Koç: Erdoğan'ın panzehiri demokrasidir
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-19 16:54:34
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "Tayyip Erdoğan'ın panzehiri demokrasidir, özgürlüklerdir. Tayyip Erdoğan'ın panzehiri, kurallı, barış içinde tüm demokrasi kurumlarının hükmedilmeden çalıştığı bir çağdaş Türkiye'dir" dedi.
Koç, toplantı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Gezi Parkı odaklı gelişmelere değinen Koç, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yalan ve iftiralarla Türkiye'yi karmaşa içine soktuğunu" iddia ederek, "Gezi Parkı eylemleriyle usta diye kendisini tarif eden, aslında kapıda çömez bile olmayacak bir demokrasi özürlüsünün, tüm dünyaya kendisini teşhir ettiği bir dönemden geçiyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın, eylemciler tarafından türbanlı bir kadının darp edildiği yönündeki sözlerini hatırlatan Koç, "Eğer böyle bir olay yaşandıysa bunu yapanlar insan değildir, hayvan bile demiyorum, yaratıktır. Ama bu olay eyleme katılan gençlerin duruşunu barışçı tavırlarını, söylemlerini dikkate aldığınız zaman hiç de başvurabilecekleri bir olay değil. Eğer gerçek değilse bu olay, bunu bu şekilde provokasyon konusu yapan kişi de yaratıktır, insan değildir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın yönetme kabiliyetini yitirdiğini ileri süren Koç, "Artık bir siyasi karikatür haline gelmiştir" dedi.
"Duran adam" eylemleri
Başbakan'ın "Duran adam" eylemlerine bile öfkelendiğini belirten Koç, "İşte Sayın Başbakan, senin nefret ettiğin demokrasi böyle bir olgu, böyle bir olay. Bazen duran bir adam bir diktatörü korkutabilir onun artık yolcu olduğunu herkese anlatabilir. Testi kırıldı artık Sayın Başbakan, su tutmuyor. Ne yaparsan yap, ne baskısı kurarsan kur sen yenildin arkadaş, sen mağlup oldun. Bu çok açık bir sonuçtur" diye konuştu.
Koç, bu eylemlerle ilgili gözaltılar olduğunu da belirterek, "Gerekçesi 'ayakta durarak ve göz kapaklarını kırpıştırarak polise karşı gelmek.' Beyler anladık gaddarlık yapıyorsunuz, devlet terörü kullanıyorsunuz Türkiye'yi maalesef parça parça bölüyorsunuz. Cinayet işlemeyi devlet eliyle meşrulaştırıyorsunuz artık komedi alanında da zirve yapıyorsunuz. Bari dünyaya rezil etmeyin Türkiye'yi" görüşünü savundu.
CHP olarak süreci çok yakından takip ettiklerini vurgulayan Koç, "Şu anda sosyal medya üzerinden yaratmaya çalıştıkları baskı karşısında hiçbir gencimizi AKP'nin elinde tutsak bırakmayacağız. Yeni birtakım örgüt odaklı davalar açma gayretleri boşa çıkacaktır. Bütün dünya Türkiye'deki bu demokrasi ayıbını izliyor. Başbakan kendi kazdığı kuyuda boğulacaktır" dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın "Duran adam" eylemini CHP ile ilişkilendiren açıklamalarının hatırlatılması üzerine Koç, "Egemen Bağış niye o noktada duruyor hala ben onu merak ediyorum. Bir işe yaramayan insan, işgal ettiği makamı boşaltmalı. Twitter sihirbazlığı, kurnazlığı ile siyaset yapılmayacağını gün gelecek o da öğrenecek. Önce donanım gerekir, önce ahlak, saygı gerekir. Bazılarında olmayan kavramlar üzerine konuşmak boş oluyor" yanıtını verdi.
Çözüm süreci ve 3. köprü
Çözüm sürecine ilişkin BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine Koç, bu konuda CHP'nin yapıcı önerilerinin ortada durduğunu söyledi. CHP'nin barıştan ve çözümden yana olduğunu ifade eden Koç, "Ama hukuk devleti kuralları içinde, meşru zeminde, siyasal ve toplumsal uzlaşmanın sağlandığı bir ortamda bu sorunun detaylarının halkımızın önünde tartışılmasından yana" dedi.
İstanbul'a yapılacak 3. köprünün ismine yönelik Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Koç, Yavuz Sultan Selim kararının kimseyle tartışılmadan alındığını ve toplumun bir kesimini ciddi şekilde yaraladığını savundu. Koç, "Şimdi böyle iyi niyet ifadelerini temkinli yaklaşarak değerlendirmek gerekiyor" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın polisin yetkilerinin genişletilmesine yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Koç, şunları kaydetti:
"Daha ne yapacak? Son yaşanan şiddeti gördünüz. Burada ne polis müdürleri suçludur, ne bizim de çok eleştirdiğimiz, İçişleri Bakanı, Vali suçludur. Burada doğrudan doğruya bu müdahale emrini veren bizzat Başbakan'dır. Verilen emir kanunsuzdur, bu emirlere uyanlar da suç işlemiştir. Bunların hepsinin hesabı sorulur. İntikam duygusuyla devlet yönetilmez. Başbakan kendisini güvence altına alacak güç oluşturmak istiyor. Tayyip Erdoğan'ın panzehiri demokrasidir, özgürlüklerdir. Tayyip Erdoğan'ın panzehiri, kurallı, barış içinde tüm demokrasi kurumlarının hükmedilmeden çalıştığı bir çağdaş Türkiye'dir."
Gençlerin taleplerini, CHP'nin iyi okuduğunu ifade eden Koç, önümüzdeki dönemde bu gençlerin çoğunun CHP'de siyaset yaparken görülebileceğini dile getirdi.
Tanrıkulu: "Başbakan'dan özür bekliyorum"
Koç'un ardından söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da Başbakan Erdoğan'ın, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'ya hareket ettiği gerekçesiyle Kazlıçeşme mitingi ve grup toplantısında kendisine ağır ithamlarda bulunduğunu öne sürdü.
"Bu ithamları kendisine iade ediyorum" diyen Tanrıkulu, Vali Mutlu ile yaptığı konuşmayı bir televizyon kanalının yayınladığını, bu görüntüleri halkın takdirine bıraktığını söyledi.
Olayların yaşandığı gece polislerin Divan Oteli'ne girmeye çalıştığını öne süren Tanrıkulu, polislere bu tutumlarının hukuka aykırı olduğunu söylediğini anlattı. Tanrıkulu, polisleri hukuk içerisinde hareket etmeye davet ettiğini belirtti. Bu sırada bir polisin kendisine hakaret ettiğini savunan Tanrıkulu, "Ayrıca başka bir polis memuru tarafından da ayaklarımızın yanına biber gazı fişeği gönderildi. Ayaklarımızın yanında patladı. Bu olayların ardından Sayın Vali'yi aradım ve bu diyalog gerçekleşti" diye konuştu.
Tanrıkulu, Vali Mutlu ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili bir televizyon kanalında yayınlanan görüntüleri basın mensuplarına izletttirdi.
Konuşmasında Vali Mutlu'ya yönelik hareket içeren durum olmadığını söyleyen Tanrıkulu, şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan doğru olmayan bilgiler üzerine şahsımı hedef göstermiştir. İstanbul Valisi ile aramızda geçen diyalog budur. Sayın Vali de bunun tanığıdır. Kendisi bunları açıklayabilir ve böyle bir şey olmadığını, olamayacağını açıklayabilir. Ben Sayın Başbakan'ın seviyesine düşmeyeceğim. Bu seviye benim seviyem değil. Yoksa o kültürü çok iyi bilirim. En az Başbakan kadar o seviyeyi bilirim. Sayın Başbakan'ın hem Kazlıçeşme'de hem de grup toplantısında ifade ettiği sözlerden dolayı kendisinden özür bekliyorum. Eğer gerçekten de siyasette bir nezaket varsa özür dilemesi lazım. Çünkü bütün diyalog ortada."
Bir soru üzerine görüntüleri ve görüntülere ait ses dökümlerini Başbakan Erdoğan'a göndereceğini bildiren Tanrıkulu, "Sayın Başbakan'ın koruması gereken güvenlik görevlileri değil. Kendisi Başbakan olabilir ama parlamentoda beraber görev yapıyoruz. Ben kendisi gibi milletvekiliyim. Kendisinin sahip olduğu haklara ben de sahibim. Burada koruması gereken Parlamentonun saygınlığı ve milletvekillinin saygınlığıdır. İlk önce bunu koruması lazım " dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara