Dolar

34,8698

Euro

36,6444

Altın

3.017,28

Bist

10.165,59

Kürtçe'de sessiz sedasız 4 yıl

Bilgi Üniversitesi'nde 200 öğrenci 'Kürtçe'yi seçti. Karadenizli Dilara Korzay, 'İspanyolca öğrensem de neden diye soracaklar mıydı?' diyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-04 10:39:15

Kürtçe'de sessiz sedasız 4 yıl

Türkiye genelinde Kürtçe ilk kez 2009 yılında üniversitelere seçmeli ders olarak girdi. İlk Kürtçe dersi İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde başladı. Tepki çekmemek için sessiz sedasız başlayan Kürtçe dersini bugüne kadar 200’ün üzerinde öğrenci aldı. Ders bir dönüşüm de yarattı, kimliğine yabancı Kürt gençler hem kimlikleri hem anadilleriyle tanıştı. Kürtçe öğrenen Türkler Kürtleri anladı, kimleri ailesinin bile bakış açısını değiştirdi.

İlk dersin başladığı İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde dört yılda neler oldu merak ettik ve Kürtçe dersine konuk olduk. Dört sene önce 50 kişilik iki sınıfla başlayan Kürtçe dersleri hiç bilmeyenler ve bilenler olarak iki kur şeklinde devam ediyor. Bugüne kadar yaklaşık 200 kişi Kürtçe dersi aldı. Dersi veren Ronayi Önen “Dört yılda çok şey değişti. Kürtçe normalleşti” diyor:

“Anadiliyle üniversitede tanışan öğrenciler vardı. Bundan dolayı da tepkiliydiler. Anadili Kürtçe olmayıp öğrenmek isteyenler de vardı. 50 kişiden 40’ı Kürt ise 10 öğrenci Arap, Ermeni, Türk’tü. Şimdi de var böyle öğrenciler. 2009-2013 atmosferi farklı. 2009’da protestoya maruz kalır mıyız diye sessiz sedasız başladık. Üniversitede artık bu ders biliniyor. Kürt dili ve edebiyatıyla ilgili paneller düzenledik.”


‘Sosyolog olacaksam...’

Önen, dersin yarattığı değişimi şu örneklerle anlatıyor:

“Sosyoloji okuyan bir öğrenci ‘Bu topraklarda sosyolog olacaksam Kürtçe de bilmeliyim’ dedi ve öğrendi. Kürt olmayan öğrenciler arasında farkındalık arttı. Dilini bildikleri birini çok daha iyi anlayabiliyorlar artık. Kürtlerin yaşadıklarını anladılar. Bakkalı veya komşusuyla Kürtçe konuşabilmek için dersi alanlar da oldu. Kimisi babaannesini anlayabilmek için aldı dersi. Kürtçe dersi aldığı için ailesiyle çatışanlar da oldu. Kimi gizli ders aldı, kimi bu çatışmayı yaşayarak ailesini dönüştürdü.”

Dersi alan öğrencilerin bir kısmı kimliklerini, dillerini gizleyerek büyütülmüşler. Bunlardan biri Deniz. İstanbul’da doğmuş ama ailesi Vanlı. Dört kardeş de Kürtçe bilmiyor. Deniz için anadilini öğrenmek ‘yuvada’ hissetmek gibi:

“Dersi işlerken, sürekli ‘Aaa bu kelimeyi duymuştum’ diyorum. Çok mutluyum. Heyecanla Kürtçe dersini bekliyoruz. Sınıfta Laz, üç de Türk arkadaş var dersi alan. Onların da ders aldığını görünce daha çok şevkleniyorum.”


Annesiyle anlaşabiliyor

Berivan Kalkmaz da İstanbul’da doğmuş, memleketi Mardin’i hiç görmemiş. Annesi Türkçe, o da Kürtçe bilmiyor. Korkmaz “Artık annemi anlayabiliyorum. Arkadaşlarıma ilk başta Kürtçe dersini seçmeli aldığımı söylemeye çekindim, sonra söyledim. Olumsuz baktılar. ‘Sana ne kazancı olacak ki’ dediler. Anadilimi öğreniyorum daha ne kazancı?“ diye soruyor.

AB İlişkileri öğrencisi Fatih Etke de anadilini bu derste öğrenmiş: “Asimile olmuşuz. Evde Kürtçe konuşulmuyordu. Kendimde eksiklik görüyordum. Arkadaşlardan merak edip derse gelen de oldu ‘Sana ne kazancı olacak’ diyen de. Bu maddiyatla ilgili bir şey değil maneviyat.”


Sesimi kaydettiler

Berivan İlgin Diyarbakırlı ama ailesi 35 senedir İstanbul’da yaşıyor:

“Kürt’üm demeye hep çekiniyordum. Zaten adım Kürtçe. Şimdi çok mutluyum dilimi öğrendiğim için. Kendi kimliğimi özümsemek istiyorum. Çocuklarıma da öğretmek istiyorum. Diyarbakır’daki teyzemlerle Kürtçe konuştum telefonda geçenlerde. İnanamadılar. Sesi kaydetmişler, dinliyorlarmış.”

Dilara Korzay, Sanat ve Kültür Bölümü öğrencisi. Karadenizli ama o da anadilini bilmiyor. “Neden Kürtçe dersi seçtin?” diyenlere tepkili:

“Ben İspanyolcayı seçmeli ders olarak alsaydım da neden diye soracaklar mıydı? Eğer öteki dil üzerinden bakıyorsak Japonca da öteki dil.”

Kürt tiyatrosu ve sinemasıyla ilgili çalışmalar yapmak isteyen, Kürt şiiriyle ilgilenen Korzay “Kürtçe konuşup yazmaya başladım. Barış sürecini sonuna kadar destekliyorum. Kürtçe seçmeli dersleri arttı ama hâlâ üniversiteler geride. Bizde de dört yıldır varmış. Ben bu sene öğrendim. Tanıtım yetersiz” diyor.

(Umay Aktaş SALMAN / Radikal)

Haber Ara