"Aylardır bu projenin hazırlığında aktif rol oynayan Kara Mektup Platformu olarak bugün, ilk 5000 adet kara mektubumuzu Sirkeci Postanesi’nden gönderdik. Mektup teslimini yapmak üzere Sultanahmet Meydanı’nda toplandık. Elimizde Filistin bayraklarımız, zulmün sahiplerine serzenişte bulunduğumuz sloganlarımız ve yüreklerimizdekilerin yazıya döküldüğü pankartlarımız ile Sirkeci’ye doğru yola çıktık. Dünyanın İsrail talihsizliğini ve onurlu Filistin direnişini simgeleyen 15 Mayıs Nakba gününün anlam ve önemine dair basın açıklamamızı birçok basın kuruluşu önünde gerçekleştirdik. Basın açıklamasının hemen ardından aylardır İstanbul’ un dört bir yanında, meydanlarda, birçok vakıf ve devlet üniversitelerinde imzalattığımız mektupları tek ‘bir’ yürek olarak, Birleşmiş Milletler’e postaladık.
Projemizin başından beridir sıkça karşılaştığımız çeşitli eleştiriler ve yorumlar oldu. Bunların en başında; “muhatabımızın yıllardır bu zulme sessiz kalan BM olması ve bu yolla bir sonuç elde edemeyeceğimiz” geliyordu. Fakat bizler aslında dünya siyasetinde en etkin rolü -istesek de istemesek de- oynayan Birleşmiş Milletleri yok sayarak, meşru görmeyerek ve muhatap almayarak suskun kalarak hiçbir sonuç elde edilemediğini günümüze değin görmüş ve buna mukabil kendilerine atfedilmiş bu görevi yerine getirmediklerini gözler önüne sermeye karar vermiştik. Onlara bu mektup aracılığıyla teoride sözü geçen tüm görev ve sorumluluklarını tarihsel bir resim çizerek ne oranda yerine getirip(!) getirmediklerini tekrar tekrar sorduk. Ve bundan sonrası için teorideki tanımlarını pratiğe geçirmelerini sağlayacak adımlardan bahsettik. Kısacası, Birleşmiş Milletler’in yapısını ve işlevini eleştirip olması gerekeni söyledik. Çünkü bizler başından beridir biliyorduk ki; çözümün bir parçası olmayarak sorunun bir parçası olmaktan kaçamazdık. Çünkü biz biliyorduk ki barış en hayırlı olandı.
Bugün gerçekleştirdiğimiz yürüyüşümüzde şahit olduk ki; biz aslında bu yola, çözümün bir parçası olmaya sonuna kadar gönüllü ve bu uğurda tüm samimiyetini ortaya koymuş kardeşlerimizle beraber çıktık. Ve bizler bugün bir kez daha gördük ki; 65 yıldan fazladır süregelen bu zulme tepki ve yakarışlarımız hala aynı inançla ve umutla dolu yüreklerin tepki ve yakarışlarıydı…
Rabbim ümmetin gençlerine sesleniyoruz. İmanımız ve imkanımız; özgür ve onurlu bir yaşamı inşa etmeye yeterlidir ve eyleme geçme cesareti gösteremedikçe bütün iddialarımız sahipsiz kalmaya mahkumdur.Çözüme kavuşana kadar aynı bilinç ve tavırla yola devam etme gücü istiyoruz..
Rabbim ‘Birleşmiş Yürekler’den razı olsun inşallah. Selametle…
