İlahiyat ve İHL mezunlarına ayrı soru olacak!

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, çözüm sürecinin, "al ver süreci, pazarlık süreci" olmadığını belirterek, "Biz kimseyle pazarlık içinde olmadık. Bundan sonra da olmayacağız, kimseye bir şey taahhüt etmedik, vermedik, kimseyle bir al ver işine de girmedik" dedi.

Bozdağ, Ülke TV'de gündeme dair soruları yanıtladı.

Çözüm sürecini, Hükümet'in kontrol etmediğine dair iddiaların hatırlatılması üzerine Bozdağ, bunun bir iftira olduğunu belirtti.

Muhalefet partilerinin, çözüm süreciyle ilgili Meclis'te kurulan komisyona üye vermemesini eleştiren Bozdağ, "Peki neden bu ülkenin en önemli meselesini çözmek üzere ve buna dair önerileri değerlendirmek üzere tespitler yapan, bir takım araştırmalar yapmak isteyen komisyona üye vermiyorlar? Üye verseler kıyamet mi kopar, memleket mi bölünür? Ülke şakkadanak ikiye mi ayrılır? Böyle bir şey olabilir mi" ifadelerini kullandı.

Muhalefetin meseleyi konuşmaktan korktuğunu kaydeden Bozdağ, "Türkiye'de maalesef taşın altına elini koymayan, bu meselede uzak duran bir muhalefet var. Ama iftira konusunda gayretkeş bir muhalefet var. Böyle bir şey olabilir mi? Ondan sonra da 'şunlar var, bunlar var' diye yan yana gelip konuşamıyoruz" dedi.

Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit'in iktidarları zamanında da terör örgütüyle görüşmeler yapıldığını anımsatan Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bahçeli'nin içinde bulunduğu hükümet görüşüyor, ihanet olmuyor. Türkiye'yi bölen proje olmuyor ama Bahçeli'nin dışında başka bir hükümet döneminde görüşme olursa 'aman ihanet oluyor, aman ülke bölünüyor' böyle bir şey olabilir mi? O zamanki görüşmeler Türkiye kamuoyundan gizli yapıldı ama şimdi bu dönemde devlet adına, vazifesi zaten terörle mücadele ve ülke güvenliği her işi yapmak olan MİT aracılığıyla görüşme yapılıyor ve Türkiye kamuoyu bunu biliyor. Kimseden bir şey gizlenmiyor. Milletin gözü önünde oluyor. Ama o dönemde milletin gözü önünde bu olmadı. Gizli kapaklı yapıldı. Ama terörün bir daha yeşermemesini temin edecek adımlar konusunda gerekenler yapılmadı."

Bozdağ, AK Parti hükümetleri olarak terörü istismar ettiği zemini kurutmak için ciddi adımlar attıklarına, Türkiye'nin tüm illerini şantiyeye çevirdiklerine, demokratikleşme ve reformlarını hayata geçirdiklerine işaret etti.

-"Bu süreç bir al ver süreci değildir"-

"Silah bıraktırılmasına ilişkin özel düzenleme olacak mı" sorusu üzerine Bozdağ, terör örgütünün silah bırakarak, çıkmasının esas olduğunu, sürecin öyle gelişeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Bu süreçte "Ne verdiler, ne aldık" şeklinde sorular sorulduğuna dikkati çeken Bozdağ, iyi ve Türkiye'nin hayrına şeyler yaşandığını, terörün biteceğine dair umutların daha güçlü noktaya geldiğini, bu nedenle bu soruları sormanın bir anlamı olmadığını söyledi.

"Bir defa bu süreç bir al ver süreci değildir, çözüm süreci bir pazarlık süreci değildir" diyen Bozdağ, bütün bunları defaatle anlattıklarını ve anlatmaya devam edeceklerini belirtti. Bozdağ, "Biz kimseyle pazarlık içinde olmadık. Bundan sonra da olmayacağız, kimseye bir şey taahhüt etmedik, vermedik, kimseyle bir al ver işine de girmedik" dedi.

Demokrasinin standartlarının ve refahın yükseltilmesinin, 76 milyonunun hayrına olduğunu ifade eden Bozdağ, "Dünyanın hiçbir yerinde, insanların refah seviyesi yükseliyor, demokrasi standartları yükseliyor, insan hakları ve hürriyetleri teminatlı hale getiriliyor diye bölünmüş, parçalanmış ülke yok" diye konuştu.

Türkiye'nin terörle mücadeleye sarf ettiği enerjisiyi kalkınmaya yöneltmesi halinde büyük sıçrama yapacağına işaret eden Bozdağ, Türkiye'yi daha ileri noktaya götürmeyi amaçladıklarını söyledi.

Bozdağ, herkesin kazanacağı bir sürecin işlediğini, sonuçta gelinen noktanın herkes tarafından görüleceğini belirtti.

-Yeni anayasa çalışmaları-

"Yeni anayasa hazırlama sürecinde umutların azalıp azalmadığı, çalışmaların 1 Temmuz'a yetişip yetişmeyeceği" sorusuna Bozdağ, "İstenirse bu uzlaşma olur, süre yeter de artar bile" yanıtını verdi.

Herhangi bir parti, "zamana oynayalım" görüşünde olursa yeni anayasa yapılmasının mümkün olamayacağına dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bütün dert masadan önce kimin kalkacağı üzerineyse o zaman oradan da yeni anayasa, uzlaşma çıkmaz. Masadan önce şu kalksın hesabıyla orada oturuyorsa oradan da yeni anayasa çıkmaz. Biz AK Parti grubu olarak masada yeni anayasa için oturuyoruz. Onun için ucu açık olmasın, süreler sabit olsun kendimizi bağlayalım."

Takvimin kendilerini sıkıştırdığını, seçim sürecine girileceğini dile getiren Bozdağ, Parlamentonun yeni anayasayı yapma ve yaptırma becerisini ortaya koyması gerektiğini söyledi.

Muhalefetin, "AK Parti başkanlık sistemini getirmek istediği için uzlaşılamadığı" iddiası hatırlatılınca Bozdağ, komisyonun sadece başkanlık sistemi ile ilgili değil temel hak ve hürriyetlerle ilgili birçok madde üzerinde anlaşamadığına dikkati çekti. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AK Parti'nin sadece başkanlık önerisi yeni anayasanın önünde engel olarak kalsaydı biz 'Kardeşim başkanlık varsa biz yeni anayasaya varız, yoksa bunda anlaşmıyorsanız biz yokuz' dersek o zaman dayatmacı bir noktada olmuş oluruz ve yeni anayasayı bizim başkanlık önerimiz gerçekten tıkamış olur denebilir. Ama böyle bir şey yok. Yani şimdi bütün maddelerde uzlaşıldı da o mu kaldı? CHP'nin üzerinde uzlaşılamayan bir sürü maddesi var. Bunlar anayasayı tıkamıyor da bizim uzlaşılamayan bir maddemiz mi tıkıyor? Bunlar tamamen çarpıtma ve karalama kampanyasıdır."

-Diyanet İşleri Başkanlığının yeterlilik sınavı-

Diyanet İşleri Başkanlığının yeterlilik sınavıyla ilgili eleştirilerin anımsatılması üzerine Bozdağ, bu konuda bir çalışma başlatılacağını bildirdi.

Soruların okul müfredatıyla uyumlu, mezun olunan okula uygun olması gerektiğini belirten Bozdağ, "Önümüzdeki sınavlarda imam hatip mezunlarıyla ilahiyat mezunlarına sorulacak sorular ayrı olacak ve müfredata uygun olacak, hangi meslekse o meslekle alakalı olacak" dedi.

İlahiyat ve İHL mezunlarına ayrı soru olacak!

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ülke TV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.