CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNR EXPO Fuar Merkezi'nde "Kentine güvenen kentler buluşması" sloganıyla düzenlenen Sosyal Demokrat Belediyeler Hizmet ve Proje Tanıtım Fuarı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları değerlendiren Kılıçdaroğlu, toplumun özgürlük ve demokrasi konusunda ciddi bir tepki verdiğini söyledi.
Olayların ulusulararası boyuta taştığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu olay, AKP iktidarının ülkeye getirdiği baskının sonucudur. Baskıya ortak bir tepki göstermiştir halk. Bunu Başbakan'ın çok iyi anlaması gerekir. Çok iyi değerlendirmesi gerekir. Türkiye kendi bildiği Türkiye değildir. Hele hele 'İstanbul'da şu kadar kişi toplanacak', 'Ben oraya 1 milyon kişiyi toplayabilirim' diyorsa bu da başka bölücülüktür. Sayın Başbakan eylem yapanların tümünü kendi karşıtı olarak görmemelidir. Onların tümü ülkenin özgürlüğü ve demokrasisi için mücadele ediyor. Kendi yandaşları, özgürlük istemiyor mu? Baskı mı istiyorlar? Toplumun böyle bir ayrışma sürecine sokmak doğru değildir."
"Hiçbir zaman fırsatçılık yapmadık"
Bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın, Taksim'e yürüyen CHP'lilere izin verilmesinin ardından "Bundan sonra çıkacak olayların sorumlusu CHP olacaktır" yönündeki ifadeleri ile BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in "CHP fırsatçılık yapıyor" açıklamasını hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, "Son söylediğiniz kişiye benim yanıt vermem doğru değil" dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz hiçbir zaman fırsatçılık yapmadık. Oraya sivil bir yurttaş olarak gittim. Eylem yapanlara destek vermek için gittim. Orada yapılan eylem, CHP'nin eylemi değildir. Yapılan miting de CHP'nin mitingi değildir. Biz bir sorumluluk üstlendik, bir görev yaptık. Çok partili yaşamı Türkiye'ye getiren bir siyasal partinin yani CHP'nin halka duyduğu, halkın eylemlerine duyduğu saygının gereği olarak mitingimizi erteledik ve iptal ettik. Herkes Taksim'e gitti; biz bayraklarımızı da oraya götürmedik. Çünkü eylem halkın eylemi. Bir partinin eylemi değil. Üstelik hemen hemen bütün illerde yapılan bir eylem. Sayın başbakanın şunu bilmesi lazım; halka rağmen iktidar olunmaz. Halka rağmen 'Benim söylediğim olur' olmaz."
Halktan özür dilemeli
Demokrasilerde en büyük gücün halk olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakanın çıkıp televizyonlarda halktan özür dilemesi gerekiyor. Bunu bekliyorum. Bu erdemi yerine getirir mi? Bilmiyorum ama sağlıklı çalışan bir demokraside başbakanların yapması gereken ilk iş, halkın önüne çıkıp 'Size baskı uyguladık. Baskının sonucu siz tepki verdiniz. Hepinizden özür diliyorum' diye seslenmektir" diye konuştu.
"Medya çalışanları zor koşullarda görev yapıyor"
Taksim Gezi Parkı 'ndaki olaylar sırasında bazı göstericilerin basın mensuplarına yönelik saldırılarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin de zaman zaman medyayı eleştirdiğini ama hiçbir zaman medya çalışanlarını eleştirmediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, medya çalışanlarının en zor koşullarda görev yaptığını kaydederek, şöyle dedi:
"Bütün medya çalışanlarına hepimizin saygılı olması lazım. Medya çalışanlarının kendi görevlerini rahat yapabilmeleri için gerek yurttaşların gerek siyasal partilerin her türlü kolaylığı sağlaması gerekir. Bu demokrasilerin temel kuralıdır. Medya özgürlüğü çok önemlidir. Medyanın mutfağında olaylar şu veya bu şekilde yorumlanabilir buna da demokrasi içinde saygı göstermemiz gerekiyor ama halkın özgürlük tepkisini medya yeteri kadar kamuoyuna sundu mu? Hayır. Bu bağlamda eleştirilir ama bunun sorumlusu medya çalışanlarında değil medyanın patronlarındadır. Medya patronlarıyla medya çalışanlarını ayırmamız gerekiyor. Medya çalışanları da özgürlük istiyorlar. Onlar da yaptıkları haberlerin yayınlanmasını istiyorlar. O nedenle bütün yurttaşlarıma açıkça söylüyorum; medya çalışanlarına sakın ola ki hiçbir eleştiri getirmeyin, onlar zor koşullarda görev yapıyorlar sizin sesinizi dünyaya ulaştırmaya çalışıyorlar. Bütün medya çalışanlarına da ayrıca onların sorunlarını çözmek için de tek adresin CHP olduğunu biliyorum."
AA
AA