Lice'de bir Gaffar Okan
Barış sürecinde gözlerin çevrildiği Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde halk umutlu olduğu kadar temkinli. Örgüte katılım oranının en yüksek olduğu yer olan Lice, bedelini 1990’lı yıllarda çok ağır verdi. Ayn zamanda ilk köy yakma ve boşlatmaların başladığı yer olan ilçede işsizlik had safhada, genç ve çocuk nüfusu çok, fakiri perişan, zengini ise parmak ısırtacak derecede zengin. Kahve kahve dolaşıp halkın nabzını tutarken, kimsenin kapısından geri çevrilmediği Lice Kaymakamı Özer Özbek’e de uğradık. Özbek’in namı sadece merkezde değil ilçeye bağlı 56 köye de ulaşmış. İsmi telafuz edilince “Lice’nin Gaffar Okan’ıdır” diyorlar. Kaymakamlık kapısını Timetürk’e açan Özbek, ilçeyi, projelerini ve barış sürecini anlattı:
· Lice hep çatışmalarla, ölümlerle anıldı… Hangi duygularla buraya geldiniz?
Isparta Sütçüler ilk asıl görev yerimdi… O dönemde Lice, Kocaköy, Dicle, Hani boşalmıştı. İlk sıraya Lice’yi yazdım. 2011 Şubat’ta dilekçeyi verdim. Daha sonra dilekçeyi gönderme aşamasında bir idareci büyüğümüz “orada sıkıntı yaşarsınız” deyince Lice’yi 4. sıraya aldım. Dilekçeyi gönderdim ancak “beni Lice’ye gönderin” dedim. Licelilerin mağduriyetini biliyorum. Sosyal projelerden sonuç alacağımızı düşünüyordum. Aynı zamanda doğu halkının devlet idaresine saygılı olduğunu bildiğim için bu kadar çile çekmiş bölge halkına hizmet edilmesi gerektiğini düşünmüştüm. Tayin çıktığı zaman “çok zor ve kötü bir yere gidiyorsun, keşke başka bir yer çıksaydı” diyenler oldu. Burayı tercih ettiğimi aileme söylemedim. Evlenirken eşime bir şart koşmuştum. “Yarın hizmet edilmesi gereken riskli bir yer var gider misin deseler oraya atom bombası atılsa dahi seni de annemi de bırakır giderim” demiştim. Bu şartlar altında geldim Lice’ye. 20 aydır buradayım, iyi ki gelmişim…
· Burada halk tarafından çok sevildiğinize tanık olduk, bunun sebebi nedir?
Lice vatandaşı her şeyi alttan alan insanlar değil… Tabiri caizse eyvallahı olmayan bir ilçe. Ama en eyvallahı olmayan, gözünü sakınmayan adam bile kaymakamlık makamında müthiş saygılı. Ben hiç zorluk yaşamadım… Malatyalıyım ben de. Bölgeyi, bu halkın hassasiyetini, beklentilerini biliyorum. Biz de ona göre davrandık. Üslubumuza, yaklaşımlarımıza hep dikkat ettik… Bu hassasiyetleri gösterince Liceliler de benim için “evet bu buralı olmayabilir, aynı fikirde olmayabilir, belli şeylere aynı saygıda olmayabilir ama insan olarak bize saygı duyuyor durumu var” dediler. İnsanlar bunun farkında. İnsanları rahatsız edecek ifadeleri kullanmanıza gerek yok bence. Bu makamda Liceli derdini rahatça anlatabiliyor, dertleşebiliyor, sarılıp ağlayabiliyoruz. 8-10 yıldır hükümetin yaptığı çok doğru bir uygulama var. Doğu ve Güneydoğu’daki sıkıntılı yerlere sürgün değil, gönüllü kaymakam gönderdi.
LİCE HUZURA HASRET
* Yürütülen müzakereler ve barış süreci Lice’ye nasıl yansıdı? Halk ne diyor?
Lice terör yıllarında en çok sıkıntıyı yaşayan, en çok ağlayan yer. Pek çok göç vermiş. Kentte kalanlar ise işsiz, gariban kesim. Barışı burada en çok görmek isteyen kadınlardır. Çünkü çilenin merkezinde kadınlar var burada. Türkiye’de en çok Liceliler barışa, huzura, kucaklaşmaya hasret. Ancak Lice’nin konumundan dolayı; malum, terör örgütünün kurulduğu yer, uyuşturucu ekiminden dolayı finansal destek sağlanan bir imkan, bunları hepsini birlikte düşündüğünüzde örgütün vazgeçemeyeceği bir alan haline geliyor Lice. Geçen ay bir müteahhitin aracı yakıldı. Spor salonumuzun kapısına bomba koydular, iki ay önce bir kobra patlatıldı 5 yaralımız oldu, tank taburunun kapısına bomba bırakıldı… Lice’de aslında bir belirsizlik var. Lice, belki de huzurun ve sükunun en son geldiği yer olur.
· Bir karamsarlık var yani…
Geri çekilme yok Lice’de… Uyuşturucu önemli bir gelir kaynağı… Örgütün buraları kolay bırakıp gideceğini düşünmüyorum. Lice en son baharın geleceği yer dememin bir sebebi de bu. 19 ayda 70 ton uyuşturucu madde yakalandı… Örgüt mensuplarının bir kısmının geri çekileceği önemli bir kısmının burada kalacağına dair önemli bilgiler. Bu civarda 150-200 terör örgütü mensubunun bulunduğu bilgisi mevcut.
5 KEZ ÖLÜMDEN DÖNDÜM
5 defa ölümden döndüm. Saldırılardan sonra BDP’lilerin ziyaretinden memnun oldum. İlçede hizmette bir kusur yoktur. Zaten kaymakamlar partiler üstü olmalıdır. Gittikleri yerlerin hizmetkarı olmalıdırlar, padişahı değil. Benden sonra buraya gelecek arkadaşımın projelere sahip çıkması, bu halkı kucaklaması lazım. Her şeyden önce çok konuşan değil çok dinleyen bir yapıya sahip olması lazım. Buradaki halkın çektiği çileyi bilmesi lazım. Merhamet sahibi olmalı, bu halka güler yüzlü olmalı. Çünkü buradaki halka herkes kızmış, ötekileştirmiş, kovmuş buradan. Neredeyse buradaki insanlar Kürt olmanın, Diyarbakırlı olmanın ötesinde Liceli olmanın mağduriyetini yaşamış. Bakın bir uyuşturucu bağımlısı bana dilekçe yazdı benden uyuşturucu madde temini istedi.
"TAŞ ATAN ÇOCUKLAR" EVİMİ TAŞLAMADILAR
Lice’de olaylı bir gündü… 250 genç yürüyüş yapıyor, sağa solu taşlıyor. Pencereden bakarken eyvah dedim, taşlanırsam yanlış yoldayım derim diye düşündüm… Benim evimin önünden geçerken taşlamayı kestiler, bir genç “burası kaymakamın evi” deyip grubu uyarıyordu… Açlık grevi döneminde bayrağımızı söktüler direkten. BDP’lilerden rica ettim gidip getirdiler.
TABUR GİTTİ, OTELLER YAPLACAK
Barış süreci ile birlikte geri dönüşler arttı mı Lice’de?
Bu yaz köylere geri dönüşler çoğaldı. İşadamlarımızdan yoğun teklifler var. “Lice’ye otel yapmak istiyoruz” diye. Şu ana kadar 3 otel sözü var. Boşaltılan eski Topçu Taburu’nun yerine oteller düşünüyoruz. Çünkü burası 19 imparatorluğun şehri olmuş. Tarihi Bırkleyn Mağaraları, Yedi Uyuyanlar burada, Antak Kalesi sınırlarımız içinde... İnşallah burası turizmin başkenti olacak…
LİCELİ GENÇLER BİRİNCİ OLDU
Biraz da sosyal projelerinizden bahseder misiniz?
En önemli projemiz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın desteğiyle hayata geçirdiğimiz Aile Destekevi projemiz. Resim, kuaförlük, bağlama, nakış, okuma-yazma, takı tasarımı, Kuran-ı Kerim, Fitnees-Airobik alanlarında toplam 8 kurs açtık. Amacımız kadınlarımızın ve gençlerimizin sosyal hayata dahil olmalarını sağlamak. Lice’de Mutlu Yarınlar Projesi kapsamında Çocuk Gelişim Merkezi açacağız. SODES’le Spora Bir Adım Daha Projesi ile çocuklarımızın sosyal aktivitelere teşvik amacıyla badminton, basketbol, voleybol branşlarında kurslar açtık. Liceli çocuklar badminton’da Diyarbakır birincisi oldu. Bu ilçemiz için büyük bir gurur kaynağı oldu. İlk takı tasarım sergisini açtık. Malzemeyi biz alıyoruz, gelen satış paraları Liceli kadınların oluyor.
KURSLAR DEMOKRATİK YÖNTEMLE AÇILIYOR
Hangi kursun açılacağına siz mi karar veriyorsunuz?
Hayır. Tamamen demokratik yöntemlerle. Licelilere soruyoruz, gelen taleplerden en çok tercih edilen hangisi ise onu açıyoruz. Sırada aşçılık kursu var. Bölgede en iyi proje bizim oldu. Ankara’da Sayın Bakanımız Fatma Şahin’e bilgilendirme yapacağız. Kendisinden de bir talebimiz olacak. Aile Destek Projesi’nin mekanı olarak kullandığımız yer kiralık, bunun satın alınmasını istiyoruz. Bu gerçekleşirse Liceliler kendisine minnettar olacak. Projelerin hayata geçmesinde ilgili bakanlıklarımızın, İl Valimiz bu konularda Lice’ye yönelik pozitif tutumlarının büyük önemi var. Eğitimde Fırsat Eşitliği Projesi kapsamında maddi durumu olmayan çocuklarımızı dershanelere gönderiyoruz. Sırada ise Lice Gençlik ve Kültür Merkezi, Okul Öncesi Eğitimin AB Standartlarına Yükseltilmesi, Meslek ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılması, Kız Çocukları İçin Eğitim Köprüsü, Gençler Çalışıyor Lice Kazanıyor projeleri var.
YÜKSEKOKULA YÖK ENGELİ
En önemlisi 1975’teki depremde yıkılan eski Lice’ye yüksekokul yapmak istiyoruz. Belediyemizle birlikte 18 bin dönüm yer verdik, boşaltılan Topçu Taburu’na ait araziden de 10 bin dönüm ayırdık ancak YÖK bunu geri çevirdi. Liceli bir iş adamımız bunun için 10 trilyon hibe edeceğini söylüyor ancak YÖK bunu reddediyor. Sayın Başbakanımız bunu duyunca ne derdi diye merak ediyorum.
KALICI DEPREM KONUTLARI SORUNLU
Licelilerin en önemli sorunlarından biri de 1975’teki depremden sonra 5 yıllığına yapılan prefabrik evler…
O dönem mevcut hükümet buraya 1500 adet suntadan geçici konut yapmış. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ilçeye gelişinde kendisine domates atılınca buralar kalıcı konut haline dönüşmüş. 40 yıldır bu sorun devam ediyor. Bu bölgede yapılacak en hayırlı açılım kalıcı konut yapıp tapuları vermektir. İlçede tapular sorunlu. Afet Acil Durum Müdürlüğü’nde yapılması gerekenler var. Şimdi vatandaşın evi var, tapusu yok. Şu belediyenin imar izinleri usulsüz, yapılan inşaatlar usulsüz, tapudaki tüm işlemler usulsüz, hiçbiri resmi değil. Herkes idare ediyor. Konuyu ilgili bakanlığa ilettik, çözüm bekliyoruz. Bu arada TOKİ ile iletişime geçtik. İki yerde toplu konut yapma projemiz var. Amaç fakirleri ev sahibi yapmak.
ÖZER ÖZBEK KİMDİR?
01.01.1977’de Malatya’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğretimini Malatya’da tamamladıktan sonra girdiği İnönü Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 2002 yılından başlamak üzere iki yıl süreyle İçişleri Bakanlığına bağlı olarak Bingöl ve İstanbul Valilikleri emrinde İl Planlama Uzman Yardımcısı olarak görev yaptı. Akabinde Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı olarak İstanbul Defterdarlığı emrinde üç yıl süreyle Gelir Uzman Yardımcısı olarak görev yaptı. Ağustos 2006 tarihinde 93. Dönem Edirne Kaymakam Adayı olarak Mülki İdare Amirliği Mesleğine girdi. 2008’de “Kamu Diplomasisi Kursu”ndan mezun olduktan sonra, 17 Kasım 2008 tarihinde İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı’nda dört ay süreyle “Kaymakamlık Kursu”na katıldı. 02.03.2009 tarihinde Isparta/Sütçüler’de göreve başladıktan sonra, 03.04.2009 tarihinde üçlü kararname ile Sütçüler ilçesine asil kaymakam olarak atandı. 29.08.2011 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren üçlü kararnameyle 19.09.2011 tarihinde Lice’ye atandı.
