'Demokratikleşmenin gereği yerine getirilmeli'
Diyarbakır'da basın mensuplarıyla bir araya gelen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilerin sürece ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye'de son 15-20 gün içerinde yaşanan gelişmelerin sürecin enfeksiyon kapmasına sebep olduğunu belirten Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın mevzuat gereği kalması gereken yere geçmesi gerektiğini kaydetti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-26 16:27:08
15-16 Haziran tarihinde gerçekleşen "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı"nda alınan kararların hayata geçirilmesi için gerçekleşen toplantıya katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, toplantının ardından sürece ilişkin açıklamalarda bulunmak için kameraların karşısına geçti.
ANF'de yer alan habere göre İmralı ziyareti ve sürece ilişkin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Cizre'de YDG-H'nin geçtiğimiz günlerde kurduğu "asayiş gücü"ne ilişkin soruya;
"Biz tabi hem merkezi düzeyde hem Cizre teşkilatımız aracılığıyla konuyu iyice öğrenmek için araştırıyoruz. Konu nedir? Ne amaçla yapılmış? Niyetler nedir? Bunlar netleşmeden somut bir şey söylemek doğru değil. Biz araştırmamızı soruşturmamızı tamamlayalım. Şu andaki sürece ciddi bir katkısı olan görünüm değil. Elbette ki biz gençlerin demokratik siyasetle örgütlenmesini destekliyoruz. Bunun sorunlara demokratik çözüm bulmak için gençliğin örgütlü olmasını arzuluyoruz. Parti olarak bunun yanındayız ve devletin hükümetinde bunun önünü açması lazım. Gençliğin de buna dikkat edecek şekilde bir faaliyet içerisinde olması lazım. Olayın aslı astarı bilinmeden tam olarak konuşmak elbette ki doğru değil" cevabının vererek, araştırmanın ardından gerekli açıklamanın yapılacağını dile getirdi.
7'inci heyetin İmralı’ya gidişinde yaşanan krize ve sürece ilişkin soruları yanıtlayan Demirtaş, şu şekilde konuştu:
"Bizim parti olarak bu süreç başladığından beri bütün çabamız sürecin önünün açılması. Tıkanmaların önlenmesi, olası gerilimlerin ortadan kaldırılması noktasında bir yaklaşımdır. Türkiye'deki son 15-20 günlük gelişmeler sürecin biraz enfeksiyon kapmasına sebep oldu. Hükümetin bazı açıklamaları, bazı politik gelişmeler, özellikle Gezi olaylarında hükümetin tutumu ve sokaktaki şiddetin muazzam artması, polis şiddetinin artması, koruculuk sisteminde yeni gelişmeler, yeni korucuların alınması bunlar eski kadro olabilir ama hiç de ihtiyaç duymadan, gerek duymadan bazı il ve ilçelerde yeni kadroların alınması, Roboski ile ilgili verilen kararlar, yeni karakolların inşaatlarının hızlanması, hükümet sözcülerin yaptığı sert açıklamalar, kullanılan üslup, bunlar bir araya gelince ve özellikle yargılamaların sürdüğü mahkemelerde cezalarını doldurmuş insanların dahi serbest bırakılmaması, bu süreç devlet tarafından destekleniyor mu, hükümet gerçekten bu süreci ilerletmek istiyor, istemiyor mu, diye kaygı yarattı.
"Sürecin ilerlemesi konusunda sıkıntılar çıktı. Fakat bu süreç bitti, tıkandı anlamına gelmiyor. Biz de bunu hiçbir zaman ifade etmedik. Ama zorlandı süreç. Çünkü hükümetin demokratikleşme, demokratik siyaseti destek noktasında güçlü mesajların verilmesi gerektiği dönemde bu sıkıntılar yaşandı. Ama bunlar önemli ölçüde aşılacak diye düşünüyoruz. İkinci aşamaya geçiliyor, geçildi. Artık demokratik siyasetle ilgili hükümet çok daha geniş bir tavır ortaya koymalı. Biz de bunu destekleyeceğiz. Hükümet demokratikleşme için adım attıkça biz de sürecin selameti açısından sürecin doğru işlemesi açısında politik olarak desteklemeye devam edeceğiz."
Abdullah Öcalan'ın kaldığı hücrenin değiştirileceği yönünde sorulan soruyu da cevaplayan Demirtaş, "Yerinin değişmesinden, iyileşmesinden çok eskiden kaldığı bir yer vardı. Maalesef ki son birkaç yıldır o kalmış olduğu yerden çıkartılıp dar bir hücreye konulmuştu. İç hukuk mevzuatı gereği de ancak tecrit cezası alan kişiler o dar hücrelerde kalır. Dolayısıyla orada kalması zaten hukuka aykırıydı. Şimdi hem süreç gereği, hem hukuk hem mevzuat gereği aslında kalması gereken yere geçmesi gerekiyor. Henüz geçmiş değil. Ama bu konuda hükümetin pozitif bakacağını, Adalet Bakanlığı'nın pozitif bakacağını düşünüyorum. Sonuçta orası Adalet Bakanlığı'na bağlı bir cezaevi. Orada kaç mahkûmun, kimlerin kalacağı, sevklerin olup olmayacağı Adalet Bakanlığı'nın yetkisinde. Bu olmayacak bir şey değil aslında. Her bir cezaevine sevkler, nakiller yapılıyorsa, Türkiye'nin her cezaevinde cezaevlerin arasında mahkûm nakilleri oluyorsa İmralı Cezaevi'nde de bu olabilir. Yasaya aykırı bir durum değil. Ama bizim duyduğumuz somut bir gelişme söz konusu değil" şeklinde konuştu.
7’inci İmralı heyetin gidişinde yaşanan krize ilişkin konuşan Demirtaş, "Vetodan çok biz isimlerin tartışılmasını, kamuoyunun nezdinde hükümetin tartışmasını doğru bulmadığımız için bir tavır koyduk. İki kişi de gitsek partimizi temsil eder. 20 kişi de gitse partimizi temsil eder. Bir kişi de gitse temsil eder. Mesele isim değil, her arkadaşımız bu görevi yürütebilir. Bu konulara takılıp kalmamak gerekir. Önemli olan sürecin ilerlemesidir. Biz de isimlere takıldığımız için tavır ortaya koymuyoruz. Hükümetin isimleri tartışmasını doğru bulmuyoruz. Bu hükümetin yetkisinde değil. Hükümet partimizden isimler arasına ayrım koyamaz. Seçilmiş insanlar milletvekilidir, halk seçmiş. Halk seçtikten sonra hükümet 'şunu tanımıyorum, bunu tanıyorum' diyemez. Bizim itirazımız bunaydı. Bu konularda sıkıntıları aştık. Aşmaya da devam ederiz tabi" dedi.
Abdullah Öcalan'ın ikinci aşama olarak değerlendirdiği sürece ilişkin kendisine yöneltilen soruyu cevaplayan Demirtaş, yeni anayasanın ikinci aşamada tamamıyla gerçekleşmeyebileceğini belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"İkinci aşama dediğimiz demokratik siyaset kanallarını açılacağı, demokratik siyaset için yasal güvencelerin oluşturulacağı aşamadır. Yoksa sorunların yüzde 100 çözüleceği aşama ikinci aşama değil. Silahlar devre dışı kalıyor siyaset yöntemiyle mücadele olacak. O halde siyasetin elini güçlendirmek gerekir. Siyasetin önünü açmak gerekir. İkinci aşama bunun yapılacağı aşamadır. İkinci aşama daha yeni başladı. Karamsar olmamak lazım. Hep birlikte çalışmak lazım. Demokratikleşmenin hızlı olması için, köklü olması için, Türkiye'de demokrasi isteyen herkesin ortak taleplerle buluşması lazım. Hükümet bugünlerde muhtemelen açıklama yapacak.
"Başbakan dün grup toplantısında bir iki gün içerisinde yol haritalarını açıklayacaklarını söylemişti. Hükümetin açıklayacağı demokratikleşme hem sürecin bir parçasıdır hem de Türkiye'nin demokratikleşme ihtiyacının bir gereğidir. Bunu yapma durumundadır hükümette. Bu sadece Kürtlere yönelik verilmiş bir söz gibi algılanmasın. Seçimlerde söz verdi. Parti genel kurullarında söz verdi. Başbakan, kamuoyunun huzurunda demokratikleşme adımlarını atacağını belirtti. Ve kendini bağlayan demeçler verdi. Hükümet bunun gereğini yerine getirmek durumunda olmalı."
Haber Ara