydoğuda bulundukları yöre halkından PKK'ya karşı olan kişiler ile itirafçılardan oluşan timlerle önceleri PKK'lı görünümünde yaklaşarak para toplarken daha sonra PKK'ya yardım eden veya uyuşturucu ticareti yaptığı bilinen kişilerden zorla haraç toplamaya başlamıştır. B.C., ile S. B., gibi ünlü uyuşturucu tüccarları ve PKK taraftarı olarak bilinen kişilerin infaz edilmesi ve herkesin bu infazların devlet tarafından yapıldığına inanmasını fırsat bilen Yeşil bu infazlardan hiç rolü olmamasına rağmen bir çoğu İstanbul'a yerleşmiş Güneydoğulu zengin kişileri birbirleri kanalı ile bulup telefonla arayarak kendini tüm bu infazları yapan kontrgerilla şefi olarak tanıtıp canlarının bağışlanması karşılığı önemli miktarlarda haraç almaya başlamıştır. Bu faaliyetlerinde birçok görevli ile birlikte hareket ettiği bilinmektedir" deniliyor.
Son görevi Apo'ya suikast
Haraç savaşının kurumlar arası gerilime neden olmasının ardından, kurumların Yeşil ile aralarına mesafe koyulduğunun belirtildiği bilgi notunda, Yeşil'in MİT tarafından iki defa Suriye'ye, birkaç defa da Yunanistan'a görevli gönderildiği vurgulanıyor. Apo'ya suikast için hazırlanan TİM'in içinde de Yeşil'e görev verildiğinin anlaşıldığı notlarda şu ifadelere yer verildiği görülüyor: "Son olarak 27 Kasım PKK'nın kuruluş yıldönümü dolayısı ile PKK kampına gelecek olan Apo'ya suikast yapmak üzere 2... Kasım 1996 tarihinde THY uçağı ile 4 MİT mensubu ile birlikte gitmiş 2... Kasım 1996 tarihinde ülkeye döndüğü pasaport kayıtlarından anlaşılmaktadır. MİT mensuplarının anlatımlarına göre Lübnan'a Apo suikastı için gidildiğinde Yeşil buluşması gereken yere gelmemiş ve malzemeleri teslim almamış bundan dolayı operasyon icra edilememiş, ülkeye dönmelerinden sonrada dönüş brifingine katılmamış ve irtibat kopmuştur."
Yeşil üzerinden kimliğini gizleyen görevliler
Yeşil basında aşırı, abartılı olarak yer almış aslında bugünkü tarif edildiği veya çizilen imajdaki gibi, tek başına infazlar yapan biri olmadığına vurgu yapılan belgelerde, "Yanında resmi birileri olmadan hareket etmeyen hep resmi güçlerle iş yapmış daha çok da açık açık 'Konturgerillayım, son olayları ben yaptım, ben öldürürüm' vs söyleyerek her olayda korksunlar diye ben "Yeşil, Ahmet Demir," vs diyerek kendini özellikle deşifre eden, ilerisini pek düşünmeyen biridir. Yanında bulunan resmi görevliler kimliklerini saklar iken o her seferinde "Ben Yeşil" diyerek kendini deşifre etmiş, Susurluk sonrası da olaylarla ilgili olarak resmi görevlilerin isimleri verilerek suçlama yapamayanlar aynı olayda yer alan nasıl olsa meşhur dava açamayacak, bir şey diyemeyecek olan Yeşil ismi verilerek aslında o olaydaki resmi kişiler ima edilmiş bundan dolayı fazlaca meşhur olmuştur" deniliyor.
Yeşil, kötü yola düşmüş!
Yeşil'in son dönemlerde özellikle emekli JİTEM komutanları ile birlikte hareket ettiğine dikkat çekilen notlarda, mafya ile de sıkı ilişki içerisinde olduğu belirtiliyor. Karıştığı olaylar sonrası dışlanmaya başladığı da ifade edilirken, "Yeşil son zamanda aşırı alkol, kadın düşkünlüğüne başlamış, 10 yakın kadınla ilişkisi dost hayatı yaşayan, geveze sayılabilecek derecede sürekli konuşan, çok geniş çevresi olan biridir" deniliyor.