Dolar

34,8647

Euro

36,6366

Altın

3.041,18

Bist

10.058,47

Mülteci Krizi büyüdükçe Türkiye gerginleşiyor

Kevin Sullivan: Türkiye dünyanın en büyük mülteci krizlerinden biriyle karşı karşıya.Türk yetkililer acil olarak uluslararası mali yardım istiyor ve varlıklı ülkelere yardım çağrısında bulunuyor. Özellikle de ABD ve Avrupa ülkelerinin çok sayıda Suriyeli mültecileri kabul etmesini istiyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-16 10:08:23

Mülteci Krizi büyüdükçe Türkiye gerginleşiyor

Türkiye dünyanın en büyük mülteci krizlerinden biriyle karşı karşıya.Türk yetkililer acil olarak uluslararası mali yardım istiyor ve varlıklı ülkelere yardım çağrısında bulunuyor. Özellikle de ABD ve Avrupa ülkelerinin çok sayıda Suriyeli mültecileri kabul etmesini istiyor.

Bu duruş uzun süredir mülteci krizini yönetme konusunu ulusal bir gurur meselesi yapan Ankara'nın ısrarlı tavrından sonra Türk hukümeti için bir değişim işaretidir. Ama 1.5 milyar dolar maliyet ve yıl sonuna kadar bir milyon olması beklenen ve şu anda yaklaşık 400,000 mülteci ile baskı artıyor. Türkiye bir hava köprüsü kurmak istiyor, Ankara'daki yetkililer hiçbir ülkenin mültecileri almak istemediğini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Levent Gümrükçü uluslararası toplum sadece yiyecek ihtiyacını karşılamakla yetinmemeli ülkelerini mültecileri açmalıdır dedi. Etkili bir yanıt alma denemesinde başarısız oldular.

Suriye'deki sivil savaşın ve bölge çapındaki yayılmanın Beyaz Saray'da Obama ve Erdoğan'ın gündeminde yer alması bekleniyor.

Washington insani yardım kuruluşları Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yardım etmek için 44 milyon dolar yardımda bulundu. Savaştan etkilenen Suriyeliler toplam harcadığı para 510 milyon dolardır. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri Türkiye'den yada BM'den Suriyeli mültecileri alma konusunda resmi bir istekde bulunulmadığını ama böyle bir teklifi değerlendirmeye hazır olduklarını söylediler. Bu noktada çoğu mülteci uzak bir yere taşınmaktansa hala geri dönme şansı olur diye beklemeyi tercih eder.

Ama Türkiye'nin mülteci kamplarında eve dönme umutları oldukça az.

Samia Faido iki yıl önce hukümet evini buldozerle ezip ailesinin elma ve zeytin ağaçlarını ateşe vermeden hemen önce Suriye'deki köyünden kaçtı. Yedi aylık hamileydi ve çok korkmuştu.

Şu anda eşiyle birlikte Türkiye doğumlu bir çocukları var. 4 yaşındaki oğlu Türkçe öğreniyor.

Keyifle dekore ettiği çadırında otururken Faido; 'Buraya ilk geldiğimde burada en fazla 1 ay kalacağımı düşünüyordum,' 'Her gece sabah Suriye'den iyi haberler geleceği umuduyla uyuyorum ama her seferinde sadece daha fazla bomba ve füze haberleri.'

Faido ve ailesi 2011 Nisan ayında ilk gelen 252 grupluk mültecilerin içindeydi.Şu anda 3000 insanın yaşadığı kamp toplumunda iki bitişik çadırda yaşıyorlar.

Faido'nun kampı Suriye sınırından bir mil uzaklıkta ve silahlı görevliler mülteci karşıtı gösterilere karşı kapıda bekliyor. Uzun metal duvarlar bölgeyi çevreliyor.

Burada hayat, yerleşik hayat gibi devam ediyor. Doğumlar,ölümler,evlilikler ve cenazeler, dualar ve oyunlar..

Şeftali rengi binalar mülteciler için yurt hizmeti veriyor ve ortak tuvalet,duş işleri için kullanılıyor. Çocuklar avluda oyun oynuyor,daha yaşlı adamlar tavla oynuyor ve etrafta tavus kuşları dolaşıyor.

Yerel yaşamda bulunan her şey var: okullar, sağlık merkezleri, camiler, her çadır için elektrik,anlaşmazlıkları çözmek için yerel bir yönetim sistemi. Şiddet zaman zaman çadırlarda da yer aldı, ama genel olarak huzurlu bir ortam mevcut.

Hızla Artan Kriz

Kampların dışında yaşayan Suriyelilerin yarısı oldukça kalabalık ve sefil koşullarda yaşıyorlar.700'den fazla insan Reyhanlı 'da bir düğün salonunda yaşıyor ve binlercesi depo içine sıkışmış ve şehirdeki sınır boyunca bütün daireleri kiraladılar.

Halk, geçen hafta Reyhanlı'da 50 kişinin ölmesi üzerine mülteci krizinin derinleşmesinden korkuyor. Saldırının nedeni henüz bilinmiyor ama Türkiye hukümeti Esed'i suçluyor.

Bazı eleştirmenler kampların Türk kenti gibi olduğunu söylüyor. Hukümet yetkilileri bunu reddediyor, mülteciler elinde sonunda burayı terk edecekler diyor.

Ama Suriye'de savaş hiç bitecek gibi durmuyor ve Türkiye'de anti-mülteci duygular artıyor. Suriye BM Mülteciler Yüksek Komiserliği bölgesel koordinatörü Panos Moumtzis BM'nin bir Suriye hava köprüsü oluşturma planı olmadığını söyledi. Ama krizin çok hızlı büyüdüğünü ve yetkililerin her seçeneği tekrar değerlendirmesi gerektiğini söyledi.

AB dışişleri sekreter yardımcısı Kelly Clements ne Türkiye nede BM Suriyeli mültecileri alma konusunda resmi bir istekte bulunmadı dedi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Patrick Ventrell ABD'nin dünyadaki en büyük mülteci yerleşim programına sahip olduğunu söyledi. ' Böyle bir şey söz konusu olursa değerlendirmeye hazırız' dedi.

Ama Mülteciler ve Göçmenler için ABD Komitesi başkanı Lavinia Limon bunun imkansız olduğunu söylüyor. Eğer Obama yönetimine tavsiyede bulunacak olsam 'Bunu düşünmeniz bile çılgınca,' derdim. Ve ben bir mülteci yandaşıyım,dedi. Clinton yönetiminde 1999 Kosova hava köprüsünü koordine edilmesine yardım etmişti.

Monoton kamp hayatı

Faido ve eşi Ghassan Suriye'deki çiftlik evi hayatlarını yeniden kurmaya çalışıyor. Parlak renkli plastik paspas zemini kaplıyor. 11 yaşından küçük dört kız ve bir erkek çocuk pürüzlü zeminde meyve sularını dökmeden taşımayı öğrenmişlerdi.

Çadırlar yaklaşık 10 metre kare ve etrafta yürümek için rahat bir alan var. İki küçük buzdolabı, küçük elektirikli fırın, gazla çalışan ocak ve neredeyse herkesin uydu çanağına bağlı bir televizyonu bulunuyor.

Faido kamptaki gerçeküstü doğal yaşam yanı başımızda. 22 aylık çocuğu Tala'yı kamp kapısı dışına çıkardığımda dehşete düştü, çünkü arabaları gördü,kampta hiç görmemişti.

Faido Türklerin cömert ev sahipleri olduğunu söyledi. Çocukların okul binası tertemiz ve yeni boya kokuyor. Türk hukümeti ve BM'in Dünya Gıda Programı her ay 53 dolar yardımda bulunuyor.

11 yaşındaki kızı Mediya'nin 10 günlük İzmir okul seyahatini devlet karşıladı. Kız denizi en son amcası tarafından kampa kaçırılmadan bir hafta önce görmüştü. Amcası da daha sonra Esed rejimi tarafından öldürüldü.

Ghassan Faido can sıkıntısıyla başa çıkmaya çalıştığını ve eski çiftçi yaşamını özlediğini söyledi. Türk yasasına göre mülteciler çalışamıyor ama bir keresinde bir adamın zeytinliğini korumam için beni kiralamıştı dedi. Zamanının çoğunu evde, camide yada her şeyi kaybeden diğer arkadaşlarıyla sohbet ederek geçiriyor.

Son günlerde kampta 8 arkadaşlarının yasını tutuyorlar. Bir kaç ay önce arkadaşları kampın monoton yaşamına dayanamadıklarını söyleyip Suriye'ye geri döndüler. Hepsi 2 Mayıs Banyas katliamında hükümet tarafından öldürülmüştü.

'Burada kalmayı çok düşünmemeye çalışıyorum,bunun elinde sonunda bitmesi gerektiğini düşünmeye devam ediyorum.Ama bu çok uzun bir zaman alabilir.'

Washingtonpost'ta yer alan bu makaleyi AYŞE EREM tarafından TIMETURK için tercüme edilmiştir.


SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara