Faruk Çelik'ten 'Sivas Olayları' değerlendirmesi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sivas olayları hakkında 'Bu ne Alevilerin işidir, ne Sünnilerin işidir. Bizim milletimizin işi olamaz' diye konuştu.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-02 13:33:38
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sivas olaylarının yıl dönümü vesilesiyle bir kez daha telin ettiklerini belirterek, "Bu ne Alevilerin işidir, ne Sünnilerin işidir. Bizim milletimizin işi olamaz. Provokatörler, Türkiye'de bir çatışmanın, kardeş kavgası olması konusunda bugün değil, dün değil, öteden beri ülkemizi yormaktadırlar" dedi.
Çelik, MÜSİAD Başkanı Nail Opak ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti.Nisan ayı sonunda genel kurullarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Opak, ekonomiye ilişkin çeşitli raporlar hazırladıklarını ve bunları Bakan Çelik'e sunmak istediklerini söyledi.
Gerek çalışma hayatı gerekse makro ekonomiyle ilgili MÜSİAD'ın çok önemli çalışmaları olduğunun altını çizen Çelik de "Belli periyodlarla bir araya geliyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarından beklediğimiz çalışmaları MÜSİAD en sağlıklı şekilde yapıyor. Gerçekten iktidarın yürüyüşünde eksikliklerini gösterme açısından, artılarına destek olma açısından güzel bir dayanışmanın olduğunu ifade etmek istiyorum. Umarım bütün sivil toplum kuruluşları, gerek işadamları, gerek emeği temsil eden bütün kuruluşlar, asli görevleriyle meşgul olurlar. El birliği içerisinde ülkenin kalkınması, gelişmesi konusunda bu ve benzeri raporlarla ülkenin gelişmesine katkı sağlarlar" dedi.
Bir gazetecinin, Hükümetin Alevilere yönelik çalışmalarını hatırlatarak, yeni çalıştaylar yapılıp yapılmayacağını sorması üzerine Çelik, konunun bu dönem başka bir Bakan tarafından yürütüleceğini söyledi.
"Yeniden çalıştaylar dizisi yapma ihtiyacı olduğu kanaatinde değilim" diyen Bakan Çelik, şunları söyledi:
"Defalarca, 1,5-2 yıl boyunca bir araya gelindi, sorunlar tespit edildi. Yapılanlar var, yapılması gerekenler var. Bunlar tekrar bir araya gelinip yapılması gerekenler üzerinde, yapılacak bir değerlendirme ile konu büyük ölçüde sonuçlanır düşüncesindeyim. Türkiye'nin kronik sorunlarından bir tanesidir, Alevi kardeşlerimizin talepleri. Çünkü yılardır karşılık bulmayan taleplerdir bunlar. Aynen Güney Doğu'da yaşadığımız terörle ilgili sorun gibi. Hükümetimiz, tüm bu kronik sorunlarla ilgili, samimi, içtenlikli, çözüme dönük, halkıyla, vatandaşlarıyla beraber bir çözüm iradesini ortaya koydu. Buna mücadele ediyoruz. Binlerce yıl ele alınmayan, onlarca yıl ele alınmayan ve kan kaybına neden olan sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bunu herkesin saygıyla karşılaması gerekiyor. 'Niye bugünden yarına bu işler sonuçlanmıyor' gibi bir yaklaşımı, Hükümete yapılmış bir haksızlık olarak görüyorum. Sorulan soru çerçevesinde yaklaşık bin 400 yılık bir mesele. Cumhuriyet tarihinde ilk kez hükümetimiz bütün Alevi kardeşlerimizle bir araya geldi. Sorunları belirledi, çözümü konusunda bir irade ortaya koydu. Bir kısmı da çözüldü. Çözülmesi gerekenlerle ilgili de zaman geçmiş değil. Bu konuda da irade aynen devam ediyor. Ben bu dönem içerisinde gerek çözüm süreci, yani terörle ilgili sürecin, gerekse toplumsal talebe dönüşen bazı hususların ki Alevi kardeşlerimiz bu işin başında geliyorlar. Bunların samimi, diyalog ortamı içerisinde çözüleceği inancını taşıyorum."
-Sivas olayları
Sivas olaylarının yıl dönümü ve yargısal anlamda da zaman aşımının konuşulduğunun hatırlatılması üzerine Çelik, yargı boyutunun ayrı bir olay olduğunu belirtti.
"Sivas olayı, Sivas katliamı yine ilk kez Hükümetimiz tarafından Sayın Başbakanımızın beni görevlendirmesi ile 17 yıl sonra gidip, orada bu olayı telin eden Hükümet bizim Hükümetimizdir" diyen Çelik, "bu menfur saldırının unutulmaması içinde" orada bazı çalışmalar yaptıklarını anımsatı. Oteli kamulaştırdıklarını ve oraya yeni bir şekil verdiklerini söyleyen Çelik, orayı herkesin görmesini istediğini kaydetti.
Çelik, şöyle devam etti:
"Artık Sivas'ta o saldırı ve 2 Mayıs'ta yaşananlar unutulmasın ama yeni bir çatışmaya, yeni bir tartışmaya vesile olmayacak, neden olmayacak bir şekle dönüşülmesi bütün Sivaslıların bir talebiydi. Biz bunun gereğini yaptık, şimdi önümüzdeki süreç içerisinde ta 1993'te olup biten hadiselerle ilgili yargılama sonuçlanmış, delilleri olan varsa halen yargılanmayla ilgili farklı argümanlar ortaya konuyor ise onları yargı mutlaka değerlendirecektir. Ama biz Sivas, Maraş, Çorum olaylarının TBMM'de bir araştırma önergesi ile araştırılması ve bu konuda o olayları yaşayan birçok insanın farklı bilgiler, farklı değerlendirmendirmeler sunabilecekleri düşüncesiyle çalıştaylarda bir karar almıştık. Bu konuyla ilgili de araştırma önergesi TBMM'ye verilmişti. Ama komisyon kurulamadı, Meclis tatile girdiği için, bizim çalıştaylar çıkan sonuç oydu. Bir kez daha bu olayı yıldönümü vesilesiyle telin ediyoruz. Bu ne Alevilerin işidir, ne Sünnilerin işidir. Bizim miletimizin işi olamaz. Provakatörler, Türkiye'de bir çatışmanın, kardeş kavgası olması konusunda bugün değil, dün değil, öteden beri ülkemizi yormaktadırlar. Ülkemizin enerjisini içerde tüketmesi ile ilgili birçok sorunun oluşmasında katkılar sağlamaktadırlar. Bugün toplumun bilinç düzeyi çok farklı noktalarda . Bu oyunlara gelinmeyeceği kanaatindeyiz."
-Çözüm süreci
Lice'de yaşanan olayların çözüm sürecine etkisinin olup olmayacağının sorulması üzerine de Çelik, çözüm sürecinin çok önemli olduğuna değindi."Yürüyen bu güzel sürece çomak isteyen çevrelerin olacağını zaten, işe başlarken Başbakanımız da yetkililer olarak hepimiz de ifade ettik" değerlendirmesinde bulunan Bakan Çelik, şunları kaydetti:
"Bu çözüm sürecinden rahatsız olacak çevreler var. Herhalde silah baronları, uyuşturucu baronları bundan memnun olmazlar. Kandan ve kinden nemalanan çevreler bundan memnun olmayacaklar. Dolayısıyla onlar görevini yapacaklar, onun için biz bütün sağduyulu vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz; çözüm konusunda, Doğu, Kuzey, Güney, Batı, herkes ittifak halinde, bu iş bitsin. Bu iş bitsin noktasındaki halkımızın bu iradesini başka tarafa yönlendirmeye çalışanlara karşı dikkatli olmamız gerektiğini söyledik. Özellikle ben Şanlıurfa miletvekiliyim ve şimdi de oradan geliyorum, bölge halkına da söylüyorum, buradan da söylüyorum; en çok bu konuda hassas olması gereken bölge halkıdır. Çünkü en çok acıları onlar çektiler. Onun için bu çözüm sürecinin tamama ermesi konusunda onların daha müteyakkız olması gerekiyor ve provakasyonlara alet olunmaması gerekiyor. Tabii ki ülke halkının tümü ama bölge halkının çok daha sıcak bu olayları yaşadığı için onların duruşu, tutumu, son derece önemlidir. Çözüm sürecine Türkiye'nin dört bir tarafından destek geldiğine göre, provokasyon da şu anda bölgede olduğuna göre halkımızın duyarlılığı çok çok önemli."
- Opak: "2023 hedefleri bizi çok heyecanlandırıyor..."
MÜSİAD Başkanı Nail Opak da her türlü provokasyona, acı ve şiddete karşı olduklarını dile getirdi. Bölgenin sürece katkısının önemine değinen ve bölgede bir dizi ziyaretler yaptığını anımsatan Opak, "Orada o sıcaklığı ve sahiplenmeyi de gördüğümü ifade etmek isterim" dedi.
MÜSİAD'ın "2013 Türkiye Ekonomisi Raporu"na da değinen Opak, çalışma hayatında işadamlarından her zaman ilave yatırımlar istendiğini belirtti. Bu yatırımların hayata geçirilmesi için kendilerinin beklentisinin de huzur, güven ve istikrar olduğunun altını çizen Opak, huzur ve güven ortamının sağlandığı bir dönemden geçildiğini, çözüm süreciyle bunun daha da fazla olacağını söyledi.
Ekonomide de pozitif istikrarın sağlandığını dile getiren Opak, Hükümetin bir yılını dolduran teşvik paketini de olumlu bulduklarını bildirdi. Teşviklerin yapılabilmesi için önce paranın bulunması gerektiğinin altını çizen Opak, "2023 hedefleri bizi çok heyecanlandırıyor, onlara erişebileceğimiz konusunda da ciddi inancımız var, ancak önümüzde yapılması gerekenler var" diye konuştu.
Opak, finansman sorunun haledilmesi, bankacılık sisteminin yeni dönemde farklı bir yapılanmaya gitmesi gibi önerilerini de sıraladı. Opak, açıklamalarının ardından hazırladıkları raporu Bakan Çelik'e sundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara