Ünlü Boksörün Elinde Kur’an-ı Kerim
Futbolcu Kazım Kazım, efsane boksör Muhammed Ali’nin Kur’an-ı Kerim okurken çekilmiş bir fotoğrafını yayınladı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-13 22:10:51
TIMETURK / Haber Merkezi
Futbolcu Kazım Kazım, efsane boksör Muhammed Ali’nin Kur’an-ı Kerim okurken çekilmiş bir fotoğrafını yayınladı.
Ünlü futbolcu Kazım Kazım twitter’dan efsane boksörler Muhammed Ali ve Mike Tyson’ın birlikte çekilmiş bir fotoğrafını yayınladı.
Kazım, fotoğrafa “Ali’nin ellerine bakın” notunu düştü.
Fotoğrafta, şöhretinin ilk yıllarında Müslüman olan Muhammed Ali’nin elinde Kur’an-ı Kerim bulunduğu ve onu okuduğu görülüyor.
Muhammed Ali Kimdir:
Muhammed Ali (Önceki adı: Cassius Marcellus Clay Jr, (d. 17 Ocak 1942, Louisville, Kentucky, ABD) Bazı uzmanlar tarafından "tüm zamanların en iyi ağır siklet boks şampiyonu" kabul edilir.
Müslüman olmadan önceki ismi Cassius Marcellus Clay Jr olan Muhammed Ali, 17 Haziran 1942'de Kentucky Louisville'de doğdu. Afro-Amerikan ve İrlanda kökenlidir. 12 yaşındayken boksla tanıştı ve kısa zaman içinde National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası'nda amatör kayıtlara girdi. Yine 1960'ta Roma'da ağır hafif siklette altın madalyayı alarak profesyonel lige döndü. 18 yaşındayken katıldığı Roma Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra ünü giderek artmaya başladı.
1964 yılında 22 yaşındayken, S. Liston'u yenip Dünya Şampiyonu oldu. Bu zaferden sonra dinini değiştirdiğini ve İslam'a geçtiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini aldı ve çok sevdiği boks'a 1967'den 1970'e kadar ara vermek zorunda kaldı. "Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım." diyerek Vietnam savaşına gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas ettiğini açıkladı. Ailesinin yardımı ve üniversiteler de para karşılığı yaptığı konuşmalarla geçimini sağladı. 1970'te temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. 1971'de Joe Frazier ile 'Asrın maçı'na çıktı ve profesyonel boks kariyerinde ilk defa kaybetti. Uzmanlar üç buçuk sene aradan sonra sadece 2 maç yapan Muhammed Ali'nin bu kadar zor bir maça hazır olmadığı görüşünde hemfikirdi. Fakat o en kısa zamanda tekrar şampiyon olmak istiyordu. Ardından çenesinin kırıldığı maçta Ken Norton'a sayı ile yenilince, kendi ve yakınları dışında bir çok kişi kariyerinin bittiğini sandı. Fakat o azmedip ard arda unvan için rakip olan boksörleri bir bir yendi. Ken Norton'i yenip rövanşı aldı.
1973'te Joe Frazier ile unvan maçı için anlaştı. Arada sadece Joe Frazier-George Foreman maçı kalmıştı. Frazier sürpriz bir şekilde iki raund'da nakavt oldu . Ali böylece önce Fraizer ile maç yapıp arkasından da Foreman'la maç ayarladı ve iki maçıda nakavt'la kazandı. Böylece hem kaybettiği unvanını alacak hem de daha bitmediğini gösterecekti. 1974'te Foreman’ın bahisçilerde 7'ye 1 favori olduğu maçta rakibini hiç beklenmedik bir taktik ile sekizinci raundda nakavt edip hak ettiği unvanı Floyd Patterson'den sonra tekrar elde eden ikinci boksör oldu. 1978'de L. Spinks'e yenilip ardından aynı yıl rakibini yenince Dünya Şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör oldu. O zamanlar sadece 2 Dünya Boks Federasyonu olması değerini daha da farklı kılıyordu. 2008 yılı itibari ile 8 Dünya Boks Federasyonu bulunuyordu. Muhammad Ali'nin faal döneminde en iyi boksörler mutlaka karşı karşıya gelirdi unvanı elde edebilmek için. George Foreman'in 1994 yılında 20 sene aradan sonra tekrar Dünya Şampiyonu olması ve unvanını çok kez savunması, o dönemin boksunun bir çok ülkede neden "Altın 70'li yıllar" diye anıldığını bize anlatıyor. 1978'de boksu Şampiyon olarak bıraktı. Sonra Parkinson hastalığına yakalanmasına rağmen bunu gizleyip büyük para karşılığı iki maç daha yapıp kaybetti. İkisi de o vaktin veya sonrasının Dünya Şampiyonları idi. (eski sparring partneri Larry Holmes ve Trevor Berbick). Profesyonel döneminde sadece 5 kez yenilen, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu olan Muhammed Ali, 36 yaşına kadar bütün şampiyonlar için tek isim olmayı başardı ve 37'si nakavt olmak üzere 56 maç kazandı.
Ona sadece bir boksör olarak bakmamak gerekir. Çünkü o gücüyle olduğu kadar kişiliğiyle de hep daha iyisini yapmaya çalışmıştır. 1960 Roma Olimpiyatları'ndan döndükten iki gün sonra bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını öğrenince, altın madalyasını Ohio Nehri'ne atmıştır. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda bu madalyanın yerine başka bir altın madalya kendisine verilmiştir.
İslamiyet'i seçmiştir ve Vietnam savaşına gitmemiştir. Bu durumu şöyle dile getirmiştir: "Benim onlarla sorunum yok." (I'I ain't got no quarrel with them Vietcong'). Unvanlarına el konuldu ve bokstan uzaklaştırıldı. Fakat o yılmadı. Bu süre içerisinde üniversiteleri dolaşarak İslamiyet'i anlattı. Malcolm X ile yakın ilişkileri oldu. Verimli işlerle uğraştı. Muhammed Ali, sadece Muhammed Ali isminden ibaret değildir. O, zamanının en iyisidir. 2001 yılında Hollywood tarafından hayatı filme alındı. Ali adlı filmde Muhammed Ali'yi Will Smith canlandırdı.
Parkinson hastalığı yüzünden uzun süre Michigan'daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih eden ünlü boksör, ringlerde 20 yıldır ağzından düşürmediği "Bütün zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olmuştur. Muhammed Ali 1984'den beri Parkinson hastasıdır.
Hayatını anlatan biyografik roman, 2002 yılında Kaknüs Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Muhammed Ali'den unutulmaz sözler:
Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.
Ben en iyisiyim. bunu gözlerimle görmeden önce de söylüyordum. sakın bana şu işi yapamazsın demeyin. olanaksız olduğunu anlatmayın. en iyisi olmadığımı söylemeyin. ben en iyinin de iyisiyim.
O kadar hızlıyım ki, odamda ışığı söndürmeye kalktığımda, ışık sönmeden oturduğum yere dönebiliyorum.
Ben boksun Elvis'iyim.
Şampiyon olduğum zaman, eski kot pantolonumu üzerime geçirip, eski bir şapka takıp, sakal bırakarak, beni kimsenin tanımadığı bir kasabanın sokaklarında yürüyüşe çıkacağım ve beni, sadece ben olduğum için sevecek bir insan bulana kadarda yürüyeceğim. Bulduğumda da onu 1 milyon dolarlık arazime tepeden bakan 250 bin dolarlık evime götürüp, Cadillac arabalarımı, havanın yağmurlu olduğu günlerde kullandığım kapalı havuzumu göstereceğim ve ona "İşte bunların hepsi senin, çünkü beni ben olduğum için seviyorsun" diyeceğim.
Sporda başarı çalışmaktan öte istemekle olur .
Şampiyonlar salonlardan çıkmaz. Şampiyonlar içlerinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar.
Çalışmanın her saniyesinde nefret ediyordum fakat kendime hep "Dayan!" diyordum. Bugün çalışacağım ve ömrümün sonuna kadar bir şampiyon olarak yaşayacağım.
Louisville’de insanlar hala pis zenci diye çağırılıp köpek muamelesi görüyorken ve en basit haklarından bile mahrumken benden üzerime bir üniforma geçirip 10000 mil ötedeki bir ülkede bomba atıp kurşun sıkmamı nasıl beklerler? Hayır 10000 mil öteye gidip beyaz köle efendilerinin beyaz olmayan başka bir millet üzerine baskı kurmalarına, onları öldürmelerine, evlerini yakmalarına yardımcı olmayacağım. Gün böyle kötü işlerin sona ermesinin günüdür. Böyle bir tavır içinde bulunmanın bana milyonlarca dolara mal olacağını söylediler. Ama daha önce de söyledim ve yine söylüyorum. Benim halkımın gerçek düşmanı burada, Amerika’da. Kendi özgürlüğü, kendi adaleti ve eşitlik için savaşan o insanları köleleştirmede kullanılan bir maşa olmayacağım. Dinimi, halkımı ve kendimi küçük düşüremem. Eğer bu savaşın benim 22 milyonluk halkıma özgürlük ve eşitlik getireceğini düşünseydim kendim gidip orduya katılırdım. Kendi inandığım değerler için direniyorum. Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Beni hapse atacaklarmış, ne olmuş sanki? Zaten 400 yıldır hapisteyiz.
I'm young, I'm handsome, I'm fast, I'm funny, and impossible to beat me!
(Gencim, yakışıklıyım, hızlıyım, sevimliyim ve yenilmezim!) Ağır sıklet dünya şampiyonu olduğu sırada.
Evde iyi biriyim ama dünyanın bunu bilmesini istemem. Anladığım kadarıyla alçakgönüllü insanların önü pek açık olmuyor.
Ben Amerika'yım. Tanımadığınız yönünüyüm onun. Alışın bana. Siyah, özgüvenli, kendinden emin... benim adım bu, sizin değil. Benim dinim sizin değil. Benim amaçlarım sizin değil. Alışın bana.
Alt tarafı bir iş işte bu. Otlar büyür, kuşlar uçar, dalgalar kumları yalar. Bende insanları döverim.
Önyargı karanlıkta kalmış olmaktan kaynaklanır.Gün ışığı onu arındırır.
Zevk mutluluk demek değildir. İnsanı takip eden gölgeden öte hiçbir önemi yoktur.
Keşke insanlar herkesi, beni sevdikleri gibi sevselerdi. Dünya çok daha güzel bir yer olurdu.
"Şampiyonluğu rüyanda bile görüyorsan uyan ve hemen özür dile"
"CNN muhabiri : sn. Muhammed Ali, bu dehşetin meydana gelmesine sebep olan teröristlerle aynı dinin bir mensubu olarak neler hissediyorsunuz?
Muhammed Ali: Siz (!) Hitler ile aynı dini paylaşan bir mensup olarak neler hissediyorsanız aynısını."
İkiz kulelere saldırının ardından
SON VİDEO HABER
Haber Ara