Petrolün bol olduğu Bakü'nün Bayıl kasabasında oturan Çopuroğlu, petrolle resim yapmayı 20 yıl önce keşfettiğini belirterek, "Çocukluğumda evimize Naftalan'dan anneannemin tedavisi için petrol getirmişlerdi. 4-5 yaşlarındaydım, elimi petrolün içine soktum ve petrollü ellerimle duvarda bir şeyler çizmeye başladım. Bu olay benim ressamlığa başlamamın nedeni oldu" dedi.
Ortaokulu bitirdikten sonra ressamlık okuluna başladığını ifade eden Çopuroğlu, şöyle konuştu: "Ortaokulu bitirdikten sonra Bakü'ye gelerek ressamlık okulunda okudum. Askerlikten sonra Bakü'ye döndüm. Bakü petrol şehriydi ve çocukluluğumda ilk resimlerimi petrolle çizdiğimi hatırlarım. Bayıl kasabasındaki petrol dolu gölü görünce bir cam şişeye doldurup resim atölyesine getirdim. İlk başlarda çekinsem de petrolle çizdiğim resimlerin yağlı boya gibi 3 günde kuruduğunu gördüm. Daha sonra kendi eserlerimi çizmeye başladığımda resimlerimi 5-6 yıl hiç kimseye göstermedim."
Petrolden çizilen eserlere en çok Azerbaycan'da faaliyet gösteren yabancı petrol şirketleri ve yabancıların ilgi gösterdiğini anlatan Çopuroğlu, "Eserlerimi sergiledikten sonra özellikle yurt dışından gelenlerin ilgisini çekti. Çünkü renk daha güzel ve sıra dışı bir tekniği var. Ressamlar her zaman yeni bir şey arar ve ben de petrolü yeni bir boya gibi kullandım" diye konuştu.
Azerbaycanlı ressamın yaptığı eserlerin en önemli özelliği fırça yerine kendi parmaklarını kullanması. Ayrıca, petrolün yağlılık oranı yüksek olduğu için de normal yağlı boya kadar dayanıklı ve kaliteli olduğu görülüyor. Doğal olarak katkısız petrol dört renkten oluşuyor ancak petrole yağlı boya ilave edilerek daha değişik renkler de alınabiliniyor.
