CHP, Taksim Gezi Parkı ve sonrasında yaşanan olaylara ilişkin araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisini Genel Kurul'a getirdi.
Öneri üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, "Dışarıda çocuklar ölüyor, içeride biz hiç bir şey olmamış gibi yapıyoruz. Meclis'te olmak onlara umut vermektir. O kapsüllerle insanların gözleri kör ediliyor, çocuklarımız sakat kalıyor. Hepimiz Hatay'da olmalıydık, o acılı aile ile olmalıydık. Başbakan bu ülkenin ortasına ateş attı, Reyhanlı'da olduğu gibi tahrik etti ve kaçtı. Afrika turuna çıkarken insanlar gözünü kaybediyor ve ölüyor. Bunlar şiddeti körükleyen Başbakan'ın eseridir, eseriyle övünebilir ya da kaçabilir" dedi.
Tarhan, "Başbakan'ın bizi Türk-Kürt, Alevi-Sünni, imam hapitli olan ve olmayan, son olarak da halkı halka düşman etme çabalarını görüyoruz. Bunun panzehiri dayanışmadır. Bir gün çıkıp herkesten özür dileyecek. Bazıları gaz odaları ile tarihe geçer, bazıları da gaz bombaları ile tarihe geçer. Onun o kibir ve egosu yüzünden bu toplum daha da kötü günler geçiremez. Fiili ehliyeti yokmuş gibi davranıyor, bazı sorunlar yaşadığını düşünüyoruz. 10 yıllık istibdat dönemi halk tarafından bitirilmiştir. Bu istibdat canavarını siz kanunlarla beslediniz. Siz sandığınız kadar çok değilsiniz, biz sandığınız kadar az değiliz" görüşünü savundu.
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, "Sayın Tarhan rüya görmüş, rüyasında kendisini darı ambarında görüyor. Biz ağacı da yeşili de çok iyi biliriz. Ağaçlardan dar ağaçaları yapan sizin tek parti zihniyetinizdir, size Dersim'i, İstiklal Mahkemeleri'ni hatırlatırım. Dersim için özür dilemek bile Başbakan'a kaldı. Çocukların geleceği karartılmıyor, onlara daha gelişmiş bir ülke bırakıyoruz. Halkımız uyanmış kimin ne olduğunu biliyor, bunu bildiği için de bizi tek başına iktidar yapıyor. Siz Reyhanlı'da katliamı yapanlarla işbirliği içindesiniz, Esed'le işbirliği yapıyorsunuz, yakanla yıkanla işbirliği yapıyorsunuz. Bu size yakışıyor mu?" diye konuştu.
"Başbakanada itidal çağrısında bulunması lazım"
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Yaşadığımız olayların sorumlusu bizler değiliz. Başbakan Vekili herkese itidal çağrısı yaptı ama bir kişiyi unuttu, Başbakan'a da itidal çağrısında bulunması lazım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "ABD askerlerinin sağ salim dönmesi için dua ediyorum" dediğini belirten İnce, "Biz de Taksim'dekiler için dua ediyoruz" ifadesini kullandı. İnce, Erdoğan'ın "twitter baş belası" dediğini vurgulayarak, "Twitter'i TMSF'ye devredin, oradan da bir yandaşa verin, böylece twitter ve facebook'u ele geçirin" dedi.
"Biz size oy veren yüzde 49'dan nefret etmiyoruz, onları anlamaya çalışıyoruz ama yüzde 51'i öyle nefret ettirdiniz ki, onlara 'çapulcu, ayyaş' dediniz. İnsanları bu kadar germeyin, Başbakan'ı bu kadar padişah yerine koymayın. Kapalı toplantılarda Başbakan'a karşı koyun, bir daha sizi milletvekili yapmasın, bir şey olmaz" diye konuştu.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, "Suriye'ye giden heyetin Esed'le işbirilği yaptığını söylüyor. İnsanda biraz utanma, arlanma olur. Biz Suriye'ye gidip yaptığımız görüşmeleri raporla Dışişleri Bakanı'na gönderdik. İnsan o raporları okur" dedi.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bugün Taksim Gezi Parkı'nda olup bitenlerden şikayetçi olan CHP'nin, 2007 yılının Haziran ayında çıkan bir yasada, bu zulmün mimarı olan polisler için AK Parti ile işbirliği yaptığını öne sürdü.
O gün CHP'li bir milletvekilinin "Yapmayın, etmeyin" diyerek partisini uyardığını ifade eden Sakık, BDP'li bütün milletvekillerinin polis şiddetine maruz kaldığını savundu.
"Polis iyi şeyler yaptı mı savunuruz, kötü şeyler yaptı mı eleştiririz"
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın evi basıldığında gece Meclis'e geldiğini, bir milletvekilinin oğlu polisleri hizaya geçirdiğinde "bu yapılmamalı" dediğini, "emekli olunca polislerin maaşı düşüyor" diyerek polisleri savunduğunu ifade ederek, "Polis iyi şeyler yaptı mı savunuruz, kötü şeyler yaptı mı eleştiririz. Polis bugün heryerde yanlış yapmaktadır, kanunsuz emirler uygulamaktadır" dedi.
O meydanda sadece CHP'lilerin olmadığını, orada herkesin olduğunu belirten İnce, "Polis, Diyarbakır'da PKK bayrağı ile sokağa çıkan gençler ile Taksim'de Türk Bayrağı ile çıkan gençlere eşit davransın" diye konuştu.
Tekrar kürsüye gelen BDP'li Sakık'ın konuşması Genel Kurul'da gerginliğe neden oldu.
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş'ın "Defol git" diye bağırması üzerine Sakık, "Sen defol git, ırkçı milliyetçiler sizi" dedi. Bu sırada diğer CHP'li ve BDP'li milletvekilleri de tartışmaya katıldı ve ayağa kalkarak birbirlerine laf attı. BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk birbirlerini dışarıya davet etti.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya da Taksim Gezi Parkı'nda yapılacak işlemle ilgili teknik bilgi verdi. Kaya, sökülen 12 ağacın başka yere dikildiğini, diğer ağaçlar sökülürken kıyamet koptuğunu dile getirdi.
"Başbakan'dan zılgıt yememek için"
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Gezi Parkı'nda olup bitenlerin yanlış aksettirildiğini söyledi.
Hastanede tedavi görürken kendisini ziyaret eden bütün milletvekillerine teşekkür eden Önder, "AK Parti'den bir grup başkanvekili hariç kimse aramadı, teessüf bile etmiyorum" dedi.
"Orada olan büyük derbeder nedeniyle, Başbakan'dan zılgıt yememek için olayı sütre gerisine attılar" diyen Önder, yayalaştırma projesi kapsamında yol düzenlenirken kaldırım yapılmasının unutulduğunu iddia etti. Önder, "Başbakan'dan zılgıt yememek için, ona kaldırımı unuttuklarını söyleyemedikleri için 'Gezi Parkı'ndan kaldırımı alırız işi çözeriz' demişler. 'Bu eylemi iç ve dış mihraklar bir yerde planladı' denildi. Onları planlayanların içinde ben de varım" diye konuştu.
Önder, kepçenin önünde durduğunda, 'Bunun ruhsatı var mı, getirin, gösterin' dediğini ancak firma temsilcisinin arkasını dönüp gittiğini ifade ederek, "Ancak kepçe vurup vurup devirdi" dedi. Önder, polisin kendisini böğründen gaz kapsülüyle vurduğunu söyledi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, demokratik tepkisini ortaya koyanlara karşı, sabah 05.00'te operasyon düzenlendiğini ileri sürerek, "Operasyon emrini veren herhalde Vali, Bakan, Başbakan. Bunlar, emri dış güçlerden mi aldılar? Başbakan, eğer liderse, sorumluluğu varsa özür dileyip sükunata çağırması gerekir. Yapmayacaksa o zaman bu ülkenin geriliminden besleniyor demektir" görüşünü savundu.
CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan da Başbakan Erdoğan'ın, eylemde bulunanları çapulcu, marjinal diye nitelendirdiğini ama marjinal kelimesinin anlamını bilmeden konuştuğunu savundu. Özcan, "Elinde su ve kitap ile dolaşan gençler mi marjinal, terörist başının yol haritasıyla dolaşan Başbakan mı marjinal? Ne mutlu Türküm diyen genç mi, her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyen Başbakan mı marjinal? Türk bayrağıyla eylem yapan genç mi, teröristler ile aynı masada oturan Başbakan mı marjinal?" diye sordu.
Görüşmelerin ardından CHP'nin grup önerisi kabul edilmedi.
AA