Dolar

34,9524

Euro

36,6046

Altın

3.019,08

Bist

10.058,63

'İran'dan Kandil'e çekilmeyin baskısı'

Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, “İran’dan Kandil’e çekilmeyin baskısı” başlığıyla yayımlanan yazısında, “Son dönemde Kandil’le gizli bir görüşme yapan İran istihbaratı, PKK’yı çözüm sürecinden vazgeçirmeye çalışarak askeri yardım teklifinde bulunduğu ortaya çıktı. En son Murat Karayılan’la görüşen İran’ın ünlü istihbaratçısı Kasım Süleymani’nin savaşa devam etmesi koşuluyla PKK’ya ‘ağır silah’ ve lojistik destek teklif ettiği öğrenildi. PKK yönetimi İran’dan gelen teklifi reddetti” dedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-29 09:13:40

'İran'dan Kandil'e çekilmeyin baskısı'

TIMETURK / Haber Merkezi

Aslı Aydıntaşbaş’ın yazısı şöyle:

*Son dönemde Kandil’le gizli bir görüşme yapan İran istihbaratı, PKK’yı çözüm sürecinden vazgeçirmeye çalışarak askeri yardım teklifinde bulunduğu ortaya çıktı.

*En son Murat Karayılan’la görüşen İran’ın ünlü istihbaratçısı Kasım Süleymani’nin savaşa devam etmesi koşuluyla PKK’ya ‘ağır silah’ ve lojistik destek teklif ettiği öğrenildi. PKK yönetimi İran’dan gelen teklifi reddetti.

İran’ın PKK’yı çözüm sürecinin ilk aşamasını tamamlayan ‘geri çekilme’ kararından vazgeçirmek için bir süredir Kandil nezdinde gizli bir diplomasi yürüttüğü ortaya çıktı.

Son aylarda PKK’nın Kandil’deki yöneticileriyle temasa geçen İran istihbarat ve Devrim Muhafızları ve istihbarat kadrolarının, PKK’ya silahlı mücadeleye devam etmesi karşılığında lojistik ve askeri destek önerdiği, ancak PKK yönetiminin bunu reddettiği öğrenildi.


Komutandan bizzat önerdi

Üst düzey bir hükümet yetkilisi ve Kuzey Irak’taki yerel hükümet tarafından da doğrulanan bu bilgi, KCK lideri Murat Karayılan’ın Kandil’de geçen hafta aralarında Milliyet’in de bulunduğu bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette kullandığı üstü kapalı ifadelere de açıklık getirmiş oluyor. ”Türkiye’deki süreç gelişmeseydi, olanaklarımız vardı ve savaşı daha ileri düzeye taşıyabilirdik” diyen Karayılan, röportajda şöyle devam etmişti: ”Biz buna açık olsak, bölgede Türkiye’ye karşı olan çok ülke var. Dış destek sağlayabilirdik. O kapılar bize açıktı. Ama yapmadık. Bölgesel güçlerin tümü Türkiye’ye karşı. Bir cephe var, isimlerini söylememe gerek yok. Ama Türkiye de bu durumu fark etti. AKP’nin seçim benzeri hesapları da olabilir ama bu süreç bir devlet kararının sonucudur.”

Karayılan’ın ima ettiği pratik ve etkin ‘destek’ teklifinde bulunan gücün, birkaç kez Kandil’e heyet yollayan İran olduğu ortaya çıktı.
Tahran’ın en son teklifini, İran derin devletinin en önemli isimlerinden Devrim Muhafızları komutanlarından Kasım Süleymani tarafından doğrudan Murat Karayılan’a iletildiği öğrenildi. Doğrudan İran’ın ruhani lideri Hamaney’e bağlı çalışan ve Tahran’ın tüm Irak ve Kürt bölgelerindeki politikalarından sorumlu olan Süleymani’nin, Karayılan ve PKK yöneticilerini çözüm sürecinden vazgeçirmeye çalıştığı ve ‘silahlı mücadeleyi bırakmama’ telkininde bulunduğu öğrenildi. İran’ın Kandil’le yaptığı görüşmeler çerçevesinde savaşa devam karşılığı PKK’ya lojistik destek ve ‘ağır silah’ sözü verdiği bilgisi, hem hükümet, hem de Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi kaynakları tarafından doğrulandı.


Tahran sürece ateş püskürüyor

Ancak PKK yönetimi, İmralı’da bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın da tavrını göz önüne alarak İran’ın teklifini reddetti.

Tahran rejimi ‘çözüm süreci’ konusundaki rahatsızlığını kamuoyundan gizlemiyor. Hafta sonu PKK’nın geri çekilme kararına ve barış sürecine ateş püsküren İran Devlet Radyosu, çözüm sürecinin ”ABD ile gerçek sömürgeci ve emperyalist Batılı güçlerle siyonist rejim lehine Ortadoğu’yu parçalamaya” ve ”Batılı İslam inanç sistemini Kürt bölgelerinden silmeye, bölgedeki antiemperyalist ve antsiyonist direniş mücadelesini imha etmeye çalıştığını” iddia etti. Batılı güçlerin İslam inanç sistemini Kürt bölgelerinden silmeye,

Türkiye’nin de Suriye politikasındaki yenilgisini telafi etmeye çalıştığını öne süren radyodaki yorum, “PKK, nasyonal sosyalist ve etnik milliyetçi, laik bir ideolojiye sahiptir. Bu nedenle ABD ve AB tarafından desteklenmektedir. PKK yetkilileri, daha önceleri de kendilerini desteklemeleri halinde ABD’nin büyük Ortadoğu planına destek vereceklerini ilan etmişti. PKK ile AKP uzlaşısında; ABD ve AB etkin bir rol oynadı” dendi.

Aynı yorum, Batılı güçlerin ”Müslüman Kürt halkına PKK’yı dayatarak İslam inanç sistemini Kürt bölgelerinden silmeye, bölgedeki antiemperyalist ve antisiyonist direniş mücadelesini imha etmeye çalıştığı” iddiasına da yer verdi.


Gazetecilik kavga değil, haberi getirmektir

Geçen hafta Kandil’deki basın toplantısına gidip ardından Murat Karayılan’la röportaj yapmamıza tepki gösteren çok oldu. Gazeteciliğin ne olduğu konusunda uzun bir tirada girmeyeceğim. Özetle, gazetecilik budur arkadaşlar. Ancak tepkiler arasında en garibime giden, medyada ‘Türk basınının utanç tablosu’ ifadesiyle, Kandil’deki basın toplantısı alanına girebilmek için güvenlik kontrolüne giren meslektaşlarıma yönelik saldırılar oldu. Gazeteciler, bağcıyı dövmek için değil, üzüm yemek, yani kamuoyunu bilgilendirmek için orada.

PKK’lılar, Karayılan’ın güvenliği konusunda çok hassas olduğundan, basın toplantısına katılabilmek için telefonlarımızı teslim etmemizi ve çantalarımızı aramayı istedi. Doğru ya da yanlış ancak gazetecinin işi orada kavga çıkarıp polemiğe girmek değil, o haberi getirmektir.

O başlığı atanların habercilik tecrübesi nedir, kaçı PKK bölgesinde PKK’ya kafa tutmayı seçerdi, bilemiyorum. Ama şunu bilin ki artık, dünyanın her köşesinde basın toplantılarında insanı bezdiren bir üst arama var. Somali’den Washington’a kadar. İtiraz eden, haberden oluyor. Ve de ekleyeyim; o fotoğraftaki gazetecilerin çoğu, Kuzey Irak yerel basınıydı. Yani ‘Türk basınının utanç tablosu’ diyeceğinize, bari bu insanlar kim diye araştırsaydınız...


Ankara başpiskopos için devrede

Halep’te kaçırılan Süryani Metropoliti Yonanna İbrahim, Süryani kilisesinin en güçlü isimlerinden biri. Bu kadim kilisenin cemaati küçük, sembolizmi büyük. O yüzden kaçırılma olayı tüm dünyada yankı buldu.

İbrahim’le iki yıl önce İstanbul’da Başbakan Erdoğan’la Mardin’deki Mor Gabriel Manastırı’nın hukuki sorunlarını konuşmaya geldiğinde tanışmıştım. Kültürlü, kendine güvenen ve Esad rejimine yakın bir din adamıydı. Tarlabaşı’ndaki Süryani kilisesindeki röportajımızda bana ”Suriye’de dini açıdan Türkiye’de olduğumuzdan daha özgürüz” demişti.
Mardin’den Halep’e dönerken kaçırılan metropolit, muhtemelen radikal İslamcı veya El Kaide çizgisindeki muhalif gruplar tarafından alıkondu. Nusra Cephesi içindeki Çeçenlerin adı geçiyor.

Dün öğrendiğim kadarıyla, Ankara da Suriyeli muhalifler üzerindeki nüfuzunu kullanarak metropolitin yerini tespit etmek ve serbest kalmasını sağlamak için uğraşıyormuş. Umarız Suriye’de kaçırılan en üst düzey din görevlisi olan İbrahim bir an önce serbest kalır, savaşın sonuna kadar da Halep yerine bir asır öncesine kadar Süryani patrikhanesinin ruhani merkezi olan Mor Gabriel’de ağırlanır.

(Aslı AYDINTAŞBAŞ / Milliyet)
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara