Geri çekilme ne anlama geliyor
Zamanın ruhunun dayattığı müzakere ve geri çekilme ne anlama geliyor
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-26 08:04:42
TIMETURK / NEVZAT ÇİÇEK
BU SÜREÇ NEDEN MİLLİ BİR SÜREÇ
Sürecin tarafları ilk defa bir masa etrafında aracısız ve doğrudan oturdular. Bu nedenle yürütülen süreç Milli Bir süreçtir.
MAKEDONYA SENDROMU BİTTİ Mİ?
Makedonya Sendromu, Balkanlarda Osmanlıya karşı ayaklanan ilk halklardan olan Arnavutlrın Müslüman kimliğe sahip olmalarına karşın, Müslüman Osmanlıya karşı ayaklanmaları sonrasında oluşmuş olan travmanın adıdır. Osmanlının ilk Umumi Müfettişliklerinin kUrulduğu bu coğrafya ne yazık ki kaybedilmiştir. Osmanlıda ve daha sonra Türkiye Cumhuriye'tinde bölünme sendromunun aslında bir diğer adı Makedonya Sendromudur. Makedonya'dan sonra Umumi Müfettişlikler daha sonra Diyarbakır'da kurulmuştur. Bugün geldiğimiz nokta bu sendromun artık yavaş yavaş kaybolduğu gerçeğini bize öğretiyor. 5 milyon kilometre kareden 780 bin kilometrekareye sıkışmış olan Türkiye Cumhuriyeti sisteme karşı her hareketi Makedonya Sendromu üzerinden değerlendirmiş ve ne yazık ki "Bölücülükten" vaz geÇseler dahil örgütlerin şablonu bu anlamda toplumda korku olarak devam etmiştir. Bugün o korkunun, bölünmenin yerini entegrasyon ve daha büyük Türkiye almış durumda. Her ne kadar hala Makedonya Sendromu'ndan kaynaklı korkular devam etse de bu korkular günden güne azalıyor...
NEDEN ŞİMDİ
1993 Yılında Türkiye Cumhuriyeti işi bitimek istedi, PKK direnç gösterdi karşı çıktı ve ülkede adı konmamış bir darbe dönemi yaşandı. 1999 yılında Öcalan yakalnınca bu sefer PKK barışa yanaştı ancak devlet içerisindeki derin yapılar buna izin vermedi. Geldiğimiz noktada hem devlet hem de PKK zamanın ruhunun onlara dayatması neticesinde aynı şeyi istemek durumunda kaldılar...
DÜNYADA SİLAHLI MÜCADELE YÜRÜTENLER NE YAPIYOR
Filipinler ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi 40 yıl savaştı 120 bin insan hayatını kaybetti. Bundan yaklaşık altı ay önce çerçeve barış anlaşması imzalandı.
Tayland Devleti'ne karşı mücadele veren Patanili Müslümanların bir örgütü geçen ay hükümetle Malezya'da bir anlaşma imzaladı ve diğer Mücahit örgüt buna şans vermek adına ateşkes ilan etti
Kolombiya ve Farc arasındaki görüşmeler Küba'da yakın bir zamana kadar devam ediyor.
Srilanka'da barış güçlü bir irade olarak ortada...ETA ve İRA deneyimleri zaten dünya kamuoyunun önünde.
Dünya'da silahlı mücadele veren örgütler ve onlara karşı savaşan devletlerin bir çoğu zaten barış masasına çoktan oturmuş durumda..
BU GERİ ÇEKİLME NE ANLAMA GELİYOR
Eğer bu ateşkes ve geri çekilme sonunda gerçekten süreç başarıya ulaşırsa, bu Malazgirt, Çaldıran ve Kuvayı Milliye ile birlikte dördüncü ortaklığın başlangıcın adımı olacak. Türkler ve Kürtler el ele vererek dördüncü bir ortaklığın adımını bu sefer bölgenin entegrasyonu için sağlayacak. Nihayet Murat Karayılan tarafından çekilme kararının açıklandığı Kandil’deki basın toplantısında bu cümle aslında dördüncü adımın anahtar cümlesi; Kürt sorununun çözümü ile Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak ve Ortadoğu barışına giden yolu açacak olan bu tarihi adımın amacına uygun olarak başarıyla tamamlanması, barış, kardeşlik, demokrasi ve özgürlük isteyen herkesin, hepimizin temel hedefi" dir. Daha önce de yazdığım gibi Öcalan’la sadece silahların susması konuşulmadı, Suriye başta olmak üzere Türkiye’nin yakın çevresi ile entegrasyonu da masaya yatırıldı.Bu geri çekilme de Türkiye’nin kapısında olan yeni bir bin yılın başlangıcıdır. Bu süreç sadece Kürt-Türk meselesi olarak değerlendirilmemeli. Bu süreç bölge halklarının özgürleştiği yeni bir dönemin başlangıcıdır.
Diğer taraftan, Öcalan’ın 21 Mart 2013 tarihinde Öcalan’ın Diyarbakır Newroz’undaki mesajında özetle dile getirdiği; “"Yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu ve yeni bir geleceği birlikte inşa etmeye ve tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür temsilcilerini, en eski sömürge ile ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatları ve diğer kültürel varlık sahiplerini, işçi sınıfının temsilcilerini ve sistemden dışlanan, yok sayılan herkesi, çıkışın yeni seçeneği olan demokratik modernite sisteminde yer tutmaya…” cümlesi ve isteği bu çekilme kararı ile birlikte teyit edildi
SÜRECİN İLERLEMESİ İÇİN BU ADIMLAR DOĞRU ADIMLAR MI?
Dünyanın bir çok bölgesinde yaptığım ve incelediğim anlaşma ve silahsızlandırma örneklerinde atılması gereken adımlar şöyle sıralanıyordu; ateşkes ve çatışmasızlık, çekilme, anayasal adımlar, normalleşme ve silahların tamamen bir yöntem olarak benimsenmesi gerekiyor.Sürecin ilerlemesi için bir takım adımların atılması gerekiyordu. Bunlardan birincisi bir ateşkesin ilan edilerek çatışmasızlık halinin oluşturulmasıydı. İkinci ise çekilme kararının alınmasıydı, bu adımlar şuan hayata geçirildi. Bu adımlarla birlikte güven meselesinin karşılıklı olarak geliştirilmesi için normalleştirme sürecine çok ihtiyaç var.
SÜRECİN SONUNDA BİZİ NE BEKLİYOR
Karşılıklı normalleşme sürecinden sonra veya aynı parelerde gelecek olan yasal adımlar ki zirve noktası Anayasıdr, bundan sonra silahın tamamen yöntem olarak bırakılması ve demokratik siyaset kanallarının açılmasıdır kİ buda devletin askeri alandan politik alana geçiş yapmak istediğini açıklayan PKK'nın taleplerine cevap vermesidir.Bununla birlikte daha önemli olan ise "Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak, Kürt halkının inkarını sona erdirecek, varlığını ve özgürlüğünü kabul edecek, tüm kimliklerin, inançların ve mezheplerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak, eşitliğini sağlayacak olan yeni demokratik bir anayasanın yapılması hayatidir." Bir oyalama taktiği içerisine girilir, yada süreç provokasyonlara kurban edilirse PKK militanlarının Türkiye'den ayrıldıkları gibi geri gelmelerinin her zaman mümkün olduğu unutulmamalıdır
SÜREÇ SABOTE EDİLİR Mİ?
Süreç şuana kadar bazı ufak tefek adımlar dışında gayet sağlıklı gidiyor…atılan adımlar bunun göstergesi ama sürecin sabote edilmemesi için şeffaflığın bu noktada daha çok devreye girmesi gerekiyor.
Özellikle yedişer gruplar halinde çekilmeleri öngörülen PKK militanlarının çekilmesi çok zaman alacak ve ne yazık ki bu zaman provokasyonlar için uygun bir zemin meydana getirecek. Provokasyonun engellenmesi için çekilecek gruplara refakat edecek veya gözlemleyecek bir heyetin mutlak suretle acil bir şekilde oluşturulması gerekiyor.
Her ne kadar PKK geri çekilme kararına rağmen 'bazı gruplar Türkiye'de çatışmacı tavırlarını sürdürebilir ve buda beklenmelidir. Bu bakımdan özellikle sol örgütlerin bu noktada ki tavırlarını net bir biçimde ilan etmeleri olabilecek provokasyonların engellenmesi için önemlidir. Şayet bu tarz provokasyonlar olsa marjinal seviyede mücadele edebileceği, güvenlik kuvvetleri marifetiyle kontrol altında tutulabilir takip edilebilir bir asayiş olayı haline gelir.
Eğer Türkiye'de konuşlanmış, silahlı unsurları sınır dışına çekilirse bu Türkiye'de silahlı eylem yapma imkânlarını da büyük ölçüde fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelir ki, olabilecek bir provokasyonda sapla samanın daha kolay ayrılması imkanı bize verir. Ancak bence PKK içinde geri çekilmeye karşı 'ciddiye alınabilecek rahatsızlık yaratabilecek ve engel oluşturabilecek bir tepkinin, direncin ortaya çıkmayacağı' görüşündeyim her ne kadar orta kademe de rahatsızlık olsa da, "Eğer ortak bir iradeden söz edilecekse Türkiye'nin ortaya koyduğu talepler ve beklentiler doğrultusunda Öcalan'ın iradesinden söz etmek mümkün … Yapısı itibariyle PKK, Öcalan'a haddinden fazla bağlı bir örgüt"
PKK SİLAH BIRAKIRSA BU TÜRKİYE SİYASETİ NASIL ETKİLENİR
PKK’nın çekilmesi, operasyonların durması, cenazelerin gelmemesi, normalleşmenin sağlanması öncelikle toplumu müthiş derecede rahatlatır. Türkiye’de Kürt sorunu üzerinden oluşturulan vesayetçi sistemin erozyona uğraması bu sayede mümkün olacak ki buda olarak hukuki-siyasi,toplumsal vb. bir takım adımların atılması için de uygun ortam yaratır. Kürt siyaseti başta olmak üzere siyasi mücadelenin önü açılır, BDP ve Kürt muhalefetinin üzerindeki baskılar azalırsa BDP'nin çok daha olumlu ve farklı bir şekilde gelişim kaydedeceğine inananlar olduğu gibi BDP’nin güç kaybedeceğini düşünenlerin sayısı da az değil.
Eğer silahlar susar ve süreç başarıya ulaşırsa PKK’dan sonra Hizbullah Örgütü de silahlı mücadeleyi yöntem olarak bıraktığını açıklar ve silahtan tamamen uzaklaşır.
Silahlar susarsa ve bu süreç başarıya doğru giderse MHP, CHP, BDP başta olmak üzere Türkiye’deki siyasi partiler kendilerini yeniden tanımlamak yeniden dizayn olmak durumundalar. Bu bakımdan aslında bir bütün olarak kurumlarımız da yeniden yapılanma içerisine girerler.
TÜRKİYE Mİ ÖCALAN’A BİR ŞEY VERDİ ÖCALAN MI DEVLETE YOKSA…
Önce Murat Karayılan’ın asimilasyon biti sözünü bir yere not edelim. Devlet Öcalan’a ne verdi sorusu çok soruşuyor ki bana göre yanlış bir soru bu. Devlet, zamanın şahsında bütün Kürtlere kimliklerini verdi. Yaşadığımız çağda kimliğin topraktan daha değerli olduğu bir gerçek. Bu bakımdan devlette Öcalan da aslında bir birilerine bir şey vermediler, zamanın onlara dayattığı değişimi kabullendiler ve oratak bir noktada buluşarak bu değişim önündeki engelleri beraber kaldırma kararı aldılarç Bu bağlamda Öcalan en büyük engel olan silahların susturulması görevini alırken, devlet te en büyük engel olan Anayasanın yeninden yapılması görevini üzerine aldı…
SON VİDEO HABER
Haber Ara