AK Partili vekilden BDP'ye uyarı
Diyarbakır'ın Lice'de yaşanan olayı değerlendiren AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner 'oyuna gelmeyelim' çağrısında bulundu. Metiner, 'Çözüm sürecini sabote etmek isteyenlerin oyununa gelmeyelim' dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-29 12:08:13
Bir kez daha Gezi Parkı olaylarını hatırlatan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Diyarbakır Lice'de yaşanan olayları değerlendirirken haber7.com'a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
KÜRTLERE SOKAĞI ADRES OLARAK GÖSTERENLERE DİKKAT!
Haber7'de yer alan habere göre ; Aynı oyunun şimdi Lice'de oynandığına dikkat çeken Metiner, "Gezi Parkı olaylarının çözüm sürecini sabote etmek isteyenlerin bir oyunu olduğunu söylediğimizde dudak bükenler Lice'deki olaydan sonra umarım bir kez düşünürler. Gezi Parkı senaryosunu profesyonel bir biçimde sürüme koyanlar BDP kitlesini sokağa sürmeyi amaçlamışlardır. Çok sistemli propagandalarla Kürtlerin zihni bulandırılmak istenmiştir. Kürtlerin süreç konusundaki güven duyguları yok edilmek istenmiştir. Başbakana yönelik tek merkezli bilinçli bir itibarsızlaştırma projesine Kürtlerin de dahil edilmesi sağlanmak istenmiştir. Çözüm süreci başladığında "demokrasi olmadan barış olmaz" diyen bir kısım aydınlar, gazeteciler ve köşe yazarları Başbakanın Gezi Parkı olayları konusundaki tavrı üzerinden çok bilinçli bir kampanya yürüterek BDP kitlesini sokağa sürmeyi bir biçimde başarmışlardır. Ne yazık ki BDP içinden birileri de bu sabotaj sürecine destek verme gafletinde bulunmuştur" dedi.
KIŞKIRTMA MI VAR?
Başbakanın kişiliği üzerinden süreci sabote etmek için BDP kitlesi üzerinde kapsamlı bir manipülasyona girişen zevatın dedikleri hep şu olmuştur: "Bakınız karakollar yapılıyor, yeni korucu kadroları ihdas ediliyor, barış isteyen bir hükümet bunu yapar mı?" Gezi Parkı olaylarını da çözüm sürecini sabote etmek için diline dolayan o çevreler bir yerden düğmeye basılmışçasına hep birlikte "diktatör", "tek adam", "faşist", "otoriter" suçlamalar eşliğinde Başbakanı itibarsızlaştırmaya kalkışmışlardır.
SÜRECİ BALTALAMAK İSTEYENLERE GÜN DOĞDU
BDP'nin bu propagandaların etkisinde kaldığı görülüyor. BDP'nin aynı iddialara sarılarak birden bire "Hükümet samimiyetini ispat etsin, demokratik adımları atsın!" diye meydana çıkması, dahası Başbakana yönelik malum çevrelerin suçlamalarına dört elle sarılması süreçle ilgili bir güven sorunu olduğu algısını yaratmıştır. Bu algının BDP kitlesi üzerinde nasıl bir sonuç doğurabileceğini ve sokağa taşınacak öfkenin son tahlilde sürece zarar vereceğini herkesten daha fazla BDP'nin düşünmesi gerekirdi. BDP'nin içinden birileri ne yazık ki kendi kişisel emellerini veya ideolojik duruşlarını çözüm sürecinin önüne geçirerek o çözüm sürecini baltalamak için pusuda bekleyen çevrelerin değirmenine su taşımışlardır. BDP kitlesinin yapılan bu açıklamalardan etkilenmemesi mümkün mü? İşte sonuç ortada. Lice'de karakol basılmış ve ortaya hepimizi üzen derin bir manzara çıkmıştır" ifadelerini kullandı.
BU OLAY DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Gezi Parkı olaylarını hatırlatan Metiner, "PKK'nın silahlı unsurlarının henüz tümden çekilmediği biliniyor. Bunu Demirtaş'ın kendisi de belirtiyor. O zaman ısrarla "İkinci aşamaya geçtik. Hükümet samimiyetini göstersin. İkinci aşama için öngörülen adımları atsın!" demek niye? Bu ısrarın Gezi Parkı olaylarının arkasından gelmesi elbette düşündürücüdür. BDP içlerinde çözüm süreciyle alakalı olmayan taleplerini hükümete dayatıcı bir dille meydana çıkarak, yani "şunları yapın, bunları yapmayın, aksi takdirde süreçten çekiliriz veya silahlı unsurlar tekrar geri dönebilirler" biçiminde bir dil kullanarak çözüm sürecinin ruhundan uzak bir siyaset anlayışına tekrar geri dönmüştür. Oysa bu dil Taksim Gezi Parkı Platformu'nun sol/sosyalist/ulusalcı sekter diliydi. BDP Gezi Parkı Platformu'nun dilini siyasete taşımakla bu süreci bitirmek isteyenlerin tam da arzuladıkları bir yere kendini konumlandırma hatasına düşmemeliydi. Vakit varken bu yanlıştan vazgeçilmelidir" dedi.
SOKAK ADRES GÖSTERİLİYOR
Metiner, "Bakınız bir BDP milletvekili, üstelik İslamcı bir geçmişten gelen bir BDP milletvekili siyasi edep ve nezaketle bağdaşmayan bir dille Başbakanımızı ve Hükümetimizi kamuoyu karşısında suçlamaktan geri durmamıştır. "Başbakan çamura yatıyor" , "Başbakan göz göre göre yalan söylüyor", "Başbakan kandırıyor" türünden kaba sokak ağzıyla konuşan bu BDP'li milletvekili yetmezmiş gibi Kürtlere sokağı adres olarak gösteriyor. BDP yönetimi Başbakanla kendi kişisel hesabını sürece zarar verecek bir şekilde görmekten kaçınmayan, yakaladığı her fırsatı içindeki kişisel kini kusarak kullanmaya çalışan bu türden milletvekillerini kontrol altında tutmalıdır. Bu sözler ve davranışlar sürecin kendisine zarar verir" diye konuştu.
SÜRECE YAPILACAK İHANET OLUR
BDP kitlesinin sokağa indirilmesinin sürece yapılacak ihanet olduğunu söyleyen Metiner, "Çok açık söylüyorum: BDP kitlesine sokağı adres olarak gösterenler süreç karşıtlarıyla şu veya bu şekilde yoldaşlık ilişkisi içindedirler. Çözüm süreci başarıyla devam ederken ve İmralı'da Öcalan süreci sabote etmek isteyenlere inat kararlılıkla ve cesaretle bu sürecin arkasında durduğunu açıklarken henüz birinci aşamanın tamamlandığı bir atmosferde BDP kitlesinin sokağa indirilmesi projesi sürece yapılabilecek ihanettir. BDP yönetiminin bu ihanete izin vereceğine ihtimal vermem. Öcalan'ın bu tertibin içine Kürt kitlesinin çekilmek istenmesine izin vereceğine asla ihtimal vermem. BDP içinden o birilerinin asıl niyetlerinin de görülmesi gerektiğine inanıyorum. Aksi takdirde herkesin üzüleceği ve sonrasında "biz ne yaptık" diye hayıflanacağı bir durum ortaya çıkabilir" dedi.
Metiner konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"BDP yönetimine sesleniyorum: İş işten geçmeden sağduyu çağrısında bulunun! İçinizden birilerinin de çözüm karşıtı siyasetin bir parçası olabileceği ihtimalini yabana atmayın! Gezi Parkı olaylarını sanki bir siyasal fırsatçılığa dönüştürmek istediğinize dair algıyı ortadan kaldırın! Güven istiyorsanız güven telkin ediniz! Ortadaki güvensizlik sorunu bu tür sabotaj girişimlerinin bir parçası haline dönüşerek kalkmaz, tam tersine derinleşir! Herkesin birbirine güvendiği ve sabırla süreci başarıya ulaştırmak için elinden gelen her çabayı sergileyeceği bir dönemin arifesindeyiz. Sabır ve sağduyu lütfen... Demokratik müzakere kanalları açılmışken sokağı tekrar adres olarak göstermek siyaseten çok büyük bir hata olur. Bu enfeksiyona açık ortama Kürt kitlesini sürmek, önceden kestirilemeyen provokasyonlara meydan vermek anlamına gelir ki bu eski sürece geri dönüşten öte bir sonucu beraberinde getirmez.
BDP yöneticileri bu sürece acilen müdahale etmeli ve Kürtleri sokağa sürmek isteyenlerin oyununu bozmalıdır!
Unutulmasın ki bu süreç biterse en fazla sevinecek olanlar Gezi Parkı olaylarının asıl arkasındaki güçler, yani Ergenekoncu-ulusalcı-faşist güçler sevineceklerdir. Onları sevindirecek bir sürecin parçası olmak tarihi bir hata olacaktır. Gelecek kuşaklar bu hatayı yapanları asla affetmeyecektir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara