Başbakan Erdoğan'ın diktatör taktikleri

Erdoğan'ın danışmanına 'Neredeyse yüzde 50 oy alan bir hükümet nasıl otoriter olabilir?' diye soruldu. Cevap sadece AKP tarafından izlenen politikada değil, öfkeli yüzlerce vatandaş tarafından yapılan eylemlere verilen cevap şeklindedir.

Türkiye seçim demokrasisi olan bir ülkedir ve AKP üst üste seçimleri 3 kez kazandı. Ama geçen hafta meydana gelen olaylar ülkenin artık güçlü özgür bir medyası olmadığını gösterdi.Eylemciler İstanbul Taksim meydanına toplandığında medya yüzünü başka yöne çevirdi: CNN Türkiye o esnada bir yemek programı yayınlıyordu. Yazılı basın da kendini çekti, tabi iyi bir nedeni vardı: Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre Türkiye en az 49 gazeteciyi yaptıkları işten ötürü tutukladı.

Demokraside, barışçıl muhalefet her şeyi sadece kabul etmez hükümet politikasını değişikliklere de zorlar. Eylemciler Taksim meydanına bitişik parkın kaldırılmasına karşı yerel ve yasal bir itiraz başlattılar. Hoşgörü göstermek yerine hükümet çevik kuvveti sevk etti, buda gösterilerin daha geniş alanlara yayılmasına neden oldu. Türkiye'nin laikleri ve dini azınlıkları, alkol satışı düzenlemesinden ve Erdoğan'ın Suriye'de Sunni muhaliflere destek vermesinden ötürü yakınıyorlar.

Cumhurbaşkanı Gül'ün muhaliflerin eylem hakkını savunmasının aksine Sayın Erdoğan aşırı gruplar tarafından organize edildiğini ve dış kaynaklar tarafından beslendiklerini iddia ediyor. Basının önünde buna karşı bir mahkeme kararı olmasına karşın parkın yıkılacağının sözünü verdi. Bu tepki Rusya'nın diktatör başkanı Putin'in vereceği bir reaksiyondur. Başbakanlık görevi sona erdikten on yıl sonra ofiste kalmak için ısrar ettiği yeni anayasa Cumhurbaşkanı ofisine yeni önemli hakimiyetler veriyor.

Sayın Erdoğan bunu biliyor. Türk seçmenlerin çoğunluğunun O'nu desteklemesi O'na gündemini yasal inceliklere karşın kabul ettirme ve karşı çıkanları yıldırmaktan başka biber gazı yada tutuklama hakkını veriyor. Rahatsız edici bir şekilde bu çoğunluk demokratik seçim uygulanan Mısır tarafından da benimsendi. Her iki ülkede de sonuçlar laikler ve dindarlar arasında tehlikeli kutuplaşmalara yol açıyor. Bu durum uzun süredir ABD müttefiklerini istikrarsızlaştırmakla tehdit ediyor.

Erdoğan ile düzeyli ilişkisi olan Obama yönetimi eylemlerde aşırı güç kullanımına vurgu yaptı. Daha fazlasını söylemeliydi. Türkiye'nin müttefikleri için kriz Sayın Erdoğan'a demokrasinin seçimden çok daha fazla şeyi kapsadığını söyleme fırsatı veriyor. Hem seçilmiş hemde otoriter olmanın mümkün olduğunun talihsiz bir kanıtını sunuyor.

Washingtonpost'ta yer alan bu makale AYŞE EREM tarafından TIMETURK için tercüme edilmiştir

Başbakan Erdoğan'ın diktatör taktikleri

Washingtonpost: Demokraside, barışçıl muhalefet her şeyi sadece kabul etmez hükümet politikasını değişikliklere de zorlar