Anket şirketi sahiplerinin Gezi analizi
Gezi Parkı olaylarını Türkiye'nin önde gelen araştırma şirketlerini yönetenler analiz etti.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-05 09:26:31
Türkiye ve dünya günlerdir Gezi Parkı'nda başlayan ve ardından dalga dalga tüm ülkeye yayılan olayları konuşuyor. Gerginlikler büyük ölçüde sona ererken, son günlerin en çok sorulan sorularından biri de "mesaj neydi" oldu.
Türkiye'nin önde gelen anket şirketlerinin sahipleri, Akşam gazetesine yaptıkları değerlendirmede, konuyu enine boyuna analiz etti. İşte yorumlar;
MESAFELİ SEÇMEN PATLADI
Metropoll Araştırma Şirketi Başkanı Prof. Dr. Özer Sencar: Gezi'de başlayıp, tüm Türkiye'ye sıçrayan olaylar siyaset açısından ne ifade ediyor?
Uzunca bir süredir Türkiye'de oy verdikleri partiye mesafeli bir seçmen kitlesi olduğunu biliyoruz. Bir yanda iktidar partisine söylem ve eylemleri nedeniyle kızgın, küskün kitleler var. Diğer yanda da muhalefet partilerine beceriksizlikleri, etkin muhalefet yapamamaları nedeniyle tepki ve mesafe koyan kitle. Dolayısıyla toplamda yüzde 40–45 civarında bir seçmen, partilere karşı mesafeli. Böyle bir kitlenin olduğu, şikâyet ve kızgınlıkların arttığı ortam daha bağımsız, halk tipi hareketler için uygun zemin. Bir anlamda birikmiş tepkinin açığa çıktığı bir durum diye düşünüyorum son gelişmelerle ilgili. Nisan ayında yaptığımız araştırmada insanlara "Sizin de oy verebileceğiniz yeni bir partiye ihtiyaç var mı?" diye sorduk. Bu soruya AK Partililerin yaklaşık yüzde 27'si, CHP'lilerin yüzde 60'ı, MHP'lilerin de yüzde 50'si "Evet, var" diyor. Benzer sonuçlar önceki ve sonraki araştırmalarımızda da var. Dolayısıyla daha önce bir partiye en azından oy verecek kadar yakınlık duymuş ciddi bir seçmen kitlesi hem iktidar hem muhalefete mesafeli. Ve bu insanlar şimdi beklenmeyen, planlanmayan, tezgâhlanmayan, doğal bir olayda tepkilerini ortaya koydular. Bu herkesin kendi partisine karşı duruşudur.
PARTİLERİ YETERSİZ KALINCA SOKAĞA ÇIKTILAR
A&G Araştırma Şirketi'nin sahibi Adil Gür: İktidar partisi "Cumhuriyet mitinglerinde bunca insan toplandı da ne oldu?" yanılgısına düşüyor zaman zaman. Hâlbuki bunlar Cumhuriyet mitinglerindeki vatandaşın davranışından daha farklı reflekslerle, kendiliğinden bir araya gelmiş bir kitle. Elbette orada ağırlıklı olarak muhalefet partilerinin seçmenlerinden oluşan bir kitle var ama içlerinde Ak Partililerin de olduğu ve tamamıyla doğal refleksleriyle ortaya çıkmış insanlar bunlar. Tabii ki provokasyona açık ve marjinal gruplar sabote etmek için fırsat kolluyor ama büyük çoğunluğu ailesiyle, tencere tavasıyla sokağa çıkmış. İnsanlar birtakım baskılara maruz kaldığını ve mensubu olduğu partilerin bunu savunmadığını düşündüğü zaman bireysel olarak, kendileri sokağa çıkıyorlar. Bu nedenle siyasi partiler olmadan böyle bir organizasyon yapılıyor. Gezi Parkı, ağaç vesaire bahane. Bu insanlar uzun süredir yaşam tarzlarına bir müdahale olduğunu düşünüyorlar ve buna ses çıkarmak için böyle sokağa çıktılar.
İKTİDAR KARŞITLIĞI MUHALEFETE YETMEDİ
KONDA yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem; Gezi'de partiler işe bulaşmasın diye mücadele eden insanlar var. Bunu nasıl okumak lazım?
Siyaset varken, başkaları siyaset yapıyor. Yani sokaktakiler onu saymıyor. Bu, çoktan beri böyle. Ama basın "CHP, MHP var" diye ısrar ediyor. O var saydıklarımız aslında yok.
Neden yok?
Siyaset yapmadıkları için! "İktidar ne yaparsa yapsın yanlış" diye siyaset yapmaya çalıştılar. Böyle yaparsanız, buraya düşersiniz! Sonra Sırrı Süreyya Önder çıkar ve size "Ambulansın arkasından giden araba" der. Bu ne demek? Kadıköy'de piknik yapacaktın, oraya getirmek istedin ki "Ben yapıyorum" diyebilesin. Hâlbuki alakası yok!
Alanda sadece muhalefet partileri mi var ki böyle diyorsunuz?
Hayır. AK Partililer de alanda. Çünkü başbakanlarının halkın yaşam tarzına karşımasına, tek tip insan yaratma fikrine karşılar. İktidarın tavrına karşı farklı kesimler var ama mesele şu: İnsanların oy verdiği partiler bunlara sessiz kaldığı için insanlar tavırlarını kendileri koydu. Bundan daha iyi siyaset olmaz ki! Bugün herkes biliyor ki, iktidarın bazı sözleri, davranışlarına karşılar, bunun için 7 gündür direniyorlar. Bunu duymayan var mı? Hayır. Ama şimdi Türkiye'nin her yerinde duyuldu. Başbakan "Yüzde 50'yi zor evde tutuyorum" diye ağzından kaçırdı. Hani yüzde 100'ün hükümetiydin, oldu mu şimdi?
Buradan yeni bir siyasal oluşum bekler misiniz?
Halk bunu ilk kez yapmıyor. 2002'de TBMM'de olan tüm partileri Meclis dışı bıraktı. Dışarıdaki iki partiyi getirdi. İkisinin çok farklı yönleri var. Ama siyaset boşluk kaldırmaz. O alandan parti çıkmaz ama parti ihtiyacı doğar.
Olanlar ne anlatıyor?
Herkes "hiçbir şey gençliğin umurunda değil" sanıyordu ve öyle olmadığını gördü. Bir de baktınız ki, apolitik sandığınız gençlik 10 yıl vekillik yapmış gibi konuşuyor! Bunun değerini bilmek, halka güvenmek ve "Halk ne olursa olsun Erdoğan'a verir" diye düşünmemek lazım.
Haber Ara