Milli Görüşte Cihannüma Kavgası

TIMETURK / Ömür Çelikdönmez

Bundan önce yazdığım ‘Milli Gençlik'ten Cihannümaya' başlıklı yazımda, kendi gözlemlerimi nesnel bir bakış açısı ile aktarmaya çalıştım. Ancak aynı süreçten ve çizgiden gelen birisi olarak objektiflik iddiamın biraz su götüreceğinin de farkındaydım. Üniversite öğrencilik yıllarımda arasında bulunduğum oluşumlar içinde, Milli Gençlik Vakfı'nın müstesna bir yeri vardı.
Seçimler bizim için bir savaştı ve bu savaştan galip çıkmak için canımızı dişimize takar öyle koştururduk. İsrail'i telin mitinglerinden tutunda her yıl muntazam olarak gerçekleştirilen 29 Mayıs Fetih mitinglerine kadar hemen hemen her etkinliğinde bulunduğum vakıf, on binlerce gencin maddi manevi yetişmesinde tarihi rol oynamıştır.
Millî Türk Talebe Birliği ve Akıncılar teşkilatının mirasları üzerine kurulan bir vakıf olarak kabul ediliyor.Ancak vakfın ilk kuruluş tarihi 1980 öncesine uzanmakta. Vakıf ilk önce 1975'te kurulmuştu. Türkiye'deki siyasi dengeleri altüst eden yeni bir jenerasyonun hem Türkiye'de hem İslam dünyasında önemli görevlere gelmesinin kapısını aralamıştır.
Tabi ki merhum Prof Dr. Necmeddin Erbakan Hoca'nın görüşleri, talimatları, Milli Gençlik Vakfı mensuplarının hedeflerinde belirleyici olmuştur. Ancak o dönemde de vakıf bünyesinde bizler arasındaki eleştirel tartışma konularından birisi de, vakfın partinin gençlik kolları gibi görülmesi ve Vakıflı gençlere de parti gençliği muamelesi yapılmasıydı.
Bununla birlikte vakfın yurtlarında, evlerinde, şube binalarında Türkiye'deki ve yeryüzündeki İslami hareketlerle ilgili hararetli tartışmalara tanıklık etmek mümkündü. İslami cemaatlerin gündeminde olan hemen her konu masaya yatırılır, kavramlar adeta iğnenin deliğinden geçirilirdi. MGV şubelerinin gazete ve dergi çıkardıkları da görülürdü.
Bu çerçevede İzmir Milli Gençlik Vakfı'nın neşrettiği benimde katkı verdiğim Açılım dergisi takdire şayandır. Dünya İslam Gençlik Örgütü (İFSO)'nün Türkiye'de kamplar açmasında, yayınlarının dağıtılmasında MGV hep öncü oldu.
İslam coğrafyasında nerede bir cihad hareketi varsa, maddi manevi seferberlik ilan etti. Afganistan, Mora, Bosna, Çeçenistan cephelerinde şehitlerimiz, Türkiye Müslümanlarını temsilen toprağa düştüler. Bizlerin onuru, davanın gururu oldular. Ruhları şad olsun!
28 Şubat'ta kapatılan en büyük vakıf Milli Gençlik Vakfı'ydı. MGV kapatıldığında 875 şubesi, 150 yurdu, 2 çocuk yuvası ve 350 bin üyesi vardı. Daha sonra Anadolu Gençlik Dergisi etrafında örgütlenmeye gidildi, derginin irtibat büroları dernek merkezi gibi değerlendirildi. AGD'nin en büyük hizmeti Kur'an meali dağıtım kampanyası ve dünyaca ünlü hafızların Türkiye'de il il dolaşıp on binlerce insanların huzurunda Kur'an tilavet etmeleri olarak değerlendirilebilir. Allah hayırlı hizmetlerinden dolayı ecirlerini hem dünyada hem de ahirette elbette verecektir.
Milli Görüş hareketi Saadet Partisi, Ak Parti ve Has Parti'nin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Saadet Partisi halen varlığını devam ettirmekle birlikte ne Refah Partisi'nin ne de Fazilet Partisi'nin oy oranına ulaşamamıştır. Has Parti'nin en büyük başarısı ise genel başkanını Ak Parti'ye ihraç etmesi. Milli Görüş çizgisinden gelen Ak Parti ise üç dönemdir tek başına iktidar olabilen yegâne parti olarak Türk siyasi tarihine geçti.
Cihannüma tüm bunların neresinde diye soracak olursanız hem içinde hem dışında demek doğru olacaktır. Cihannüma MGV'den kopan bir oluşum değildir. Mevcut herhangi partinin, bir derneğin de uzantısı olmamıştır. Çünkü daha yeni kurulmuştur. Buna rağmen Cihannüma'nın kuruluşunun gündeme gelmesiyle yeni bir tartışma furyasının da başladığı görülmektedir.
Pastadan dilim kapma kavgası olarak değerlendirenler bulunduğu gibi, Milli Görüş çizgisinden gelen bir kuşağın Türkiye'nin yozlaştırılmasına bir tepki hareketi görenlerde mevcut. Bu çizginin avantajı, Türkiye coğrafyasının hemen her ilinden mensubunun bulunmasıdır. Her etnik kökenden gönüllünün el verdiği bu hareketin önümüzdeki dönem siyasette ağırlığını hissettirmesini arzu edenlerde vardır.
Özellikle Anadolu Gençlik adına bazı bireysel eleştirilerin yapılması söz konusu. Sosyal paylaşım sitelerinde Cihannüma'nın kuruluşunu fitne hareketi kapsamında mütalaa ettikleri görülüyor. Bir kaçına ben de rastladım. Hatta Timetürk'te neşrettiğim yazının altına yapılan yorumlara bakıldığında, durum daha net bir şekilde ortaya çıkmakta. Bütün bunlara bakıp el insaf demekten başka elimden bir şey gelmiyor.
Bu tür oluşumlarda gönüllülük esastır. Bu insanlar bir talimatla değil gönüllerinin sesine kulak vererek bir araya geliyor. Bir nostalji depreşmesi. Toplanmaktan başka bir şey yaptıkları söz konusu değil. Dolayısıyla hangi hareketi böldükleri, bölecekleri, fitneye sebebiyet verecekleri gibi beklentiler içerisine girmenin İslami bir niyet ve tavır olmadığını belirtmem gerekiyor. Duam, İslam kardeşliğinin en güzel örneğini sergilesinler, zulme geçit vermesinler, küfrün belini kırsınlar…

Milli Görüşte Cihannüma Kavgası

Cihannüma MGV’den kopan bir oluşum değildir. Mevcut herhangi partinin, bir derneğin de uzantısı olmamıştır. Çünkü daha yeni kurulmuştur. Buna rağmen Cihannüma’nın kuruluşunun gündeme gelmesiyle yeni bir tartışma furyasının da başladığı görülmektedir.