Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Doğal yaşam ortamları tehdit altında

Yapılan son araştırmalar, iklim değişimi nedeniyle, yeryüzündeki bitki türlerinin yarısının, hayvan türlerinin de üçte birinin doğal yaşam ortamlarında önemli bir azalma olabileceğini açıkladı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-13 11:06:20

Doğal yaşam ortamları tehdit altında


Bilimadamlarının çalışmaları, hava sıcaklıklarının 2°C (santigrat derece) yükselmesi durumunda, yeryüzündeki biyolojik çeşitliliğin çok ciddi şekilde zarar göreceğini gösterdi.

Nature Climate Change adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırma sonuçları, olası çevre felaketinin önüne geçilebileceğini, ancak bunun için sera etkisi yaratan gazların salımında bir an önce kesintiye gidilmesi gerektiğini vurguluyor.

Araştırmada görev alan bilimadamları, yaklaşık 50 bin farklı bitki ve hayvan türü üzerinde inceleme yaptılar.

Bu bitki ve hayvan türlerinin doğal ortamında sıcaklık ve yağış oranlarını belirleyen araştırmacılar, farklı küresel ısınma senaryolarında bu değerlerin nasıl değişeceğini hesapladı. Bunun sonucunda, olası değişimlerin ardından bu bitki ve hayvan türlerinin yaşamasına elverişli ortamların bir haritası ortaya çıktı.


2100 yılında sıcaklık 4°C


Bilimadamları, sera etkisi yaratan gazların salımında büyük bir değişim olmadığı takdirde, 2100 yılında küresel sıcaklığın, sanayileşme öncesine oranla 4°C yükseleceğini öngörüyor.

Bu durumda, hayvan türlerinin %34'ü ve bitki türlerinin %57'si, şu andaki doğal yaşam çevrelerinin yarısından fazlasını kaybedecek.

East Anglia Üniversitesi'nden Doktor Rachel Warren, bu değişimin tüm dünyada büyük bir etkisi olacağını belirtiyor.

"Araştırmamız, iklim değişikliğinin, dünyanın pekçok yerinde, en sıradan türler arasındaki çeşitliliği bile önemli şekilde etkileyeceğini gösteriyor" diyen Warren, biyolojik çeşitliliğin ve farklı ekosistemlerin zarar göreceğini vurguluyor.

Doktor Rachel Warren, "Bu değişim insanlar üzerinde de büyük etki yaratacak. Çünkü tehdit altındaki bu türler, su ve havanın temizlenmesi, sel kontrolü, gıda zincirinin devamlılığı ve eko-turizmde önemli bir rol oynuyor" dedi.

Araştırma sonuçları, yaşanacak olası değişimlerden en fazla Sahra Çölü'nün güneyindeki Afrika ülkelerinin, Orta Amerika'nın, Amazon bölgesinin ve Avustralya'nın etkileneceğini gösteriyor.

Bilimadamları, sera etkisi yaratan gazların salımının 2016 yılında en üst seviyeye ulaşması ve burada tutulması, küresel sıcaklık değerlerindeki yükselişin de 2°C'yi aşmaması durumunda, bitki ve hayvan türlerinde öngörülen kaybın %60 azaltılabileceğini savunuyor.

(BBC Türkçe)

Haber Ara