Reyhanlı katliamına karıştıkları iddiasıyla ikinci dalgada gözaltına alınan M.K. ile arkadaşının, Esad'la görüşen CHP'lilere araç ayarlanıp şoförlük yaptıkları belirlendi.
Heyetteki CHP'li Eryılmaz, "Şam'a taşıma yapan şirketi var. Giderken bu şirketi seçtik. Kendisini tanımam." dedi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, CHP'de patlayan Reyhanlı bombasıyla ilgili çarpıcı ayrıntıları bugün köşesinde yazdı. İşte o yazıdan bir bölüm:
CHP heyeti 17 Kasım 2012'de gazeteci Cüneyt Ünal'ı teslim almadan önce Şam'da Beşar Esad ile görüşmüşlerdi
8 KİŞİDEN BİRİ
"Hatay Valisi'nin dün açıkladığı gözaltında bulunan 8 kişiden biri olan M.K .'nın babası da CHP Samandağ ilçe merkezine giderek gelişmeleri parti yöneticilerine aktarmış ve yardımcı olmalarını istemiş.
Oğlunun bu olaylarla ilgisinin bulunmadığını, taşımacılık şirketi aracılığıyla Suriye'ye yolcu götürüp getirdiğini, yasadışı işlerle ilgisinin olmadığını anlatmış.
Reyhanlı olayını yerinde incelemek üzere CHP'nin oluşturduğu heyetin önceki gün Hatay'daki incelemeleri sırasında da konu gündeme gelmiş.
Olayı inceleyen Savcı ve Emniyet Müdürlüğü'nden bilgi edinilmek için başvuruda bulunulmuş.
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz da Samandağ'a giderek gelişmeleri yerinde takip etmeye karar vermiş.
NASIL KİRALANDI?
Şam'a giden heyette de yer alan Eryılmaz ile dün telefonda konuştum, aktarılanları doğruladı.
Gözaltına alınan kişilerle nasıl temas ettiklerini de şöyle aktardı: "Bu kişinin Şam'a yolcu ve yük taşıyan bir şirketi var. Şam'a gidişe karar verince 'Oraya gidip gelen, bölgeyi en iyi bilen birini bulalım' arayışımız sonrasında bu şirketi seçtik. Kendisini tanımam ama yıllardır bu işi yaptığını burada herkes bilir."
Eryılmaz, CHP heyetini Şam'a götüren kişinin "ikinci dalgada gözaltına alındığının" altını çizdi.
"Hükümet kötü bir senaryo oynuyor; 'Reyhanlı olayına CHP'yi neresinden, nasıl bulaştırırız' diye uğraşıyor" iddiasında bulunup devam etti: "Bu kişi sonradan gözaltına alınan grupta bulunuyor. CHP heyetlerinin Şam gezisinde de sadece şoförlük yapmış. Babası ve kardeşi de gelip durumu anlattılar."
ESED'LE GÖRÜŞTÜKLERİNİ DAHA ÖNCE İFADE ETMİŞLERDİ
Reyhanlı 'da 51 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıyla ilgili şok ayrıntılar ortaya çıktı. Star'da yer alan habere göre saldırının tüm aşamalarında yer alan Yusuf B.’nin ifadeleri şöyleydi:
2012 yılı Kasım ayının ortalarında Yusuf N. ile birlikte Suriye’ye gittik, Lazkiye’de yaklaşık 35 gün kaldık. Bu süre içerisinde Yusuf N.’nin kaldığı eve Suriye ordusunda görev yapan 5-6 rütbeli subay gelip giderdi. Yusuf N.’nin bu 5-6 subayla birlikte Şam’a gittiğini ve 5 gün sonra geldiğini sonradan öğrendim.
Yusuf N., Esed’le görüştü
Yusuf’a nereye gittiğini sordum, Şam’a gidip geldiğini ve Beşar Esed’le görüştüğünü söyledi. Bu Suriyeli subayların Yusuf B. ile gayet samimi olduklarını gördüm. Suriye yönetimi tarafından Yusuf N.’ye özel bir kimlik verildi ve bu kimlikle istediği yere gidiyordu. Yusuf N., bana da bir kimlik çıkartmıştı ancak vermedi. Yusuf N., kimlikleri Mihraç Ural olarak bildiğim ve çevrede Ali Kiyali olarak bilinen kişinin çıkardığını anlattı.
Ural’la 4-5 kez görüştüm
Mihraç Ural o bölgede etkili birisiydi. Yusuf N. ile birlikte Mihraç Ural’la 4 -5 kez görüştüm. Ural’ın evi Lazkiye’ye bağlı Basit Kasabası’nda ve 4 katlı. Yusuf N., Mihraç Ural’la 3-4 kez toplantı yaptı ancak ben bu toplantılara katılmadım.
Emirleri Subay Nişan verdi
Lazkiye’de kalırken, Yusuf N. tarafından Nişan isimli Suriye ordusunda görevli rütbeli bir askerle tanıştırıldım. Yusuf N. talimatları Nişan’dan alıyordu. Yusuf N. burada Nişan’dan aldığı emirleri Nasır E.’ye iletiyordu. Yusuf N., Nasır E.’nin üstüydü.
Ankara’da ‘telefon testi’ yaptık
Yaklaşık 1.5 ay kadar önce, Nasır E. Mehmet G. ve benden yerden yüksek olmayan 2 minibüs almamızı istedi. 1 ay kadar önce araçları Hatay’dan aldık. Yine Nasır E.’nin talimatıyla Konya’da bir alışveriş merkezi ile Ankara’da Kocatepe Camisinin otoparkında telefonun çekip çekmediğini kontrol ettik ve fotoğraflarını çektik. Telefonlar çekiyordu ve aynı gün Hatay’a döndük.
Hedef bir hafta önce değişti
Saldırıdan 7-8 gün önce Nasır E., planın değiştiğini ve Reyhanlı’ya gideceğimizi söyledi. Nasır E., Doğan Ö. ve Ahmet M. ile birlikte Reyhanlı’ya gittik. Doğan Ö.’ye araçların konulacağı yerleri gösterdikten sonra Hatay’a geri döndük. Saldırıdan yaklaşık 3-4 gün kadar önce daha önce satın alıp yedek depo yaptırdığımız minibüsleri depoya götürdüm.
Yemin ettik, horoz adağı kestik
Yine patlamadan 3-4 gün kadar önce Nasır E.’nin yönlendirmesiyle Mehmet G. ve Ahmet M. ile birlikte Harbiye Beldesi’ne gittik. Nasır E., bize yemin ettirerek büyük bir işe girdiğimizi ve geri dönüşümüzün olmadığını söyledi. Ardından da adak adayarak 1 horoz kesip bağışladık.
Trafik cezası yerken öğrendim
Reyhanlı’daki saldırıdan bir gün önce Mehmet G. ile birlikte Harbiye Beldesi’ndeki Fikret N. tarafından ayarlanan havuzun yanında bir kulübeye giderek geceyi burada geçirdik. Sabah saat 07.30 sıralarında Nasır E. burayaya gelerek depoda beklettiğimiz iki minibüsün anahtar ve ruhsatlarını aldı. Olay günü günü saat 10.00 sıralarında kiraladığım araçla Samandağ’a gittim. Dönüşte aracın sigortası olmadığı için trafik polislere ceza kesti, saldırının olduğunu orada polislerden öğrendim.
Patlayıcılar denizden geldi
Yusuf G., patlayıcıların Türkiye’ye nasıl sokulduğunu da anlattı. Samandağ’ın Meydan Köyü’nde balıkçı C. isimli bir kişi tarafından Suriye’den getirtilen ve çay olarak değerlendirdiği malzemeyi bu köyden 3’er çuval şeklinde iki seferde Balıklıdere Köyü’nde kiraladıkları depoya taşıdıklarını anlatan Yusuf G., çuvallara kendisinin hiç dokunmadığını ve çuvalları Nasır E.’nin yükleyip boşalttığını söyledi.
