Dolar

34,8668

Euro

36,6824

Altın

3.026,87

Bist

10.090,39

Yargı ve yürütmeye anayasa ayarı

Anayasa Yazım Komisyonu'nun mutabakata vardığı hükümlere göre, yargı yetkisi, idari işlem ve eylemlerin yalnızca hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacak

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-30 21:16:27

Yargı ve yürütmeye anayasa ayarı

TBMM Anayasa Yazım Komisyonu, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen başkanlığın toplanarak, “Yargı Denetimi”, “Merkezi İdare” ve “Yerel Yönetimler” başlıklarını ele aldı.

“Yargı Denetim" başlığında, komisyonun kabul ettiği hükümlere göre, idarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetimi dışında bırakılamayacak. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde, bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilecek. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilecek.

Yargı yetkisi, idari işlem ve eylemlerin yalnızca hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacak.

Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyecek.

İdari işlemin uygulanması halinde telafisi imkansız bir zararın ortaya çıkacak olması veya telafisi güç bir zararın doğacağı ve idari işlemin hukuka aykırılığı konusunda kuvvetli belirtilerin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilecek.

AK Parti, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu yararı, genel sağlık nedenleri ile ve ayrıca olağanüstü hallerde olağanüstü halin ilanına sebep olan konularla ilgili yürütmenin durdurulması kararı verilmesinin kanunla sınırlanmasını teklif etti.

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olacak.

Kamu görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilecek.

Merkezi İdare ve Yerel Yönetimler

Merkezi idare ve yerel yönetimlerle ilgili komisyonun mutabakata vardığı maddeler şöyle:

“Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayırılır.

İllerin idaresi, yetki genişliği esasına dayanır.

Belli bir kamu hizmetinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir.

Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri de getirebilir.

Yerel yönetimlerin kuruluşu, görevleri, yetkileri, merkezi yönetimle karşılıklı bağ ve ilgileri ile kendi aralarında kuracakları birlikler, karar organlarının seçim usul ve esasları, hizmetin vatandaşa en yakın yönetim birimi tarafından hizmet gereklerine en uygun biçimde görülmesi, idarenin bütünlüğü, yerinden yönetim ve katılımcılık ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir. Yerel yönetimler kanunda belirtilen ve münhasıran başka bir kamu idaresine verilmeyen kamu hizmetlerini yerine getirmeye yetkilidir.

Yerel yönetimlerin seçimleri, beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken yerel seçimler milletvekili genel seçimleriyle birlikte yapılır. Savaş sebebiyle yerel seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, TBMM, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin bir yıl ertelenmesine karar verebilir. Erteleme sebebi ortadan kalkmamışsa, aynı usule göre bu işlem tekrarlanabilir.

Yerel yönetim seçimleri yargı organının yönetim ve denetimi altında yapılır. Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının organlık sıfatının veya bu organlara üyeliğin kaybı ancak yargı kararı ile olur.

Görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan yerel yönetim organları veya bu organların üyelerini, görevde kalmalarının sakıncalı olması halinde İçişleri Bakanı geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırabilir.

Yerel yönetimleri doğrudan ilgilendiren konulara ilişkin planlama ve karar alma süreçlerinde ilgili yerel yönetimlere danışılması esastır.

Merkezi idare, yerel yönetimler üzerinde, idarenin bütünlüğü ile hizmetlerin sunulmasında verim ve uyumun sağlanması amacıyla kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir.

Merkezi idare, kamu yararına aykırı olduğu açıkça görülen ve hemen önlem alınmaması halinde telafisi imkansız bir zararın doğması durumunda yerel yönetimin işlem ve kararlarının geçici olarak uygulanmasını durdurabilir.

Yerel yönetimlere, kanunla öngörülen görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır. Yerel yönetimlerin kararları, faaliyetleri, gelirleri ve harcamaları kanunda belirtilen usul ve esaslara göre düzenli olarak kamuya açıklanır."

BDP, bu başlıklara ilişkin, “Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından; ekonomik şartlarına, sosyal ve kültürel özelliklerine, coğrafya durumuna ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre bölgelere, bölgeler illere, iller de diğer kademeli birimlere ayrılır” ve “yerel kamu idareleri; bölge, il ve diğer kademeli birimler halkının ortak yerel ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturulan ve genel karar organları halk tarafından seçilen kamu tüzel kişileridir” önerilerini getirdi.

 

AA

SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara