Kapitalizm'in değil Rabb'imizin kuluyuz
İslami kuruluşlar tarafından yapılan 1 Mayıs eyleminde “Kapitalizme karşı sosyal adalet, hakça paylaşım için birlikte direniyoruz. Kurtuluşu yeryüzü tanrılarına ‘lâ’ demekte buluyoruz” denildi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-01 14:13:22
TIMETURK / Haber Merkezi
Sakarya’da 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü için bir araya gelen İslami kimlikli sivil toplum kuruluşları tarafından ortak bir eylem yapıldı. Eyleme destek veren kuruluşlar adına kısa bir selamlama konuşması yapan Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, “Bazı günler vardır, insanların sömürülmesi için uydurulmuştur. Bazı günler de vardır ki, sömürenlere karşı birlikte ses yükseltmek ve mazlumların birlikte direnişini ortaya koymak içindir. 1 Mayıs böyle bir gündür. Biz de bugün, insanlığı ve tabiatı ifsad eden kapitalist dünya sistemine karşı, vahyin ıslah ve kurtuluş çağrısını seslendirmek için toplandık. Dünyanın tüm meydanlarında başka bir alternatifin mümkün olacağı inancını dile getirenlerin sesine ses katıyoruz. Emeğimizin hakkı için, sosyal adalet, hakça paylaşım için birlikte direniyoruz.” diyerek eyleme destek veren ADADER, Akyazı Adalet ve Özgürlükler Platformu, Diriliş Saati Dergisi, Eğitim İlke-Sen, Feta Girişimi, İlim ve Hikmet Vakfı, SAGED, Özgür Yazarlar Birliği, Sakarya Dayanışma Derneği ve Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliği üye ve gönüldaşlarına teşekkür etti.
Eyleme katılan kuruluşlar adına ortak basın açıklamasını Deniz Çelik okudu. Çelik, “Bugün küresel bir kapitalist kuşatma altındayız. Dünya nüfusunun dörtte biri yoksulluk sınırının altında. Bir milyarı aşkın insan yeterli beslenemiyor. Saatte 300, yılda yaklaşık 2 milyon çocuk açlıktan ölüyor. Ülkemizde ise 4,6 milyon çocuk, temel ihtiyaçlarından yoksun bir yaşam mücadelesi veriyor. Buna karşı emeğinin hakkını alamayanlar çoğalıyor. 2 milyardan fazla insan, yani dünyada yaşayan her beş kişiden biri, günde 1 dolardan daha az parayla geçinmek zorunda. Düşünün ki, 74 milyonluk ülkemizde 68 milyon kredi kartı var. Milyonlarca insan ise yasal takibe düşmüş. Sadece son 10 yılda halkın bankalara borcu 38 kat artmış ve 260 milyar olmuş. Şehrimizde ise 45 bin kişi kredi borçları yüzünden yasal takipte. Bu, binlerce ailenin büyük bir perişanlık çektiği anlamına gelir. O halde soralım: Bu, ciddi bir sosyal krize işaret etmiyor mu? Suç, şiddet, bağımlılık, intihar ve boşanmaların artışında kapitalist düzenin payı neden gündeme getirilmiyor?” dedi.
10 kuruluş adına ortak açıklamayı okuyan Deniz Çelik, “Kapitalist hırs, tüm dünyada ve Anadolu’da olduğu gibi, Sakarya’da da derelerimizi talan etmiş, bereketli tarım arazilerini sanayi çöplüğüne dönüştürmüştür. Bu sebeple kanser vakaları korkunç boyutlara ulaşmıştır. Kur’an-ı Kerim’de, Rum suresindeki “İnsanların elleriyle yapıp ettiklerinden dolayı karada ve denizde fesat çıktı!” ayeti, her alanda karşımıza çıkmıştır. Toprağımız ve suyumuz kirletilmiştir. Rabb’imizin bize emanet ettiklerinin böylesine hoyratça sömürülmesine kayıtsız kalamayız! Gelin, “ihtiyaçlar sonsuz, kaynaklar ise sınırlı” anlayışını şiddetle reddedelim. İhtiyaçların sınırlı, Rabb’imizin bize sağladığı imkânların ise adil bir paylaşımla herkes için yeterli olduğuna inanalım. Sadece kendine Müslüman olanlara, İslam’ın herkese ve her şeye adaletle yaklaşmayı emrettiğini hatırlatalım. Haklarımızın gasp edilmesine, emeklerimizin çalınmasına, özgürlüklerimizin yasaklanmasına karşı Rabb’imizin ayetlerini ete, kemiğe büründürelim!” dedi.
Eylemde “Küresel kapitalizme küresel intifada!”, “Kapitalizme hayır! Hakça paylaşım, adil dönüşüm!”, “Kapitalist ifsada karşı birlik, mücadele, dayanışma vakti!” yazılı pankartlar açılırken, “Birleş, diren, özgürleş! Faize değil, halka bütçe! Müslüman zulme boyun eğemez! Piyasanın değil Rabb’imizin kuluyuz! Yaşasın küresel dayanışma! Tevhid, adalet, özgürlük!” sloganları atıldı. Eyleme katılanlar “Faiz, kredi, tüketim düzenine kul-köle olma!”, “Kadrosuz, güvencesiz, taşeron düzenine hayır!”, “Ne kapitalizmin ne devletin Rabb’imizin kuluyuz!”, “Hırslarınız yeryüzünü ifsad etti” yazılı dövizler taşıdılar.
ORTAK BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
KAPİTALİZMİN DEĞİL RABB’İMİZİN KULUYUZ!
Değerli dostlar;
Bugün küresel bir kapitalist kuşatma altındayız. Büyümek için insanı ve tabiatı sömürmek dışında bir yolu bulunmayan serbest piyasa düzeni, hiçbir denetime tabi olmaksızın bugünümüzü ve yarınımızı tüketiyor.
Dünya nüfusunun dörtte biri yoksulluk sınırının altında... Bir milyarı aşkın insan yeterli beslenemiyor. Saatte 300, yılda yaklaşık 2 milyon çocuk açlıktan ölüyor. Ülkemizde ise 4,6 milyon çocuk, temel ihtiyaçlarından yoksun bir yaşam mücadelesi veriyor.
Topluma sınırsız bir üretim ve tüketim anlayışı dayatılıyor. Buna karşı emeğinin hakkını alamayanlar çoğalıyor. 2 milyardan fazla insan, yani dünyada yaşayan her beş kişiden biri, günde 1 dolardan daha az parayla geçinmek zorunda. Her gün saatlerce çalışanlar, aldıkları ücretle en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Ve bunun sonucunda günü kurtarmak için girilen faiz, kredi ve borç bataklığı, tüm insanlığı yutuyor!
Düşünün ki, 74 milyonluk ülkemizde 68 milyon kredi kartı var. Milyonlarca insan ise yasal takibe düşmüş. Sadece son 10 yılda halkın bankalara borcu 38 kat artmış ve 260 milyar olmuş. Şehrimizde ise 45 bin kişi kredi borçları yüzünden yasal takipte. Bu, binlerce ailenin büyük bir perişanlık çektiği anlamına gelir. O halde soralım: Bu, ciddi bir sosyal krize işaret etmiyor mu? Suç, şiddet, bağımlılık, intihar ve boşanmaların artışında kapitalist düzenin payı neden gündeme getirilmiyor?
Duyarlı Sakarya halkı,
Bu ülkede açlık sınırının altında, asgari ücretle ama azami şartlarda çalışan milyonlarca insan var. Peki, bu insanların alınteri ve emeği üzerinde yükselen o dev şirketler, gökdelenler, büyük sermayeler ve bunlara bağlı iktidarlar, istikbar rejimleri Allah’a apaçık meydan okumak değilse nedir?
Zenginlik içinde azdıkça azanlar, lüks içinde şımardıkça şımaranlar, yetimin ve yoksulun hakkını gözetmeyenler zalimlerin ta kendileri değilse kimdir?
Sadece geçtiğimiz yıl en az 878 işçi hayatını iş cinayetlerinde kaybetti. Hatırlayın, daha geçen ay 13 yaşında bir çocuk, harçlığı için çalışırken, 22 tonluk pres makinasında başı ezilerek can verdi. Soruyoruz; bunun vebalini hangi büyük patron, hangi bakan, hangi hükümet taşıyabilir? Bu tablonun sorumluları Din Günü geldiğinde Allah’a nasıl hesap verebilir?
Değerli dostlar;
Kapitalizm, emperyalizm, sömürü… Bunlar soyut kavramlar değildir. Etkilerini hayatımızın her alanında hissettiğimiz bir düzenin ifadeleridir. İşgaller, savaşlar, açlık, yoksulluk, işsizlik, evsizlik, güvencesiz ya da esnek çalışma, taşeronluk, sosyal haklardan mahrumiyet, gelir adaletsizliği, çevre sorunları varsa; bu, sınırsız bir büyüme hırsından geliyor! Yalnızca kendisi için biriktirme arzusundan doğuyor. Sürekli olarak ilerlemenin, kalkınmanın peşinden giden bu acımasız ekonomik akıl, hepimizi felakete sürüklüyor!
Toplumsal yozlaşma, insanı sermayeye kul-köle yapmak isteyen bu sistemin en büyük amacı değil mi? Dev alışveriş merkezleriyle, marketler zincirleriyle, reklamıyla, modasıyla, kampanyaları ve festivalleri ile taksitleriyle, kredileriyle, kredi kartlarıyla üzerimize çökmekte olan bu düzen insanlığa ne verebilir? Bilakis insanı insanlıktan çıkaran ve onu hep tüketen ruhsuz bir varlığa dönüştüren bu fesada seyirci kalabilir miyiz?
Aziz Sakarya halkı,
Görmek gerekir ki; onlarca yıldır çok hükümetler gelip geçmiştir. Lakin kapitalist politikalar aynı kalmıştır. İnsana, topluma, doğaya dair ne varsa ticarileşmiştir. Her şey, alınıp-satılan bir meta olmuştur. İnsani ve ahlaki değerlerin yerini piyasa değerleri almıştır.
Kapitalist hırs, tüm dünyada ve Anadolu’da olduğu gibi, Sakarya’da da derelerimizi talan etmiş, bereketli tarım arazilerini sanayi çöplüğüne dönüştürmüştür. Bu sebeple kanser vakaları korkunç boyutlara ulaşmıştır. Kur’an-ı Kerim’de, Rum suresindeki “İnsanların elleriyle yapıp ettiklerinden dolayı karada ve denizde fesat çıktı!” ayeti, her alanda karşımıza çıkmıştır. Toprağımız ve suyumuz kirletilmiştir. Rabb’imizin bize emanet ettiklerinin böylesine hoyratça sömürülmesine kayıtsız kalamayız!
Kardeşler;
Gelin, “ihtiyaçlar sonsuz, kaynaklar ise sınırlı” anlayışını şiddetle reddedelim. Tüketime dayalı, faiz ve rant ekonomisinin, geri döndürülemez bir toplumsal, kültürel ve ekolojik tahribata sebep olduğunu görelim. Buna karşılık ihtiyaçların sınırlı, Rabb’imizin bize sağladığı imkânların ise adil bir paylaşımla herkes için yeterli olduğuna inanalım.
Toplumun ve tabiatın, güç ve iktidar peşinde olanlarca fesada uğratılmasına karşı koyalım. Yığdıkça yığanların, biriktirdikçe biriktirenlerin, sırtımızdan kazandıklarıyla bize efendilik taslamalarına razı kalmayalım.
Rızkı verenin Allah olduğunu unutturmak isteyenlere kanmayalım. Kendilerine minnet duymamızı bekleyenlerin şirkine ortak olmayalım. Gelin, yerleri ve gökleri adaletle ayakta tutmak için birlikte direnelim.
Küresel kapitalizmin, emperyalist ülkelerin sömürü düzenlerine, çıkar savaşlarına, fitne ve entrika politikalarına, farklılıklarımızı çatışma niyetlerine, kardeş ve komşu kavgalarına karşı teyakkuzda olalım.
Sadece kendine Müslüman olanlara, İslam’ın herkese ve her şeye adaletle yaklaşmayı emrettiğini hatırlatalım.
Haklarımızın gasp edilmesine, emeklerimizin çalınmasına, özgürlüklerimizin yasaklanmasına karşı Rabb’imizin ayetlerini ete, kemiğe büründürelim!
İktidar sahiplerinin, efendilerin çizdiği sınırlar içinde adalet ve özgürlük olamaz! Çünkü onlar için, ancak düzenlerine itaat ettiğimiz sürece serbest bırakılabiliriz!
Bu ise ancak kölelik zincirlerinin biraz daha uzatılması demektir. Böyle bir zillete boyun eğmeyelim!
Gelin, sesimizi birlikte yükseltelim:
Başka bir gelecek ancak vahyin aydınlığıyla mümkün!
Küresel zulme karşı yaşasın küresel dayanışma!
Küresel kapitalizme karşı yaşasın Küresel İntifada!
İMZACI KURULUŞLAR
ADADER, AKYAZI ADALET VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU, DİRİLİŞ SAATİ DERGİSİ, EĞİTİM İLKE-SEN, FETA GİRİŞİMİ, İLİM VE HİKMET VAKFI, SAGED, ÖZGÜR YAZARLAR BİRLİĞİ, SAKARYA DAYANIŞMA DERNEĞİ, VAHDET VAKFI SAKARYA TEMSİLCİLİĞİ
SON VİDEO HABER
Haber Ara