Suriye sorunu Türkiye’nin siyasal ve toplumsal fay hatlarını tetiklemeye devam ediyor.
Saldırılar Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak ve bataklığa çekmek amacıyla yapılıyor.
İki yıldır iç savaşın yaşandığı Suriye’de dahi Reyhanlı benzeri büyük bir patlama olmadı.
Bilanço çok büyük ve dehşet verici…
Son bilgilere göre iki ayrı yerde patlatılan bombalarda;
46 ölü, 29’u ağır olmak üzere 212 yaralı var.
Ölü sayısının daha da artabileceği iddia ediliyor.
167 işyeri zarar gördü.
16 apartman, 63 daire ve 62 araç hasara uğradı…
Rakamlar, cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
2003 İstanbul saldırılarında dahi bu kadar insan hayatını kaybetmemişti.
İSTİHBARAT VARDI ANCAK ÖNLENEMEDİ…
Hatay yaranın kanayan ucu ve istihbarat oyunlarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Türkiye’yi istikrarsızlaştırmayı amaçlayan saldırı tam bir profesyonel istihbarat eylemi.
Olayın yapılış biçimi, kullanılan düzenekler, olay yerinin seçiliş biçimi bir istihbarat örgütü tarafından gerçekleştirildiğine işaret ediyor.
Ankara’da güvenilir kaynaklar dün eylemin farklı yönlerine dikkat çektiler.
Uzmanların iddialarına göre 5 minibus saldırı için Yayladağı kapısından Hatay’a getirildi.
Bu araçların ikisi Antakya’ya yakın bir belde de özel olarak giydirildi ve TNT yerleştirildi.
Peki bu kadar istihbarat olmasına rağmen, saldırı neden önlenemedi?
Eylemi planlayanlar takip edildiklerini anladıklarında iki aracı yem olarak yakalatıp, eylemi farklı biçimde gerçekleştirdikleri öne sürülüyor...
ASIL HEDEF BAŞKA MIYDI?
Transit minibüslere yüklenen bir ton patlayıcı uzaktan kumandayla patlatılmış.
Asıl korkunç iddia ise saldırının hedefinin Ankara olduğu yönünde.
Ancak son anda planın değiştirildiği ve aceleyle Reyhanlı’nın seçildiği ifade ediliyor.
Reyhanlı’nın demografik ve siyasi duyarlılıklarından dolayı seçildiği iddiaları var.
Yakalanma ihtimaline karşı araçla, bombanın ayrı ayrı nakledildiği söyleniyor.
Uzmanlar geçen hafta Times’da çıkan Mihraç Ural haberine vurgu yapıp, bombalamanın ardında bu ismin olabileceğine dikkat çekiyorlar.
Mihraç Ural, Antakyalı ilginç bir isim, eşi Esad ailesine mensup.
Uzun zamandır Suriye’de yaşıyor ve Suriye istihbaratı El Muhaberatla yakın ilişkisi var.
Mihraç Ural’ın, Öcalan Bekaa’da iken Cemil Esad ve Muhaberat’la bağlantılarını kurduğu iddia ediliyor.
TÜRKİYE SAVAŞA ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
Cilvegözü’nde olduğu gibi Muhaberat kontrolünde gerçekleştirilen eylem, Türkiye’nin sınır güvenliği ve istihbarat sorununu birkez daha gözler önüne serdi.
Dokuz yüz kilometre boyunca sınır fiilen ortadan kalkmış durumda ve ciddi sorunlar var.
Alanın büyüklüğü ve mülteci sayısının fazlalığı kontrolü imkansız hale getiriyor.
Aynı kaynaklar önümüzdeki günlerde benzer saldırıların olabileceği uyarısında bulunurken özellikle patriot füze bataryalarının ve kampların olduğu yerlere dikkat çekiyorlar.
İran ve Rusya’nın desteğini arkasına alan Esad, ‘Türkiye’ye sen benim iç işlerime müdahil olursan ben de seni istikrarsazlıştırırım’ mesajı verirken halkına ise ‘Baas ayakta’ propaganası yapıyor.