IMF borcu bitiyor, programı kalıyor
Türkiye'nin 1958 yılında başlayan IMF'le borç ilişkisi yarın ödenecek son taksitle bitiyor ancak IMF'in ekonomik programının uygulanmasına devam edilecek...
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-13 12:24:50
Türkiye'nin IMF'ye olan borcu yarın ödenecek 426 milyon dolarlık son taksitle bitiyor ancak IMF dayatması olan ekonomik programın uygulanmasında devam ediliyor.
Ajanslarda yer alan habere göre, Türkiye bugüne kadar IMF ile 19 anlaşma yaptı. İlki 1958 yılında yapılan kredi anlaşmalarının sonuncusu ise 2005 yılında yapıldı. Türkiye'nin IMF'ye katılımı ise daha eskiye dayanıyor.
2. Dünya Savaşı'nın sebep olduğu ekonomik daralma Türkiye'de 1946'da devalüasyon getirdi. Bu da ülkedeki geniş çaplı liberalleşmenin miladı oldu. Yabancı sermayeye zemin hazırlayan uygulamalar ortaya kondu ve dış borç alındı. 1947'de Türkiye, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa İktisadi İşbirliği Örgütleri'ne dahil oldu.
1958 yılında Adnan Menderes hükümetinin aldığı kararlar ile bütçe disiplini için adım atılırken, ekonomiyi daraltıcı bir etki ortaya çıktı.
Devalüasyona gidilirken, dış ticaret açığı büyüdü. 1958 yılında 55.3 milyon dolar olan bütçe açığı, 1959'da 266.7 milyon dolara yükseldi. İlk banka tasfiyeleri bu dönemde yaşandı. Bu arada IMF, devlet eliyle üretimin sonlandırılması için baskı kurmaya başladı. Türkiye, 1959 yılını hayat pahalılığında Brezilya'dan sonra dünya ikincisi olarak kapattı.
IMF ile ilk stand-by anlaşması darbeden sonra 1 Ocak 1961'de imzalandı. İsmet İnönü hükümetince onaylanan bu anlaşma bir yıl sürdü. Türkiye, 1961'den 1970'e kadar her yıl IMF ile bir stand-by anlaşması imzaladı. Anlaşmaların tamamı anlık para ihtiyacını gidermeye yönelik kısa soluklu anlaşmalardı ve yapısal bir dönüşüm içermiyordu. Ancak, bu anlaşmalar, Türkiye'nin elini başta IMF olmak üzere uluslararası kuruluşlara mahkum etmeye yetti.
1970 yılından 1978'e kadar Türkiye IMF'siz bir dönem yaşadı ancak Türkiye'de Kıbrıs Barış Harekatı sebebiyle artan askeri harcamalar ve batılı ülkelerin Türkiye'ye uyguladığı ambargo sonucu yeniden IMF ile masaya oturmak zorunda kaldı. 1978,79 ve 80 yılında yapılan anlaşmalarla IMF Türkiye'nin sosyal politikalarına da müdahil oldu ve çiftçi destekleriyle memur ücretleri başta olmak üzere birçok konuda tedbir alınmasını şart koştu. Bu yıllar insanların karneyle şeker ve gaz aldığı yıllar oldu ancak Türkiye aldığı tüm tedbirlere rağmen IMF'den istediği miktarda krediyi alamadı ve bu anlaşmalarda ülkenin yaralarına merhem olmadı.
Türkiye, 18 Haziran 1980 tarihinde ilk defa, IMF ile en uzun stand-by anlaşmasını gerçekleştirdi ve bu anlaşma 17 Haziran 1983'te sona erdi. 24 Ocak kararlarının hemen sonrasında gelen bu anlaşma, 24 Ocak kararlarıyla birlikte 12 Eylül darbesine zemin hazırlayan uygulamalar olarak tarihe geçti. Darbenin 24 Ocak kararlarını uygulamak için yapıldığı iddia ediliyor.
1983 yılında Turgut Özal'ın başbakanlığında yeni bir stand-by düzenlemesine giden Türkiye'nin anlaşması süresi bir yıl sürdü. Türkiye, 1984'ten 1994'e kadar IMF ile stand-by düzenlemesine gitmedi. 8 Temmuz 1994'te yapılan stand-by ise 26 Eylül 1995'te sona erdi. 1994'te IMF, krizdeki Türkiye'nin ekonomik tarihine yeni bir stand-by ile girdi. Krizin etkilerini yumuşatmak için yürürlüğe konan bu program paralelinde ünlü "5 Nisan" kararları alındı.
Tansu Çiller'in imza attığı 5 Nisan kararları kapsamında TL yüzde 39 devalüasyona uğradı.
1999'a kadar stand-by düzenlemesine gitmeyen Türkiye, 1999-2002 döneminde 17. stand-by düzenlemelerini gerçekleştirdi.
AK Parti Hükümetleri döneminde de IMF ile yarım kalan bir stand-by anlaşması tamamlanırken, iki ayrı anlaşma daha yapıldı. Bu anlaşmalar, IMF'den en fazla kredi çekilen stand-by görüşmeleri oldu. Bu iki ayrı anlaşmayla, IMF'den 17 milyar ve 10 milyar dolarlık krediler çekildi. Türkiye'nin IMF ile yaptığı son stand-by anlaşması 2005 yılında imzalanırken, bu anlaşma, 10 Mayıs 2008'de sonuçlandı. Bu anlaşmadan kalan 10 milyar dolarlık kredi de o tarihten beri ödeniyordu.
IMF'ye 1947 yılında üye olan Türkiye, son borç taksitini ödemesinin ardından IMF ile ilişkisini bitirmeyecek; 'üyelik' kuralları çerçevesinde sürdürecek. IMF, yılda bir defa Türkiye'yi gözden geçirmeye devam edecek. IMF'de 1999 yılında Türkiye'de açtığı ofisi de kapatmayacak.
SON VİDEO HABER
Haber Ara